Türkiye, kişisel verilerin vahşi Batı’sı
Biliyorsunuz, “Kişisel Verileri Koruma Yasası”, tasarı sürekli değiştirilerek on küsur yıldır Meclis gündemine geliyor, sonra da gidiyor. Yine gündemdeymiş, ama bilgisayarımdaki hangi tasarı, bilmiyorum; belki de henüz bizlere lütfetmedikleri bir tasarıdır… Kişisel veriler ve mahremiyet hakkımız anayasal koruma altında, ama biliyorsunuz, somut durumlarda bir işe yaramıyor. Üç beş yönetmelik var farklı alanlarda, ama onları da önce devletin kendisi ihlal ediyor, yaptırımı yok…
Bu durumun neden böyle olduğunu bu köşede defalarca açıkladım: O kadar çok otorite bu konuda istisna istiyor (yani bizi muaf tutun, biz vatandaşın bilgi çorbasına istediğimiz gibi kepçe sallayalım diyor) ki, yasayı bu istisnalarla çıkartamıyorlar. Çünkü o zaman uymakla yükümlü olduğumuz AB ve uluslararası standartları alanen çiğniyor olacağız; bu da üstesinden gelinemeyecek tepki ve baskılar demek… Ama bir nedeni daha var: Çünkü çok karlı… Vahşi kapitalizmle de birleşince, Türkiye’nin kişisel verilerin vahşi Batı’sı olması çok karlı bir durum yaratıyor.
Birkaç örnek: MEB, 17 milyon öğrencinin bilgilerini GSM şirketlerine sattı (http://goo.gl/hpQ55); Sağlık Bakanlığı, SağlıkNet 2 sistemiyle topladığı hasta bilgilerini satışa çıkartıyor (http://goo.gl/9u418; http://goo.gl/dxSC2; http://goo.gl/nemMc; http://goo.gl/xjPBS; http://goo.gl/5nEAP) (bu konuda bir imza kampanyası: http://goo.gl/Wg8BN); SGK’nın elindeki verileri 72 milyon liraya sattığı ortaya çıktı (http://goo.gl/fUuSk; http://goo.gl/fUuSk; http://goo.gl/KWYw2)… Sonra, evinize bir anketör geliyor ve şöyle sorular duyuyorsunuz: “Kürtaja karşı mısınız”, “alkol kullanıyor musunuz”, “boşanmışsınız, eski eşinizin mesleği neydi” (http://goo.gl/j2EU6)…
Başta sağlık bilgileri olmak üzere kişisel verilerin önemli bir bölümünün ne kadar mahrem olduğu, bunların özel hayat kapsamında titizlikle korunması gerektiği ve devletin de bu korumadan sorumlu olduğu bilinir. Bizde devlet, kendi hassas memurları ve milletvekillerinin bilgilerini koruyor sadece, geri kalanı da haraç mezat satıyor (http://goo.gl/xjPBS). Yeni çipli kimlik kartlarının ardında kurulan sistemle tüm veriler ilişkilendirildiği zaman olacakları düşünmek bile istemiyorum.
Devlet, bin yıllık biat / tabiyet / aidiyet kültürüyle vatandaşı kendi “malı” saymaya öyle alışmış ki, verileri de onun “malı” oluyor haliyle…
Yoksa “vahşi Doğu” mu deseydik?