ÜLKE EKONOMİSİNE ÖNEMLİ KATKISI OLACAK
Veri merkezlerinin verimliliğinin sadece enerji kullanımı olarak ölçüldüğünü vurgulayan Oytek Bilişim Hizmetleri Sistem Yönetim Müdürü Kudret Gülcan, önümüzdeki dönemde verimlilik ölçümüne operasyonel ve yönetimsel işlemlerin de dahil edileceğini ifade etti. Gülcan, “Ölçümlemenin bu şekilde yapılması işlemlerin otomatize edilmesini hızlandıracak. Bulut teknolojisi sanallaştırmanın yaptığını bir adım ileri götürecek gibi görünüyor. Birçok uygulama mobil cihazlarda çalışacak ve şirketlerin iş akışlarını buna göre düzenlemeleri gerekecek. Veri merkezleri ağ bağlantılarını, donanım altyapılarını buna göre hazırlıyor ve kullanıma göre şekillendirmeyi planlıyor. Daha akıllı otomasyon yazılımları kullanılacak” şeklinde konuştu.
Birim Satış ve Pazarlama Direktörü Barış Dinler, bugün ve gelecekte herhangi bir terminal veya yöntem ile verimize ulaşıp, uygulamalarımızı çalıştırabileceğimiz görüşünde. Dinler, “Bir şeyleri satın almak yerine bu hizmetleri servis olarak alıp bir para ödeyeceğiz, hatta kullandığımız kadar ödeyeceğiz ve sistemleri yeniden satın alma, güncelleme konuları tamamen bizim dışımızda gelişecek. Kullanıcı için de işleten için de geleceğin teknolojisi daha basit, güvenli, yönetimi ve idaresi kolay sistemler olacak” dedi.
Sadece Hosting Genel Müdürü Selçuk Saraç, Türkiye’de bu alanda altyapı sağlayıcılarının, erişim sağlayıcılarının gelişimi ve bakış açıları değişmediği sürece çok hızlı gelişim beklemiyor. Saraç, “Veri merkezi kavramını popülerliğinin pek çok yatırımcıyı pek çok mevcut büyük şirketlerin bu alana yönelmesine neden olacaktır, fakat bu yönelmelere rağmen ülkemizde çekirdek iş olarak veri merkezi alanını seçen şirketlerin daha fazla gelişeceğini daha fazla müşteri yaratacağını söylemek yanlış olmaz. Bu alanda gözden kaçırılmaması gereken bir gelişim bu hizmetin ithal edilebilecek bir servis olduğu. Bu alanda altyapı sağlayıcılarının desteği bu iş için yine büyük önem taşımakta” dedi.
GlassHouse Bilgi Sistemleri Satış Müdürü Hakan Dinçel’e göre ise, teybe yedeklemek tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ciddi düşüş halinde. İşletmeler yedekleme ve geri dönüş sürelerini kısaltmak, yedekleme işlemlerini otomatikleştirmek ve data kaybından arındırmak icin diske yedeklemeye geçmekteler. Geçmişe nazaran disk fiyatlarındaki düşüş bu geçiş eğilimini hızlandırıyor.
