Türkiye teknolojiyi üreten ülke olmalı
Dünyada üç endüstriyel devrim, iş yapış tarzımızı efsanevi şekilde değiştirdi. Buharlı makineler, seri üretim ve internet teknolojisi ile yaşamlarımız adım adım farklılaştı. Bugün ise Nesnelerin İnterneti teknolojileri dördüncü devrim tanımını fazlasıyla hak ediyor. Daha verimli, daha hızlı, daha eğlenceli bir yaşam için kapıları aralıyor. Nesnelerin İnterneti ile yaşam alanlarımız çok daha akıllı teknolojiler içermeye başlayacak. Tüm sektörler bu dijital dönüşümden etkilenecek. Zira bütün sektörleri etkileyen yatay bir sektör olan teknoloji bütün iş yapış süreçlerini baştan yazmamıza neden olacak. Bu değişimin gerisinde kalmamak ve hatta liderlik etmek için markalar çok daha yenilikçi ürün ve hizmet geliştirmeye dolayısıyla da inovasyona odaklanacak.
Bağlanan her yeni cihaz, her yeni uygulama veri üretecek. Ortaya çıkan bu büyük veri yepyeni mesleklerin ortaya çıkmasını sağlayacak, örneğin veri mühendisliği hiç olmadığı kadar popülerleşecek. Diğer yandan düne kadar hayal olan giyilebilir teknoloji, hayatımıza hızlı bir giriş yaptı. Giyilebilir teknolojiler aslında nesnelerin interneti kavramının bir alt başlığı ve ülkemizde daha yeni başladı. Intel öngörülerine göre giyilebilen teknolojiler üzerimizde taşıdığımız her türlü giyilebilen eşyanın içerisine adapte olabilecek duruma gelebilecek. Giyilebilir teknolojiler birçok farklı sektörün ortak ve disiplinler arası çalışmalar yapması için büyük bir cazibe noktası oluşturuyor. Tasarım dünyası, hangi alanda olursa olsun tüm disiplinlerden faydalanır ve çok dinamiktir. İşte bu noktada yazılımcılar ve veri madencileri kadar yaratıcı sanatçılar ve çeşitli disiplinlerdeki tasarımcılar da öne çıkıyor. Günümüzde, katma değer yaratan sektörlerdeki temel harcın inovasyon ve teknoloji olduğu yadsınamaz bir gerçek. Bu noktada genel anlamıyla mühendisler ile aklımıza henüz gelmeyen pek çok disiplin birlikte çalışacak. Mekaniğin ve tasarımın daha da heyecan verici olacağı bir dönemine giriyoruz.
Dünya şimdiden bu teknolojiler üzerine odaklanmış durumda. Intel’in 2014 yılında yaptığı en büyük yatırımlardan biri de İstanbul Teknik Üniversitesi’nde açtığı Ar-Ge merkezi. 2015 yılında giyilebilir teknolojiler, nesnelerin interneti ve ileri eğitim teknolojileri konularında çalışmalara odaklanmayı hedefliyor. Intel, sektördeki iş ortakları, üniversiteler, kamu kurumları ve kuruluşları ile birlikte yenilikçi açık Ar-Ge modeli oluşturuyor. Ar-Ge merkezinden açılmasından bu yana 5 Uluslararası patent başvurusu da geçtiğimiz günlerde gerçekleşti.