Uçakta acil teşhis
Her gün en az 6 milyon kişi uçakla seyahat ediyor. Bu kadar çok yolcu arasında acaba kaç kişi acil tıbbi müdahale gerektirecek hallere düşüyor? Kalp kizi? Nefes darlığı? Ani başlayan, geçmeyen sancı? Mide bağırsak sorunları? Say say bitmez.
Hostes eğitiminde ilk yardım konusunda da eğitim var. Ama ne kadar eğitim olsa da uçağın acil iniş yapması gereken tıbbi durumlar, pilotlar kadar yolcuların da kabusu.
Resmini gördüğünüz, bir sayısal teşhis cihazı. Göğüse yapıştırınca kalp atışlarını kaydediyor. Bir elektrokardiyografi… Parmağa takılan mandal gibi şey, bir oxiometry. Kanda ne kadar oksijen dolaştığını saptıyor.
Bu cihazı kullanmak için doktor olmaya gerek yok. Son derece basit ve kullanışlı. Sayısallaşma arttıkça, bu cihaz bile daha da küçülecek, kesin.
Uçaklarda kullanılacak tür bir diğer cihaz ise, doktorların olmazsa olmazı, kalp-akciğer bölgesinin “sesini” dinledikleri stetoskop. Bunu da ufalttılar ve görsel hale getirdiler.
Doktor, stetoskop görevi yapan cihazı göğse değdiriyor. Normalde soğuk olması gereken metal kısım, bu yeni cihazda ılık. Vücut ısısında… Özellikle çocuklar ve yaşlılarda bu “soğuk dokunuş” her zaman sorunludur. Yenisinde böyle bir sorun yok.
Bu cihazla doktor/hostes, vücudun sesini “görüyor.” Organlar, kan ve lenf damarlarının, bizim duymadığımız sesleri, stetoskopla duyulur. Ama bunun ne anlama geldiğini uzmanlar anlar. Yeni cihazla, ille doktor olması gerekmeyen biri de rahatsız kişinin kalp, akciğer, midesinden gelen sesleri ekranda görebilecek. Ve bundan bir anlam çıkartmak daha kolay olacak.