Türkiye’de yenilenebilir enerji sektörü rüzgar enerjisi ile büyüyecek
Türkiye’de enerji sektörü, özellikle petrol ve gaz sektöründeki şirketler için stratejik bir dönüşüm sürecine girmiş durumda. Bu dönüşümle, ülkemizde yenilenebilir enerji üretimi %40’ın üzerine çıktı. Özellikle güneş enerjisi ve rüzgar türbini yatırımları bu değişimin lokomotifi haline geldi. Ülkemizdeki rüzgar türbini yatırımları hızla artarken yenilenebilir enerji sektörünün rüzgar enerjisi ile büyümesi bekleniyor.
Enerji sektöründe özellikle Oil&Gas (Petrol ve Gaz) alanında faaliyet gösteren şirketler stratejik bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Bunun neticesinde ülkemizde yenilenebilir enerji üretimi her geçen gün artıyor. Bu durum, güneş enerjisi yanında rüzgar türbini yatırımlarının da artmasına katkı sağlıyor. Oil&Gas alanındaki dönüşüm, yeni fırsatlar sunarken Türkiye’de asıl değişim, güneş ve rüzgar enerjisi alanında yaşanıyor. Ülkemizdeki güneş enerjisi yatırımları daha basit bir yapıya sahipken, ana odak noktası rüzgar türbini yatırımları. Son dönemde küresel rüzgar türbini üreticileri ve operasyon ekipleri Türkiye’de büyük yatırımlar gerçekleştiriyor. Bakım operasyonları için merkezler kurma ve ekipman yatırımları yapmanın yanı sıra, üretim açısından da Türkiye’de kademeli bir büyüme ve yatırım planlanmakta. Bu yatırımlarla birlikte; 2024 yılı itibariyle enerji sektöründe rüzgar türbini üretimi ve operasyonlarının büyük bir büyüme göstermesi bekleniyor.
Atlas Copco Endüstriyel Teknik Genel Endüstri Bölüm Müdürü Okan Kara, sektördeki değişim ve yenilenebilir enerji alanındaki gelişmeler karşısında tüm enerji sektörünü kapsayan yeni bir ürün gamı geliştirdiklerini belirterek, “Rüzgar türbini üretim ve operasyon faaliyetlerinde global ekiplerimiz ile işbirliği içerisinde global anlaşmalar gerçekleştiriyoruz. Özellikle kritik ve hassas sıkma işlemi çok olan proseslerde tanımlı ürünler kullanılabildiği için müşterilerimiz ile çözüm yollarını global anlaşmalar ile garanti altına alarak sahada kullanılan ekipman ihtiyaçlarını karşılıyoruz” dedi.
Sadece üretim hatlarında kullanılan ürünler değil, sahada operasyon sürelerini kısaltan, kalite ve ergonomik iyileştirmeler sağlayan, maliyetleri azaltan ürünleri içeren yeni ürün gamıyla sahada daha aktif faaliyet göstermeyi hedeflediklerini vurgulayan Kara, “Küresel ısınmaya karşı duruşumuz ve iklimsel sürdürülebilirlik konusundaki hassasiyetimizle yatırımlarımızda yenilebilir enerjiye odaklanıyoruz. Gerek üretim gerekse sahadaki operasyonlarda kullanılabilecek tüm gelişmiş ürün ve çözümleri içeren ekosistemimiz ile enerji sektörünü sürdürülebilir geleceğe hazırlıyoruz” açıklamasında bulundu.
Türkiye’de yenilenebilir enerji üretimi %40’ın üzerine çıktı
Giderek artan sürdürülebilirlik yatırımları, Türkiye’de yenilebilir enerji üretimini %40’ın üzerine çıkardı. Türkiye’de güneş ve rüzgar enerjisinde büyük bir dönüşüm yaşandığını söyleyen Kara, “Bu da güneş enerjisi ile birlikte rüzgar türbinin yatırımlarının artmasını destekliyor. Türkiye’deki global rüzgar türbini üreticileri ve operasyon ekipleri ciddi yatırımlar gerçekleştiriyor. Operasyon bakım ekipleri bakım operasyonları için merkezler kurup ekipman yatırımları yaparken, üretim anlamında da kademeli olarak Türkiye’de yatırım ve büyüme öngörülüyor. Rüzgar türbini üretim ve operasyon faaliyetlerinde global ekiplerimiz ile işbirliği içerisinde global anlaşmalar gerçekleştiriyoruz. Bu noktada müşterilerimizin sahada kullanılan ekipman ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Her geçen gün daha fazla global şirket ile anlaşma yaparak ürünlerimizin daha fazla şirkete ulaştırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.
Enerji sektörünün hem üretim hem saha operasyonlarını üst seviyeye çıkaracak
Sektör oyuncularına verimlilik, ergonomik ve kalite iyileştirmeleri sunarak sürdürülebilir bir çalışma kültürü yarattıklarına dikkat çeken Kara, yeni ürün gamına ilişkin şu değerlendirmede bulundu: “Enerji şirketleri ile tüm operasyonlara toplam çözüm sunan bir partner anlayışı içerisinde çalışıyoruz. Sürekli saha ziyaretleri ve analizleri yaparak gerek duyulan iyileştirmeleri belirliyoruz. Çözümlerimiz ile saha denemeleri yaparak sağladığımız katkı, fayda ve kazançları ölçeklendiriyoruz. Böylece müşterilerimizin kazançlı çıkmalarını sağlıyoruz. Ürün gamımızı fabrikalarda 8000Nm seviyelerinden 70.000Nm’ye kadar sıkım yapabilecek ürünlerden oluşacak bir hale dönüştürdük. Sadece üretim hatlarında kullanılan ürünler değil, sahada operasyon sürelerini kısaltan, kalite ve ergonomik iyileştirmeler sağlayan ve müşterilerimizin toplam maliyetlerini azaltan yeni ürün gamımızla sahada aktif olarak faaliyet göstermeyi hedefliyoruz. Bu noktada sadece fabrika içi uygulamalara değil, enerji sektörünün hem üretim hem de saha operasyonlarına üst seviye ürünler kazandıracağız”
“Büyüme yolculuğumuzu müşterilerimizle sürdüreceğiz”
Enerji sektöründeki büyüme yolculuğunu stratejik ortak olarak tanımladıkları müşterileriyle birlikte sürdürmeyi hedeflediklerini belirten Okan Kara; “Atlas Copco olarak müşterilerimize gerek istasyon gerekse hat yönetim sistemleri sunarken ürün gamımızı da sürekli yeniliyoruz. Müşterilerimize daha esnek, aynı hatlar üzerinden çıkan farklı ürünleri ve kompleks üretim hatlarını destekleyecek yazılımlar sunuyoruz. Bunu gerçekleştirirken müşterilerimizin ERP sistemleri ile entegre çalışabilecek ve farklı ürün ihtiyaçlarına yönelik prosesleri belirleyip destekleyecek çözümler sunuyoruz. Sadece ham datanın toplanmasının yeterli olmadığı günümüzde bu datayı toplarken aynı zamanda yorumlayacak, üretim raporlamalarını otomatik mail haline getirebilecek ve otomatik yapılan SPC analizleri ile üretim hattın ya da istasyonlardaki datanın anlamlı bir şekilde yorumlanmasını sağlayacak yazılım çözümleri sunuyoruz. Müşterilerimize sağlayacağımız faydaları ve enerji sektöründeki yatırımlarımızı doğru şekilde aktararak, onlardan aldığımız yüksek güven ile büyüme yolculuğumuzu birlikte sürdürme gayreti içerisindeyiz” diyerek sözlerini tamamladı.