Türkiye’de gerçek bir ‘akıllı hastane’ için çalışıyoruz
Sağlık teknolojileri başlığında doğru hizmet ve ürün sunumu, gerçek anlamda ‘akıllı hastane’ oluşturulmasında da ‘ilk’ adım.
Hastane süreçleri günümüzde, geçmiş 10 yıl ile kıyaslandığında çok daha başarılı olmasına rağmen, hasta için hala uzun kuyruklar, nereye gideceği belli olmadığı için sürekli hastane içinde dolaşmak, tekrar alınan kayıtlar, yapılan yan işlemlerin çıkıp çıkmadığını sürekli kontrol etmek ve bu hengâme içinde, kendisine yapılan tanı ve tedavinin doğru olup olmadığını sorgulamak demek. Sağlık personeli içinse uzun çalışma süreçleri, kayıtları belge olarak hazırlama ve sonrasında, bunları yazılım ile sisteme girme, memnun olmayan hastalar ve bu aşırı iş yükü nedeni ile hata yapma korkusu söz konusu. “BT şirketlerinin yeni dönemdeki görevi; hasta ve sağlık personeli için mevcut ortamı daha dijital hale getirerek memnuniyeti, hastane için verimliliği ve kurumlar açısından da sağlıkta kaliteyi arttırmak” yorumunu yapan Advantech iService Ülke Danışmanı Mert Erinç’e göre, bunu yapabilmenin yolu tamamen kağıttan kurtulmuş ‘akıllı hastaneler’ kurmak ve bunları merkezi bir sisteme bağlı olarak yönetmek. BT şirketlerinin bunu yapması gerek. Özel sektör ve kamu arasında işbirliği ile küresel pazarda Türkiye’nin konumu hakkında Mert Erinç sorularımızı yanıtladı:
Kamu düzenleyici kurumları bu paylaşımı nasıl, hangi önceliklerle kontrol ediyor?
Görüldüğü kadarı ile kamu hastaneleri, inanılmaz bir şekilde dijitalleşme yolunda ilerliyor. Dijitalleşmede, yapılan işlerin tümünün anında sisteme kaydedilmesini sağlamayı ve sağlık personelinin anında bu bilgiye kavuşmasını kastediyorum. Yazılımı ve donanımı ile kamu hastaneleri bu yolda ilerliyor ve merkezi yönetim tarafında da destekleniyor. Bir hastanenin akıllı olmasının en temel adımı; hastanenin her yerinde veriye ulaşmak, yani kablolu ve kablosuz iletişimi hastanenin her yerinde başarı ile uygulamakla başlıyor. İkinci adım ise sağlık personeli ile hastane içinde kullanılan ERP yazılımını kesintisiz ve doğru şekilde konuşturacak arayüzlerin hastane ortamına entegre edilmesi. Üçüncü adım; bu arayüzler ile sağlık personelinin doğru şekilde çalışmasını sağlamak üzere, yazılım üzerinde uygun değişiklikler yapmak ve sağlık personelini bu konuda eğitmek. Son safha ise tüm bunları sağlıklı şekilde kaydedecek bir veri tabanı ve sunucu altyapısının kullanılması. Bu adımları yapanlar da ‘akıllı hastaneler’.
Gerek kamu gerekse özel sektörün sağlık başlığındaki ortak çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Yeterli veya eksik yönler, gelişim veya değişim beklediğiniz başlıklar var mı?
Akıllı hastane konusunda bir standart oluşturmak oldukça zor. Ülkeden ülkeye veya şehirden şehre bile değişebilir. Ortak amaç bir olsa da, standartlar belli olmadıkça hastanelerin gerçek dijital veya akıllı hastane olmaları tamamen kendi yapılarına özgü olmalı. Ama alt müşterekler bir olarak… Çünkü akıllı hastane demek, aynı zamanda toplanan bilgilerin bir ortamda analiz edilmesi, kısa ve uzun vadeli sonuçların buradan çıkartılması demek. İki örnek vereyim: Ambulanstaki bir hastanın ulaştırılacağı hastaneyi akıllı şekilde tayini, ölüm ile yaşam arasındaki süreyi de kısaltır. Oysa ülkemizde hastane ve ambulans sistemi iki ayrı kurum tarafından yönetiliyor. İkinci örnek olarak, eğer toplanan veriler aynı veri tabanının altında toplanabilse ve yapay zeka süzgecinden geçirilebilse, bu noktada, konulan tanı ve uygulanan tedaviler, verilen kararları destekleyici şekilde kullanılabilir. Tüm bunlar sağlık personelinin iş süreçlerini inanılmaz şekilde verimli hale getirir. Bu noktada, istek anlamında hiçbir eksik görmüyorum, ama eğer akıllı hastane olma standartları belirlense ve kararlar tek çatı altında toplansa, yapılan iş çok daha başarılı ve geçiş süreci çok daha kısa olabilir.
