Türkiye’nin rekabet gücünde iklim teknolojileri etkili olacak
Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) Yönetim Kurulu iklim teknolojilerine odaklı ticari ölçekte öncü uygulama projelerini hayata geçirme kararı aldı.
TTGV’nin bu yıl seçilen başkanı Değerhan Usluel liderliğindeki yönetimi; Yeşil Mutabakat ve sınırda karbon uygulaması gibi sanayiyi değişime zorlayan küresel öncelikler paralelinde hızla gelişen iklim teknolojilerini Türkiye sanayisinin uluslararası rekabetçiliğini besleyecek bir paradigma değişimi fırsatı olarak ele alacak. Sanayi için AR-GE, teknoloji geliştirme ve girişim sermayesi alanında 30 yıllık tecrübesi ile çok sayıda ilki başlatan TTGV, beş yılda farklı alanlarda beş öncü projeyi hayata geçirecek.
TTGV, iklim değişiminin nedenlerini ve etkilerini azaltma odağındaki problemler karşısında, Türkiye’de daha önce uygulanmamış teknolojik çözümleri sahada ticari ölçekte uygulayarak kanıtlamayı, oluşacak örneklem etkisi ile tetiklenecek yeni projelerle pazara giriş ve ölçeklenme süreçlerine katkı sağlamayı hedefliyor.
İleri teknoloji alanında kendi öz kaynaklarıyla öncü projeler yürüten TTGV’nin “Teknoloji Üreten Türkiye” vizyonu ile iklim odaklı yürütülen yeni dönem çalışmaları hakkında TTGV Yönetim Kurulu Başkanı Değerhan Usluel, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Kuruluş misyonumuz öncü programlar ve tekrarlanabilir örnekler ile Türkiye’de sanayinin küresel rekabetçiliğinin gelişmesinde yol açıcı olmak. Dünyada yılda 5 trilyon USD yatırım yapılacağı öngörülen iklim teknolojileri gelecek 20 yılın en önemli paradigma değişimi. Başta enerji dönüşümü, ulaşım, endüstriyel üretim, tarım, yapı ve malzeme alanlarında endüstrimizin önünü açacak teknoloji odaklı yenilikçi proje ve programları geliştirerek bu paradigma değişiminden en olumlu şekilde faydalanmaya katkı sağlamayı hedefliyoruz.”
TTGV’nin çalışmalarının sahada diğer proje ve programlar için de çarpan etkisi oluşturacağını ifade eden TTGV Genel Sekreteri Dr. A. Mete Çakmakcı da, “2021 yılı dünya iklim teknolojileri yatırımları bir önceki yıla göre yüzde 210 artış gösterdi. Ülkemizde öncelikle iklim teknolojilerinde somut uygulamalar ile talebin oluşması, pazarın gelişmesi ve küresel zincirlere entegre olabilecek yetkinlikte tedarikçilerin büyümesi gerekiyor. İklim teknolojileri Türkiye’nin katma değerli teknoloji ihracatına katkı sağlamanın yanında, ekonomik ve jeopolitik risklere karşı dayanıklılığını da arttıracaktır” dedi.