Türkiye bölgede lider olmaya aday
Son yıllarda hız kazanan e-devlet projeleri Türkiye’yi bölgede farklı bir pozisyona taşıyor. Gelinen noktada bu projeler dolayısıyla sahip olunan deneyimin bölge ülkeleriyle paylaşılması gündemde. Türkiye bu anlamda bölge lideri olmaya aday.
Türkiye hayata geçirilen e-devlet projeleriyle bölgede yeni bir rol üstleniyor. Son dönemde hızlanan e-devlet projeleri Türkiye’ye deneyim kazandırırken, ülkemizi bölgede ayrıcalıklı bir konuma yerleştiriyor. 8-11 Aralık tarihleri arasında Antalya’da düzenlenen eGovShare 2009 Konferansı’nda Türkiye’nin üstlendiği bu rol konu başlıkları arasında yer aldı. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye, Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü (TODAİE) eDevlet Merkezi, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) ve İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC) tarafından gerçekleştirilen konferansta, ‘Kamu yönetiminde e-dönüşüm’, ‘E-devletin önündeki engeller ve sorunlar’, ‘E-devlette güvenlik ve güven’ gibi farklı konular ele alındı. Bilişimin bu uygulamalardaki kaçınılmaz yerinin vurgulandığı etkinlikte konuşulan konulardan biri de, Türkiye’nin e-devlet projelerinde izlediği yol ve deneyimlerinin bölge ülkeleriyle paylaşımı oldu.
Bölgede etki yaratırız ama eksikler söz konusu
Ülkemizde gerçekleşen açılımlarla e-devlet çalışmalarının hızlandığını ve iyi yönde ilerlediğini belirten TODAİE eDevlet Merkezi Müdürü Doç. Dr. Türksel Kaya Bensghir, şu değerlendirmeyi yaptı: “Kamu hizmetlerinin elektronik ortama dönüştürülerek vatandaşlara hizmet sunulması anlamında oldukça başarılıyız. Yurtdışında yapılan istatistiklerde elektronik hizmet sunma açısından oldukça iyi konumlara ulaştık. Avrupa’da AB ortalamalarının üzerindeyiz. Ancak sadece hizmet sunmak e-devlet dönüşümü değil. E-devlet dönüşümü bütün süreçlerin gözden geçirilmesi, insanın buna uygun eğitilmesi demek. Biz şu anki yönetim modeliyle hizmetlerimizi hızlandıralım ve verimli hale getirelim; vatandaş da bu hizmetlere daha az para ve zaman harcayarak ulaşsın diye bakıyoruz. Oysa değişim ve dönüşüm bu demek değil, yeni teknolojinin sunduğu olanaklarla işbirliği olanağının yaratılmasıdır. Kamu yönetimini tüm aktörleriyle birlikte işler hale getirebilme vizyonunda yaptıklarımız henüz sadece başlangıç.”
Bu mutfakta başlayan dönüşümü bölge ülkeleriyle paylaşabilecek noktaya geldiğimizi belirten Bensghir, “Çünkü Türkiye olarak AB uyum süreci kapsamında yaptığımız yasal düzenlemelerle ve yönetsel reformlarla iyi bir noktaya geldik. Teknolojinin yönetim reformundaki yerini çoktan anladık. Ama bilmediğimiz; bunu nasıl yapacağımız ve bir bütün olarak konuya nasıl yaklaşacağımız. Bunu yapacak e-devlet liderlerini henüz yetiştirmiş değiliz. Bu liderlerin sayısını artırmamız gerekiyor. Bu sadece Türkiye’nin değil, bölgedeki tüm ülkelerin arayışta olduğu bir konu. Şimdiye kadar herkesin yaşadığı deneyimler söz konusu. Biz bu açıdan yönetim yapımız ve geçmişimizle çevremizdeki ülkelere örnek olabilecek konumdayız. Dolayısıyla Türkiye bölgede etki yaratmaya hazır. Tabii eksiklerimiz söz konusu. Öncelikle kamu kurumları, özel sektör ve akademik dünya olarak kendi aramızda ne kadar işbirliği yapma gücüne sahip olduğumuza bakmalıyız. Her birimiz bir hücrede mi duruyoruz, yoksa bu hücreler birbirleriyle iletişim kurabiliyorlar mı? Bu konuda kafa yormamız gerekiyor. Bunu yapabilirsek, diğer ülkelerle bağ kurmak çok daha kolay olacak. Bir kurum konuyu kendi gerçekliğiyle görürken, başka kurumların gerçekliğiyle de görebilimeli. Böylece kurumlararası bütünleşme söz konusu olabilir” dedi.
