Türkiye’nin üretici olması şart
Sıcak gelişmelerin yaşandığı bir bölgede yer alan Türkiye, savunma açısından da her türlü gelişmeye hazırlıklı olmak zorunda. Hem sınır hem de yurtiçi güvenliği açısından bakıldığında emniyet güçleri ve silahlı kuvvetlerin sürekli bir teknolojik gelişim ve modernizasyon çalışması içinde bulunması gerekiyor. Tabii bu teknolojinin kullanılması kadar üretilmesi de ülkemiz açısından oldukça önemli. Teknoloji geliştirmenin gerekliliği konusunda aslında Türkiye önemli bir deneyim de yaşamıştı. 1974 yılında gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı’nın ardından yaşanan ambargo döneminde bu eksikliğimiz gündeme gelmiş ve teknoloji geliştirme konusundaki çalışmalara daha fazla ağırlık verilmeye başlanmıştı. Aradan geçen sürede bazı mesafeler katedildi ama hala yeterli düzeye gelebilmiş değiliz. Silahlı kuvvetlerin modernizasyonunu sağlamak ve savunma sanayisini geliştirmek amacıyla çalışmalarını sürdüren Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM), savunma teknolojilerinde yerli katkının payının artırılması yönünde önemli bir rol oynuyor. Türk savunma sanayi şirketleri de gerçekleştirdikleri çalışmalarla özellikle ihracat konusunda bundan sonraki yıllar için umut veriyor. SSM 2007 – 2011 Stratejik Plan hedefleri arasında 2011 yılında savunma teknoloji ihracatının 1 milyar doları geçmesi hedefi de yer alıyor ve bu hedefe adım adım yaklaşılıyor. Şu anda yüzde 20 – 25 oranında olan yerli sanayi katkısının da yüzde 50 seviyesine ulaştırılması da öngörülüyor.
BT’nin etkisi sürekli artıyor
Tüm bu gelişmelere baktığımızda savunma sanayinin gelişiminde en önemli unsurlardan birinin de bilişim teknolojileri olduğu yadsınamaz bir gerçek. Savunma araçlarında yer alan gömülü yazılım ve sistemlerin oranının her geçen gün artmasına paralel olarak bu araçların yetenekleri de artıyor. Bu açıdan bilişim teknolojileri ile savunma teknolojileri önemli bir yakınsama ortamı içinde bulunuyorlar. Bilişim teknolojileri; elde edilen bilgilerin (veri, ses, görüntü) değerlendirilmesi, iletilmesi ve saklanması açısından birçok sektör gibi savunma alanı için de önemli bir unsur. Bu açılardan bakıldığında savunma ve bilişim sektörlerinin birbirleriyle daha yakın çalışması gerekiyor. Hatta önümüzdeki yıllarda bu birlikteliğe olan ihtiyaç daha da artacak. Yakın bir zaman içinde, siber savaşların kendisini daha fazla göstereceği bilinen bir gerçek. Bu konuda da ülkemizdeki çalışmalar devam ediyor. Tabii tüm bunlar için sıkı bir Ar-Ge çalışması gerekiyor.
Ar-Ge olmadan üretim olmaz
Ar-Ge oranlarımız, gelişmiş ülkelerin oldukça gerisinde kalıyor.
Üniversite ve sanayi işbirliğini başarıyla gerçekleştiren, kalifiye eleman eksikliğini gideren, kazan–kazan modeli çerçevesinde uluslararası kuruluşlarla işbirliğini artıran bir Türkiye, önümüzdeki yıllarda savunma teknolojilerinin geliştirilmesi, üretimi ve ihracatı konusunda önemli adımlar atabilir.