Türkiye yazılım sektörü ve yazılımın yarattığı katma değerler
Gülara Tırpançeker
Türkiye bilişim pazarının büyüklüğü 30 milyar dolara yaklaşmaktadır. Bunun 7 milyar dolarını bilgi teknolojileri pazarı oluşturmaktadır. Donanımın pazar payı yüzde 72’dir. Yazılım ve hizmetlerde bu oran yüzde 28’dir. Oysa dünyada donanımın bilişim harcamalarından aldığı pay yüzde 39’dur. Bilişim sektörünün gelişebilmesi ve bir sıçrama yapması için Türkiye’de yazılım ve hizmetlerin hızlı ve sağlıklı büyümesi gerekmektedir. Türkiye’de üretim ve otomasyon, telekom, enerji, elektrik ve elektronik, finans, lojistik, tekstil, eğitim, medya, savunma, sağlık, turizm, inşaat ve kamu alanlarında yazılım geliştirilmektedir. Türkiye’de 100 civarında şirket 50 ülkeye, 12 serbest bölgeye yaklaşık 250 milyon dolar yazılım ihracatı yapmaktadır.
Bilişim sektörüne sağlanan teşvik ve desteklerden bahsedecek olursak; BTK’nın Mart 2009 tarihli kararında, 3G için yapılacak toplam yatırımın yüzde 40’ının üç yıl içinde 500 kişilik Türk Ar-Ge mühendisine sahip tedarikçiden, yüzde 10’unun da yerli KOBİ’lerden karşılanması şartının sektörümüz için önemli bir adım olduğunu söyleyebiliriz.
Ancak; 5746 Sayılı Ar-Ge Kanunu’ndan sadece 5 adet bilişim şirketi yararlanabildi. Çünkü, kanunda en az 50 Ar-Ge personeli olması şartı vardır.
Türkiye’de önemli işlere imza atıldı ancak, henüz olmamız gereken noktada değiliz ve daha çok yazılım üretmemiz gerekmektedir. Yazılımın yarattığı katma değerlere de bakacak olursak, yazılım üretiminin toplumsal ve ekonomik ilişkilerin her düzeyinde katma değer yarattığını gözlemleyebiliriz. Yazılımın yarattığı katma değerleri aşağıdaki başlıklar altındaki örneklerle aktarmak istiyorum:
Yazılımın istihdama etkisi
2007 yılı sonunda AB bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründeki iş gücünün yüzde 55’i yazılım sektöründe istihdam edilmektedir. İş İstatistikleri Bürosu, ABD’de 2006 yılında, yazılımla ilgili sadece tek bir kategoride (yazılım mühendisleri kategorisi) istihdam sayısının 860 bin civarında olduğunu bildirmiştir. Büro, 2016 yılına kadar bu sayının yüzde 38 oranında artacağını tahmin etmektedir.
Yazılımın ihracata etkisi
Hindistan’da yazılım ve servisler ihracatı 47 milyar dolar, İrlanda’da yazılım ihracatı 16,8 milyar dolar, İsrail’in ise yazılım ihracatı 5,68 milyar dolardır.
Yazılımın Ar-Ge faaliyetlerine etkisi
Dünyada yazılıma yönelik yatırımların yüzde 25’ini Ar-Ge yatırımları oluşturmaktadır. Örneğin, Yeni Zelanda’da bu oran yüzde 34’tür. Avrupa Komisyonu kapsamında yapılan bir araştırmaya göre yazılım sektörü 22 sektör içinde Ar-Ge faaliyetlerine en çok kaynak ayıran beşinci sektör olarak belirlenmiştir. Ar-Ge yoğunluğu bakımından ise yazılım ikinci sırada yer almaktadır. ABD’nin yazılımla ilgili patent sayısı 4 bin 695’dir. ABD’yi AB25 ülkeleri ve Japonya takip etmektedir.
Yazılımın Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya etkisi
Avrupa Birliği ülkelerinde yazılım ürünleri ve yazılım hizmetleriyle ilgili harcamalar 258 milyar avro tutarında olup, bu harcama AB ülkelerinin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla ortalamasının yüzde 2,6’sını oluşturmaktadır.
