Türkiye Finans Katılım Bankası CIO’su Mustafa Bezeklioğlu: Müşteriye değer sunmanın yolu, sahip olunan veriyi doğru işlemek
Günümüzde veri, tüm kurumlar için en önemli ve değerli aset haline geldi. Verinin yaşam döngüsü içinde oluşumu, toplanması, depolanması, arşivlenmesi, analiz edilmesi gibi her aşamada farklı teknolojilerle işleyip değer yaratmak ve güvenliği sağlamak durumundayız.
Günümüzde teknolojinin baş döndürücü bir hızla gelişmesi, dijitalleşme, internet ve bağlı cihazların yaygınlaşması, web3.0 dediğimiz döneme girmiş olmamız bizim pek çok kanaldan veri toplar duruma gelmemizi sağladı. Bu topladığımız verileri de yine teknolojinin ve veri işleme yöntemlerinin gelişmesi ile değere dönüştürme yeteneklerimiz yetkinliklerimiz gelişti.
Bankacılık sektöründe de önceden verileri sadece kendi kanallarımızdan ve kendi müşterilerimizden toplar, bunları analiz edip raporlar üretir ve karar destek sistemlerimizde kullanırdık. Son yıllarda dijitalleşme ve tüm sektörlerin entegre bir dijital ekosistem oluşturmasıyla ile birlikte bankacılık sınırlarını aştık. Geçen yıl ıslak imzanın kalkıp tamamen dijital yöntemlerle müşteri edinimine imkan sağlandıktan sonra gerçekten bankacılık ve finans sektöründe devrim niteliğinde gelişmeler oldu. Farklı sektörlerin iş birliği içinde çalışabileceği yenilikçi iş modellerinin önü açıldı. Örneğin biz ülkemizdeki ilk ‘Servis Modeli Bankacılığı’ örneği olan bir uygulamayı Zubizu ile hayata geçirdik. Bununla ilgili yasal düzenleme de 1 Ocak 2022’de devreye girdi. ExtraLimit adını verdiğimiz bu uygulamayla milyonlarca Zubizu kullanıcısı kendi mobil uygulamasından çıkmadan benzersiz bir deneyimle müşterimiz olup finansman kullanabiliyor. Yine10 binin üzerinde perakende bayisinde müşteri onboard etme ve oralardan satılan ürünlere yerinde finansman sağlamak üzere hızlı finansman kanalı oluşturduk. Bu örneklerdeki gibi tüm bu dijital kanallar ve ekosistem içinden sistemlerimize sürekli artarak veriler akıyor. Bu gelişmeler bizim veri toplama ve müşterilerimize dijital platformlardan temas etme olanaklarımızı çok genişletti.
Verileri depoladığımız, yedeklediğimiz, işlediğimiz altyapılar da çok önemli. Biz 2013 yılında Türkiye’nin ilk TierIII işletim sertifikalı veri merkezini kuran kurumuz. Üç yedekli bir mimari yapımız var. İstanbul’daki ana veri merkezimiz ve aktif-aktif çalışan High Availability Center dediğimiz bir yedek veri merkezimiz var. Üçüncü yedeğimiz de olağanüstü durumlarda kullanılmak üzere Ankara’da konumlanmış durumda. Her üç lokasyonda da tüm sistemler clustered yapıda ve kendi içinde de yedekli. Bu anlamda hem sistemlerin hem verinin yedekliliğini ve güvenliğini de sağlıyoruz. Oluşturduğumuz bir Big Data platfomu ile de verilerin arşivlenmesini, yapısal ve yapısal olmayan verilerin birlikte işlenmesini sağlıyoruz.
Veri ile ilgili belki en önemli konu, verinin etkin bir şekilde işlenmesi, müşterilerimize kişiselleştirilmiş ürün ve hizmetler sunarak değere dönüştürülmesi. İnsanın düşünme ve karar verme yetisini 10 binlerce farklı parametreyi yapay zeka ve makine öğrenmesine dayalı teknolojiler kullanarak modellemeye çalışıyoruz. Önceden insanların daha kısıtlı analiz ve verilerle verdiği kararlar şu an makineler tarafından çok daha akıllı yöntemler ve başarılı sonuçlarla verilebilir duruma geldi. Kredi tahsis kararlarımızdan erken uyarı sistemlerine varıncaya kadar pek çok alanda makine öğrenmesine dayalı modeller hem müşterilerimize hem de hem de kurumlara önemli kazanımlar sağlıyor. Veri analizine dayalı kişiselleştirilmiş ürün ve hizmetlerle sağlanacak benzersiz müşteri deneyimi önümüzdeki dönemde müşterilerin en önemli tercih sebebi olacak diye düşünüyorum.