Türkiye’de elektrikli araç sayısı kat be kat artacak
2030’a kadar tüm yeni araç satışlarının %100 elektrikli araçlardan oluşması yönünde bir strateji benimseyen Türkiye’de on yıl sonra 2,5 milyon elektrikli aracın trafiğe çıkması öngörülüyor. Elektrikli araçların sayısının artması, şarj istasyonları için hukuki bir temelin oluşturulması gerekliliğini doğururken, Turkish Law Blog ekibinden Avukat Fatih Özdemir, EV şarj istasyonları ile ilgili düzenlemelerin bu alandaki küresel teknolojik gelişmelere göre sürdürülebilir şekilde güncellenmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye’de elektrikli araçlar ve şarj istasyonlarının hukuki durumunu değerlendiren Av. Fatih Özdemir, küresel çapta fosil yakıt kullanımının azaltılması konusunda ülkeler arasında mutabakat olduğuna dikkat çekti. Paris İklim Anlaşması’nda belirtilen 1,5°C’lik küresel ısınma hedefine ulaşabilmek için karbon emisyonlarının sıfıra indirilmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye’de ise elektrikli araç artışının beklenen seviyelere ulaşamadığını belirten Av. Fatih Özdemir, “Bunun sebepleri arasında yetersiz altyapı ve elektrikli araçlardan alınan vergiler bulunuyor. Türkiye’de fosil yakıtlara bağımlılığa rağmen konvansiyonel araçlar yaygın. Ancak sürücülerin elektrikli araçların avantajlarını keşfetmesiyle birlikte bu araçlara yönelimin artacağını düşünüyoruz” dedi.
Av. Fatih Özdemir, elektrikli araçlar yaygınlaştıkça bu araçların şarj edilmesini sağlayan istasyonların sayısının arttığını kaydederek, Türkiye’de 3 binden fazla şarj istasyonu bulunduğunu, bu istasyonların 2 bin 500’den fazlasının halka açık şarj istasyonları olarak konumlandığını belirtti. Türkiye’de bir süre önce yürürlüğe giren mevzuatın şarj istasyonlarına yönelik sorunları çözmeye ve piyasayı regüle etmeye odaklandığını ifade eden Av. Özdemir, elektrikli araçlar ve şarj istasyonlarının hukuki durumunun mevcut düzenlemeler ve teşviklerle desteklendiğini de hatırlattı. Elektrikli araç sürücülerinin halka açık şarj istasyonlarını kullanması konusunda bazı sorunlar yaşanmaya başladığını vurgulayan Av. Fatih Özdemir, şöyle devam etti:
Lisans sahiplerinin önemli sorumlulukları var
“Dünyada artık EV araçlarının şarj edilmesine ilişkin sorunlar tartışılıyor. Esas olarak elektrik kesintileri veya arızalardan dolayı sürücüler de araçlarını şarj edemeyebiliyor. Bunun yanı sıra halka açık istasyonlarda güvenlik sorunları ortaya çıkabiliyor ve sürücülerin mağdur olduğu durumlar yaşanabiliyor. Bu yüzden şarj istasyonlarına ilişkin düzenlemelerin güncellenmesi, teşviklerin artırılması ve şarj altyapısının genişletilmesi gibi konulara odaklanmak gerekiyor. Türkiye’de elektrikli araç sektöründeki büyümeyi sürdürülebilir kılmak için hükümetin, özel sektörün ve yerel yönetimlerin işbirliği içinde hareket etmesi ve uyumlu politikalar benimsemesi önem arz ediyor. Ancak bu sayede küresel karbon emisyonunun azaltılmasına ve sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunabiliriz. Türkiye’de elektrikli araç kullanımının artması, şarj ağı işletmecilerinin ve lisans sahiplerinin hak ve sorumluluklarını önemli hale getiriyor. Şarj istasyonlarının planlanması, kurulumu ve işletilmesi konularında standartlara, mevzuata ve yönetmeliklere uyarak, kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılayacak hizmetler sunmaları gerekiyor. Veri güvenliği, kullanıcı eğitimi, işbirliği ve sürdürülebilirlik alanlarında da sorumluluklarını yerine getirmeliler. Ayrıca bu istasyonlarda enerji verimliliği, güvenlik ve kalite standartlarını uygulamalılar. Böylece elektrikli araçların yaygınlaşmasında ve sürdürülebilirlikte pay edinebilirler. Platformumuzda da bu konulara sıklıkla değinerek gelişmelere kapı açmak istiyoruz. Hukuk ve iş piyasasına özgü olarak kurduğumuz yayın platformumuz Turkish Law Blog’ta yeni medya modeline özgü şekilde global yayınlar yapıyoruz. İş hayatındaki ve uluslararası alandaki güncel hukuki gelişmeleri aktarıyoruz.”