Türkiye’nin dijital dönüşümü; tüm paydaşlarla ve bütüncül bakış açısıyla gerçekleştirilecek
“2023 hedeflerimiz doğrultusunda, yarının rekabetçi ekonomisinde bir güç olarak var olabilmek ancak zamanın getirdiklerini yorumlayan ve hızlı karar alarak uygulayabilen çevik bir yönetişim anlayışıyla ve yenilikçi teknolojik çözüm üretebilme kapasitesiyle mümkün olabilir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç, Dijital Türkiye Versiyon 1.1 ile bütünleşik hizmet sunumuna geçildiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişle birlikte, kamunun dijital dönüşümünün ve siber güvenlik koordinasyonunun tek çatı altında toplanmasına yönelik olarak Cumhurbaşkanının şahsına bağlı olarak kurulan ‘Dijital Dönüşüm Ofisi’; Türkiye’nin dijitalleşmesi kapsamında bütün Bakanlıklarla koordinasyonu sağlayacak bir yapı olarak tasarlandı. “Yenilikçi teknolojileri üretmek kadar, bu teknolojilerin kullanımına imkân tanıyacak altyapı yatırımının zamanında yapılmasına, bu altyapı üzerinden iletilen verinin kendi sınırlarımız içinde kalarak yorumlanmasına ve yapay zekâ ile yorumlanan büyük veriden değer ekonomisine geçiş için ihtiyaç duyulan iş süreçlerinin planlanmasına kadar birçok alanda iyileştirmeye ihtiyaç duymaktayız” şeklinde konuşan Dr. Ali Taha Koç, dijital dönüşümden beklenenlerin gerçekleşebilmesi için kurumlararası iş birliğininin ivedilikle geliştirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
“Dijital Türkiye 1.0’ı tamamladık, şimdi v1.1 ile yolumuza devam etmekteyiz”
“Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Fuat Oktay’ın başkanlığında bütün bakanlıklardan ilgili bakan yardımcılarımızla her ay ‘Bürokrasinin Azaltılması ve Dijital Türkiye’ toplantılarını gerçekleştirmekteyiz” diyerek tüm bakanlıkların elektronik ortamda sunmuş oldukları hizmetlerde süreç sadeleştirmelerine katkı sağlayarak, vatandaştan talep edilen evrak sayısının azaltılmasına yönelik çalışmalar yaptıkları bilgisini veren Koç, şunları kaydetti: “Bu toplantıların başında şöyle bir tablo vardı: Bakanlıklar kendi tekil ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik çalışmalar yapıyordu ancak bütünleşik bir dijitalleşme stratejisi bulunmuyordu. Yeni dönemde dijitalleşme anlamında yaptığımız ilk şey ‘e-Devlet’ yerine ‘Dijital Türkiye’ demek oldu. Dijitalleşmenin bir süreç olduğunu anlatabilmek için bu yapıyı versiyonladık. Dijital Türkiye 1.0’ı tamamladık, şimdi v1.1 ile yolumuza devam etmekteyiz. ‘Dijital Türkiye Platformu’ üzerinden halkımıza dokunan, katma değeri yüksek bütünleşik hizmetlerin sayısını artırmak için kurum ve kuruluşlarımızla iş birliği içerisinde var gücümüzle çalışıyoruz. Özellikle eskiden elektronik devlet çatısı altında verilen hizmetleri çok daha genişleterek ‘Dijital Türkiye Platformu’nda bir araya getirdik. Amacımız siber güvenlikten milli yazılımlara kritik altyapıların korunmasından büyük veri ve yapay zekâ gibi alanlara kadar konuyla ilgili tüm başlıklardaki çalışmaları takip edip desteklemektir.”
Hizmet başına düşen ortalama belge sayısı 3,80’den 0,34’e düşürüldü
Koç, kamu tarafından üretilen bir verinin diğer bir kamu kurumu tarafından belge olarak istenmemesi maksadıyla başlatılan sıfır belge politikası için çalışmalarının hızla devam ettiğini vurgulayarak “Bu kapsamda, bürokratik işlemlerde kaybedilen zamanı telafi etmek, vatandaş ile özel sektör üzerindeki bürokratik yükleri azaltmak amacıyla ‘Dijital Dönüşüm Ofisi’ koordinasyonunda; 1 Cumhurbaşkanlığı Kararı, 41 yönetmelik ve 13 tebliğ’de değişiklik yapılarak Resmi Gazete’de yayımlandı, bu sayede 111 süreç basitleştirildi. Ayrıca çeşitli alanlarda; iş, burs, izin, lisans, ruhsat gibi başvuruların tümüyle Dijital Türkiye (e-Devlet) üzerinden yapılmasına imkân sağlandı ve fiziki olarak istenen belgeleri azaltan mevzuat paketi de yayımlandı. ‘e-Devlet’ten Dijital Türkiye Versiyon 1.1’e giden süreçte hizmet başına düşen ortalama belge sayısı 3,80 iken yaptığımız çalışmalar ve kurumlarımızın üstün gayreti neticesinde talep edilen ortalama belge sayısı 0,34’e düşürüldü. Şu anda toplamda 44 milyona yakın kullanıcı sayısına erişildi. 628 kurum kuruluşa ait toplam 7295 hizmet de, ‘Dijital Türkiye (e-Devlet) Platformu’nda sunulmakta. Bugüne kadar ‘Dijital Türkiye Portali’ üzerinden; 75.620 doğal gaz fesih başvurusu, 47.850 abonelik sözleşmesi başvurusu ve 2.853.130 abonelik sorgulama işlemi yapıldı” şeklinde konuştu.