Uluslararası bir sağlık teknoloji şirketi olarak Türkiye pazarında nasıl konumlanıyor, hangi önceliklerle ve nasıl bir strateji ile ilerliyorsunuz?
Amacımız ürün satmak değil, hastaneleri akıllı hale getirecek çözümleri Türkiye’ye getirmek ve bunları Türkiye’nin süzgecinden geçirdikten sonra kendi şartlarımıza göre uygulayabilmek. Bunun için hastaneler bizden ürün talep etse de etmese de, hastaneye giderek hastanenin tüm yapısı konusunda bir rapor oluşturuyoruz. Sonrasında farklı senaryolar yaratıp hastanenin seçeceği akıllı hastane formatını planlıyoruz. Bu süreçte tek karar verici hastane olsa da, farklı ülkelerde yaşadığımız deneyimleri hastane ile paylaşıyoruz. Genel stratejimiz bu. Pazarın daha oturmuş olduğu bir Türkiye’de Advantech’in yatırım yapacağını düşünüyorum.
Türkiye pazarının gerek potansiyelini gerekse diğer pazarlara kıyasla zorlayıcı yanlarını nasıl örnekleyebilirsiniz?
Türkiye, sağlık pazarında dünyada tekel olabilecek bir ülke olabilir. Tek eksiğimiz daha akıllı hastaneler yaratarak, sağlıktaki kalitemizi birkaç seviye daha üste çekmek. Bunun için gerekli istek ve arzuya ve merkezi sistem üzerinden desteğe sahibiz. Bizi zorlayan tek konu; gerçekten ‘akıllı’ bir hastane örneğinin Türkiye’de olmaması. Tek ihtiyacımız tamamı ile akıllı bir hastaneyi kısa zamanda ortaya çıkarmak ve bu örnekle diğer hastanelerimize de ‘akıllı’ olma yolunda gerekli cesareti aşılamak. Tek eksiğimizin uzman firma veya kişilere güvenme konusunda biraz çekimser olmamız ve ‘ne olur, ne olmaz ilk yapan ben olup, hata yapan da ben olmayayım’ düşüncesini bir şekilde kıramayışımız olduğunu düşünüyorum.
Sağlık teknolojilerinde gerek genel kapsamda gerekse Advantech ürünleri adına bizleri neler bekliyor?
Advantech, alanında büyük olabilir, ama en önemli özelliği sadece bu değil. Konumuzda ilk olabilmek için yeni çözümler geliştirmeye devam ediyoruz. Bizi diğerlerinden farklı kılan da bu. Türkiye’de bin 300’den fazla hastane var ve biz hepsine talibiz. Mevcut 4 ürünümüz, oluşturduğumuz 100’e yakın da çözümümüz var. Hastaneler bize güvenirse, onlar için ayrı ayrı çözümler oluşturmaya kararlıyız.
2016 yılı Türkiye pazarında hedefleriniz hakkında bilgi verir misiniz?
Yıllık 2 milyon dolarlık pazar hedefimizi bu sene gerçekleştirmek istiyoruz. Bitecek büyük projeler ile rakam, bunun iki katı olabilir. Advantech firmasını bilmem, ama bir Türk olarak tek hedefim Advantech firmasına Türkiye’deki pazar fırsatlarını gösterip, Türkiye’de üretim tesisi oluşturmasını sağlamak üzere onları ikna etmek. Bu hedefime 2016 yılında ulaşmayı çok isterim.