E-devletin artılarının yanı sıra yönetilmesi gereken risklerinin de olduğunu belirten Bensghir, şunları söyledi: “Bu risklerden ne kadar haberdarız, vatandaşımızı bu riskler konusunda hangi ölçüde bilinçlendiriyoruz? En basiti vatandaşlık numaramız. Devlet farkında olmadan kendi uygulamalarında bunu riske atacak yaklaşımlara yer veriyor. Burada niyet kötü değil ama güvenlik konusunda vatandaşı bilinçlendirecek yöntem bulmakta eksiklik söz konusu.”
Deneyimler güçlendirebilir
İnsan Gelişim Raporu 2009 Araştırması’nın sonuçlarına değinen UNDP Demokratik Yönetişim Grubu Uzman Bilgi ve İletişim Teknolojileri ile Yönetişim Danışmanı Raul Zambrano, bu araştırmaya göre altyapı ve genişbant erişim konusunda Türkiye’nin oldukça iyi bir noktada olduğunu belirtti. Türkiye’nin çevre ülkelere e-devlet projeleri konusunda deneyimlerini sunacak kapasiteye sahip olduğunu vurgulayan Zambrano, araştırmada bilişim, e-devlet ve e-yönetişim konularında Norveç’in ilk sıraya oturduğunu hatırlatarak “Türkiye’nin önünde Norveç gibi ilerleyerek bu konuda lider olmak ve bölgede diğer ülkelere de yardım ederek ilerlemek gibi seçenekler söz konusu. Bence Türkiye iki seçeneği de değerlendirebilir. Norveç gibi olma yolunda ilerlerken çevre ülkelere deneyimini sunabilir. Bu ülkelere sahip olduğu birikimi ve altyapıyı sunarken, o ülkelerdeki çalışmalardan da deneyim kazanır. Daha da güçlenerek bu alanda ilerleyebilir” dedi.
Kamuya yönelik e-devlet eğitimleri
Kamu yönetiminde bilişimden her zamankinden daha fazla yararlanılması gerektiğini vurgulayan TODAİE Genel Müdürü Prof. Dr. Eyyup G. İsbir, bu alanda yaşanan gelişmelerin kamu yönetimindeki hizmetlere yansıtılması ve vatandaşların bu hizmetlerden yararlanmasının sağlanmasının bir zorunluluk olduğunu söyledi. İsbir, Bilgi Toplumu Stratejisi kapsamında 2010 yılında kamu hizmetlerinin yüzde 70’inin elektronik ortamda sunulmasının hedeflendiğini belirtti. MERNİS ve UYAP gibi şimdiye kadar gerçekleştirilen kamu projelerine dikkat çeken İsbir, bu projelerin yaygınlaşmasının ancak eğitim yoluyla olacağını kaydetti. e-Devlet Merkezi’ne işaret eden İsbir, TODAİE bünyesinde Aralık ayı içinde e-devlet odaklı bir eğitim merkezinin açılacağını söyledi. İsbir, “Sadece Türkiye’deki kamu yöneticilerine değil, aynı zamanda bütün komşu ülke kamu bürokrat ve yöneticilerine e-devlet konusunda eğitim vermek ve onlara Türkiye’nin sahip olduğu tecrübeleri aktarmak önemli hedeflerimiz arasında” dedi.