Yazılımın diğer sektörlerdeki rekabetçiliğe etkisi
Dünya ülkeleri, bilgi ekonomisine dönüşme ve bilgi toplumu olma yolunda yarış ve rekabet içerisindedir. Gelişmekte olan ülkelere yazılım büyük fırsatlar sunmaktadır ve ülkelerin kaderini değiştirmektedir. Bunun en çarpıcı örnekleri dünyada 3I olarak bilinen İsrail, İrlanda ve Hindistan’dır. Sektörün yarattığı katma değerleri bu ülkelerde rahatlıkla görebiliriz. İrlanda’da işsizlik 1986’da yüzde 17 iken 15 yıl sonra 2001’de yüzde 4,3’e düşmüştür. İsrail’de, sektörün istihdam ettiği insan sayısı 1990-2000 yılları arasında 36 binden 56 bine çıkmıştır. On yılda yüzde 65 istihdam artışı olmuştur. Hindistan’da 2007 yılında yazılım üretiminden elde edilen gelir, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 5,2’sini oluşturmuştur. 1998 yılında bu oran yüzde 1,2 düzeyinde idi. Bu ülkeler yazılım sektörünü “stratejik sektör” olarak belirlemişlerdir ve devlet desteği ile yazılım üreterek birer başarı hikayesi olmuşlardır.
Türkiye neden bir başarı hikayesi olmasın
Ekonominin tüm kollarını etkileyen yazılımı üretmek için en önemli girdi akıl ve yaratıcı güçtür. Türkiye genç bir nüfusa sahiptir. Yaş ortalamamız 28,3’tür ve nüfusumuzun yüzde 51’i 25 yaşın altındadır. Ayrıca BT kullanabilecek 1,5 milyondan fazla KOBİ’miz vardır. Buradan yola çıkarak iyi bir iç potansiyele sahip olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz. Türkiye’nin jeopolitik konumu ve Gümrük Birliği üyeliği ile Avrupa, Türk Cumhuriyetleri ve Ortadoğu pazarlarında dini, etnik ve ticari ilişkilere sahip olmasının da dış pazarlar için sahip olduğumuz avantajlardır.
Türkiye; başarılı diğer ülke örneklerinden de faydalanarak ve konumunu ve kaynaklarını da göz önüne alarak, iç ve dış pazar odaklı olarak kendi modelini oluşturmalıdır. Bilişim sektörünün sıçrama yapması ve Türkiye’nin dünya oyuncusu olabilmesi için yazılım stratejik sektör olmalıdır.
Yazılım sektörünün gelişebilmesi için özel sektör, STK’lar, üniversiteler ve kamu arasındaki işbirliği son derece önemlidir ve bu paydaşlara ve özellikle devlete önemli görevler düşmektedir. Dünya örnekleri incelendiğinde, yazılım sektörüne devlet tarafından sağlanan katkıların “Devlet Doğrudan Destekleri”, “Devlet Teşvikleri” ve “Devlet Dolaylı Destekleri” olarak üç ana başlıkta gruplandığını söyleyebiliriz. Bu tür destek ve teşvikleri İrlanda, İsrail, Hindistan, Çin, Malezya, Tayvan ve Brezilya gibi ülkeler uygulamaktadırlar.
Türkiye’de yazılım sektörünün, yazılım üretiminde başarılı olmuş diğer ülke örneklerinde olduğu gibi kritik sektör olarak konumlandırılması ve bu bağlamda bu sektörün ihtiyaçlarına ve yapısına özel destek ve teşvik enstrümanlarının geliştirilmesi gerekmektedir. Bu konuda yapılabilecek bir uygulama; Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 5. Maddesinin (ğ) fıkrası uyarınca Ulaştırma Bakanlığı’nda oluşturulan fonun yazılım sektörüne (şirketlerine) faydalandırılması konusudur. Geliştirilecek destek ve teşvik uygulamaları yazılım sektörünün sıçrama yapmasını sağlayacaktır.
10. Ulaştırma Şurası’nda ülkemizin bilgi ve iletişim sektöründeki 2023 yılı vizyonu ve hedefleri de ortaya konmuştur. Şurada açıklanan sonuç raporunda belirtilen
• Bilişim sektörünün 160 milyar dolara ulaşması ve bunun GSYİH’daki payının yüzde 8’e çıkarılması
• Yazılım sektörünün öncelikli alan olarak belirlenmesi ve toplam ihracatta yazılım sektörü payının yüzde 2’ye çıkarılması hedefleri son derece çarpıcıdır.
Bu hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için yapılması gerekenleri şöyle sıralayabiliriz.
• Bilişim sektörü stratejik sektör olmalı,
• Siyasi sorumluluk ve sahiplenme gerçekleştirilmeli,
• Devlet destekleri ve teşvikleri artırılmalı,
• Yerli üretim ve girişimcilik desteklenmeli,
• Talep artırılmalı,
• Rekabetçi piyasa oluşturulmalı.
Bu hedefleri yakalayabilmek için; yazılım sektörüne sağlanacak destek ve teşvik enstrümanlarını planlayarak hükümet ve yasa koyucu nezdinde harekete geçilmesi için siyasi liderliği üstlenecek, bu konuda vizyonu ve bakış açısıyla sektöre ve yatırımlara yön verecek, kurumlar arası eşgüdümü sağlayacak siyasi sahiplenmeye gereksinim vardır.
gulara@tekimed.com