Türkiye Finans Katılım Bankası CIO’su Mustafa Bezeklioğlu: “HER ŞEY İNSAN İÇİN YAKLAŞIMI İLE HAREKET EDİYORUZ”
“Aslında sürdürülebilirliğin evrensel olarak kabul edilmiş tek bir tanımı yok ancak Birleşmiş Milletlerin yaptığı tanım kısa ve öz bir şekilde ifade ediyor : “Gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama yeteneğinden ödün vermeden bugünün ihtiyaçlarını karşılamak”. Bu anlamda sürdürülebilirlik, sadece ekolojik dengenin değil kalıcı refahı tesis etmek için ekonomik ve toplumsal boyutların da bir arada düşünülmesi gerektiğini kabul eden bütünsel bir yaklaşımı içeriyor. Bu anlamda konunun 3 temel boyutu var. Çevreyi Koruma, Ekonomik Kalkınma, Sosyal Gelişim.
Biz de kurum olarak insanlığın geleceği için sürdürülebilirliği çok önemsiyor ve bu konudaki girişim ve çalışmaları destekliyoruz. Çevre konusunda karbon ayak izini azaltmak, kaynakların sürdürülebilir kullanımını sağlamak, atık yönetimi, enerji ve su tasarrufu, geri dönüşüm gibi adımlarla katkı sağlamaya çalışıyoruz. Üretim sektörü kadar olmasa da biz de bazı kaynakları tüketiyoruz. En çok tükettiğimiz kaynaklar da veri merkezlerimiz ve teknolojik altyapımız için kullandığımız enerji ve cihazlar. Dünya genelinde 7.500’ün üzerinde veri merkezinde yılda 5.8 milyon yeni sunucu kuruluyor ve 3 ila 5 yıl arasında da yenileniyor. Bir veri merkezi ortalama 25.000 evin tükettiği enerjiyi tüketiyor. Veri merkezlerinde verimliliğin en önemli metriği olan PUE (power usage effectiveness) değerlerini düşürmek için sanallaştırma oranlarının arttırılması ve kaynakların paylaşımla daha etkin kullanılması, soğutma ve kayıp gibi CPU kullanımı dışında harcanan enerjinin en aza indirilmesi çok önemli. Biz de veri merkezimizi tüm bunları gözeterek kurguladık ve işletiyoruz. Burası ülkemizin TIERIII tasarım ve işletim sertifikalı ilk veri merkezi. Uyguladığımız akıllı sistemlerle ciddi bir enerji tasarrufu sağlıyoruz. Veri merkezimizin çatısını güneş panelleri ile donatarak elektrik enerjisi üretip, enerji ihtiyacımızın bir kısmını buradan sağlayacak bir girişim başlatıyoruz. Ayrıca LEED yeşil bina sertifikasyonuna sahip olan binamızda da önemli enerji tasarrufu sağlayan uygulamalarımız var.
İkinci boyut olan ekonomik kalkınmayı destekleyecek girişimlerimiz de var. Yaptığımız otomasyon ve dijitalleşme atılımlarıyla bir yandan mükemmel müşteri deneyimini hedeflerken bir yandan da ciddi bir kağıt tasarrufu ile çevreye katkı sağlıyoruz. Hem kendi Ar-Ge merkezimizde hem de inovasyon ve Ar-Ge nitelikli projelere yeşil enerjiye, yenilenebilir enerji projelerine finansman sağlıyor, farkındalık çalışmalarını destekliyoruz. Dünyanın sürdürülebilirlik konusunda gerçekleştireceği tüm çalışmalar ve yatırımlar için ciddi bir finansman kaynağına ihtiyaç var. Bu da bankaların iş amaçlarını, iş süreçlerini yeniden tanımlamasına neden oluyor ve bankalar, finans kuruluşları bu dönüşüm sürecinde kilit bir rol üstleniyor.
Üçüncü boyut da hepimizi ilgilendiren sosyal boyut demiştim. Bu konuda da sosyal adalet, çeşitlilik, fırsat eşitliği, kapsayıcılık, eğitim, sağlık, toplum bilinci gibi hayatın her alanında sosyal sorumluluk ve farkındalık çalışmaları yapıyor ve destekliyoruz. Bizim için sürdürülebilirliğin en temel kriterlerinden biri çeşitlilik. Çeşitlilik beş kurumsal değerimizden biri olarak, kurum kültürümüzün merkezinde yer alıyor. Çeşitliliği zenginliğimiz olarak kabul ediyor ve kurum içindeki çeşitliliği artıracak aksiyonlar almaya özen gösteriyoruz.
Ekosistemin canlı ya da cansız tüm parçaları tartışmasız bir şekilde birbirine bağlı ve etkileşim içinde. Zincirin bir halkasındaki bozulma tüm sistemi etkiliyor. Bu dünya sadece bizim değil, aynı zamanda gelecek nesillerin. Bu konudaki farkındalık seviyesini artırmak üzere tüm birey ve kurumların seferber olması gerektiğini düşünüyorum.”