‘Dijital Dönüşüm Ofisi’, kamunun dijital dönüşümüne öncülük ediyor
Koç, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde yapılan değişiklikle, ‘Dijital Dönüşüm Ofisi’ne yeni görevler verildiğini hatırlatarak “Değişiklikler; 24 Ekim 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kararnameye göre dijital dönüşüm; dijital teknolojilerin kullanımı ve geliştirilmesi yoluyla ekonomik ve sosyal refahın artırılmasına yönelik insan, iş süreçleri ve teknoloji unsurlarında gerçekleştirilen bütüncül dönüşümü ifade ediyor. Artık dijitalleşme değil dijital dönüşümden bahsetmemiz gerekiyor” dedi ve şu detayları aktardı: “‘Dijital Dönüşüm Ofisi’; dijital dönüşüm, Dijital Türkiye (e-Devlet), siber güvenlik, büyük veri ve yapay zekâ alanlarında kritik görevler üstlendi. ‘Dijital Dönüşüm Ofisi’, Türkiye’nin dijital dönüşümünü bütüncül bir bakış açısıyla ve ilgili tüm paydaşlarla birlikte gerçekleştirecek. Diğer yandan yerli milli dijital teknolojilerle dijital dönüşüm, dijital dönüşümle de sosyal ve ekonomik refah artışı sağlanacak. Ofisimizin yeni görevleri arasında; ‘Ulusal Veri Sözlüğü’, ‘Bölgesel Veri Merkezi’, ‘Açık Veri Portali’ çalışmaları da yer almakta. Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen amaç, politika ve stratejilere uygun olarak kamunun dijital dönüşümüne öncülük etmek, ‘Dijital Türkiye’ (e-devlet) hizmetlerinin sunumuna aracılık etmek, kurumlararası iş birliğini artırmak ve bu alanlarda koordinasyonu sağlamak ‘Dijital Dönüşüm Ofisi’nin görevleri arasında öncelikli olarak sıralanmakta. Kamu dijital dönüşüm yol haritasını hazırlamak, dijital dönüşüm ekosistemini oluşturmak amacıyla kamu, özel sektör, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları arasındaki iş birliğini geliştirerek bunların dijital kamu hizmetlerinin tasarım ve sunum sürecine katılımını teşvik etmek de Ofisimizin görevleri arasında yer alıyor. Bundan sonra ‘Dijital Dönüşüm Ofisi’ bilgi güvenliğini ve siber güvenliği artırıcı projeler geliştirecek. Diğer yandan kamuda büyük veri ve gelişmiş analiz çözümlerinin etkin kullanımına yönelik stratejiler geliştirip öncelikli proje alanlarında yapay zekâ uygulamalarına öncülük edecek ve koordinasyonu sağlayacak. Ofisimiz, yerli ve milli dijital teknolojilerin kamuda kullanımının artırılması yoluyla geliştirilmesi ve bu kapsamda farkındalık oluşturulması amacıyla projeler geliştirecek, görev alanına giren konularda politika ve strateji önerilerinde bulunacak.”
‘Kamu Dijital Dönüşüm Lideri’; dijital dönüşüm yol haritasının hazırlanmasından sorumlu
Kararnamade yapılan değişikliklerle, kamunun dijital dönüşüm yol haritasını hazırlayacak olan ‘Dijital Dönüşüm Ofisi’nin görevleri ve hizmet birimleri detaylandırılarak ‘Kamu Dijital Dönüşüm Lideri’ kavramının mevzuatımıza kazandırıldığının altını çizen Koç, şu bilgileri paylaştı: “Dijital dönüşüm alanındaki başarılı ülkeler incelendiğinde, özel sektörde de kabul görmüş olan ‘Bilişim Üst Yöneticisi’ veya ‘Dijital Dönüşüm Lideri’ pozisyonlarının kamu yönetimine uyarlandığı görülmekte. Bu ülkelerde, benzer birimlerin kamu yönetiminde kurulmasıyla, dijital dönüşüm çalışmalarına bütünlük ve süreklilik kazandırıldığı anlaşılıyor. ‘Kamu Dijital Dönüşüm Lideri’ (Government Chief Digital Officer, GCDO), kamuda dijital dönüşüm stratejilerinin oluşturulması ve uygulama süreci başta olmak üzere dijital dönüşüm yol haritasının hazırlanmasından sorumludur. Bu açıdan ‘Kamu Dijital Dönüşüm Lideri’; bir rol olmayıp bir fonksiyon olarak karşımıza çıkıyor. Diğer yandan kararnamade yapılan değişiklikle, ‘Dijital Dönüşüm Ofisi’nin hizmet birimleri şu şekilde oluşturuldu: 1) Dijital Dönüşüm Koordinasyon Dairesi Başkanlığı 2) Dijital Teknolojiler, Tedarik ve Kaynak Yönetimi Dairesi Başkanlığı 3) Dijital Uzmanlık, İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı 4) Siber Güvenlik Dairesi Başkanlığı 5) Büyük Veri ve Yapay Zekâ Uygulamaları Dairesi Başkanlığı 6) Uluslararası İlişkiler Dairesi Başkanlığı 7) Bilgi Teknolojileri Dairesi Başkanlığı 8) Yönetim Hizmetleri Dairesi Başkanlığı 8) Hukuk Müşavirliği”
Yerli ve milli teknolojilerin kamuda pilot olarak kullanılması zorunluluğunu getireceğiz
Koç, “Kaynaklarımızı verimli kullanarak, teknolojiyi sadece tüketen değil üreten bir Türkiye olmak için çalışıyoruz. Bu kapsamda, Türkiye’nin ilk yerli ve milli baz istasyonu ULAK’ın Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinde kurulumu, kullanımı çalışmalarını gerçekleştirdik ve ULAK, GSM operatörlerimizin de tercihi haline gelmeye başladı” bilgisini vererek “‘Dijital Dönüşüm Ofisi’ olarak, yerli ve milli geliştirilen teknolojilerin kamuda pilot olarak kullanılması zorunluluğunu getireceğiz. Demo raporlarını toplayıp, ürünleri izleyip değerlendirecek ve kamuda yaygınlaştırılması çalışmalarını da koordine edeceğiz” dedi. Dr. Ali Taha Koç, ‘KamuNet’i daha güvenli hale getirerek kullanımını yaygınlaştıracaklarına dikkat çekip “Bu kapsamda veriyi en çok kullanan iki kurumumuzda, yerli ve milli IP Kripto cihazımızın kullanımına yönelik pilot çalışmalara başladık. Son dönemde yaşanan hadiseler, ülkelerin sınırları kadar verilerinin ve dijital altyapılarının da korumasının önemini bizlere gösterdi. Siber güvenlik; kara, hava, deniz ve uzaydan sonra beşinci muharebe alanı olarak ülkeler için ulusal güvenliğin ayrılmaz ve en önemli bileşeni durumunda. Siber güvenlikte caydırıcı olmanın yolu sadece mevcut teknolojileri kullanmaktan değil, bu alanda milli ürün ve çözümler geliştirmekten, nitelikli insan kaynağı yetiştirmekten ve doğru politikaları uygulamaktan geçiyor” açıklamasını yaptı.
‘Ulusal Veri Sözlüğü’ sayesinde terminoloji birliği sağlanacak
“Kamu kurumlarımızın, tüm uygulama, platform ve altyapı katmanlarında kullandıkları verilere ilişkin standart ve tanımlamaların yer alacağı ‘Ulusal Veri Sözlüğü’ (UVS) ve kurumsal mimari çalışmalarını başlattık. ‘UVS Eğitimcilerin Eğitimi’ ile kamunun verisinin ortak bir dile sahip olmasını amaçladık. Eğitimimiz; 78 kurum ve kuruluştan 238 kişinin katılımıyla gerçekleştirildi. Artık kamu kurumları birbirleriyle konuşurken aynı dili konuşsun, veriyi standart bir sözlükle üretsin istiyoruz. Böylece verinin sahipliği belli olacak ve aynı zamanda mükerrerlik arz eden veri de engellenecek. ‘Ulusal Veri Sözlüğü’ sayesinde terminoloji birliği de sağlanacak. Her kurum kendi veri sözlüğünü oluşturacak. Nasıl hiçbir canlı susuz yaşayamazsa, ‘Yapay Zekâ’ da verisiz bir anlam ifade etmez. Bu bağlamda, ‘Ulusal Veri Sözlüğü’nün çıktıları, ‘Yapay Zekâ’ algoritmalarının can suyu olacak” şeklinde konuşan Koç, şu detayları paylaştı: “‘Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi’nde; özellikle ‘Etik’, ‘Hukuk’ve ‘Toplumsal Yaşama Entegrasyon’ konularına önem verildi. Bu doğrultuda oluşturduğumuz ilkeler; ‘İnsan Odaklı’, ‘Adil’, ‘Toplumsal Refahı Artırıcı’, ‘Şeffaf’, ‘Güvenilir’, ‘Hesap verebilir’, ‘Veriden Değer Üreten’ ve ‘Ulusal ve Etik Değerlere Bağlı’ olarak belirlendi. Her şey veriden değer üreten Türkiye için… Scimago verilerine göre ülkemiz; 1996 yılında ‘Yapay Zekâ’ üzerine üretilen çalışmalarda 76 ülke arasında 32. sırada yer alırken 2018 yılında 152 ülke arasında 12. sıraya yükseldi. Oluşturmaya başladığımız yapay zekâ ekosisteminin, ülkemizin kalkınmasında lokomotif rol alacağını düşünmekteyiz.”