Organizasyonlarda diğer ifade ile veri merkezlerinde kullanılmakta olan ERP/CRM, kuruma özel geliştirmeler veya benzeri uygulamalar, kurumsal veri merkezlerindeki toplam veritabanı hacmini katlanarak artırmakta. Aynı zamanda gelişmekte ve değişmekte olan iş süreçleri ile yasal düzenlemeler her türlü kurumsal verilerin uzun süre muhafaza edilmesini zorunlu kılıyor. Komtaş Bilgi Yönetimi Satış Müdürü Uğur Şendoğan, artmakta olan verilerin veri merkezlerinde saklanmasının performans sorunlarına sebep olduğunu, sonuç olarak donanım yatırımlarını artırarak, kullanılmakta olan yazılımların baştan düzenlenmesini gerektirdiğini söyledi. Şendoğan, şunları söyledi: “Özellikle bankacılık, telekom, perakende gibi sektörlerde artan veri hacmi ve buna bağlı performansı sorunları, eski iş uygulamalarının emekli edilmesi, bu sistemlerdeki kritik verilere hızlı erişim sağlanması, operasyonel sistemler dışına test, eğitim vb amaçlarla taşınan verilerin güvenliğinin sağlanması çözüm bekleyen konulardır. Bilginin yaşam döngüsü yönetimi olarak tanımlayabileceğimiz ‘Application Information Lifecycle Management (ILM)’ kavramı bu ihtiyaçlara cevap vermektedir. ILM konusundaki çözümler kurumlardaki ilgili bölümlere verilerin çevrimiçi arşivlenmesi, test verilerinin oluşturulması ile uygulamaların ve verilerin emekli edilmesi aşamasında katma değer sağlamakta, sonuçta yatırım, hizmet ve bakım maliyetlerini düşürerek verimliliği artırmaktadır. ILM konusunu genel olarak, veri artışının yönetilmesi, test verilerinin oluşturulması ve kontrol edilmesi, veri güvenliği konusunda yasal uyum gerekliliklerinin yerine getirilmesi, kritik verinin korunması ve verilerin ve uygulamaların güvenli bir şekilde emekli edilmesi şeklinde özetlemek mümkün.”
NetApp Sistem Mühendisi Lütfi Yunusoğlu’na göre, melez bulut mimariler, önümüzdeki günlerde ön plana çıkacak konuların başında. Bununla beraber yönetim ve öngörüyü kolaylaştıran, kurulacak bulutun ne zaman hangi şekilde genişletilmesi gerektiğini gösteren, kaynak planlamaya yardımcı olacak yazılımlar daha sık duymaya başlayacağımız konulardan biri olacak. Mekanik parça içermeyen ve çok yüksek performansa sahip SSD temelli bellek kartları hem depolama sistemlerinde hem de sunucularda daha sık kullanılmaya başlanacak. Sistem odaları sanallaşırken fiziksel altyapıyı da daha verimli hale getirmek için kullanılacak tümleşik erişim yöntemi daha çok tercih edilir olacak.
Türkiye’de bulut bilişim teknolojilerinin uygulanması yeni ancak gelişmeler hızla takip ediliyor ve dünyada yaşanan eğilimlere paralel ciddi bir talep oluşmaya başladı. Cloudturk Yöneticisi Mustafa Yazıcı, “Özellikle bulutun sağladığı esneklik ve maliyet avantajları hemen her kurumun dikkatinin buluta çekilmesini sağladı. Dünyadaki veri paylaşımının arttığı ve bununla birlikte arşivleme ihtiyacının da paralel olarak artacağı düşünülürse bireysel alanda da bulut bilişim kullanımının artacağını öngörmek çok da yanlış olmaz” şeklinde konuştu.
ABH Genel Müdürü Çetin Uygun, veri merkezi hizmetlerindeki büyümenin ülke ekonomisine önemli bir katkı olacağı kanısında. Veri merkezleri tarafından sunulan hizmetlerin önümüzdeki üç yıl için büyüme hızının yıllık bazda yüzde 20 civarında olacağının tahmin edildiğini aktaran Uygun, “Pazarın önümüzdeki yıllarda yeni Türk Ticaret Kanunu gibi şirketlerimizi internet ekonomisine hazırlayan çeşitli çalışmaların artmasıyla büyük bir ivme kazanacağını öngörüyoruz” dedi. Uygun, şunları söyledi: “Şirketlerin veri merkezleri yatırımları gerek donanım, gerek yazılım ve gerekse hizmetler parkı olarak giderek büyürken, çeşitli nedenlerle yapılan birçok yatırımın atıl kalma tehlikesi her zaman mevcut. Bilişim endüstrisi bunun farkında olduğu için teknolojileri de mümkün olduğu kadar kompakt, ekonomik ve ergonomik hale getirme çabasında. Örneğin, sunucu sayıları artmaya başlarken sanallaştırma teknolojileri ile bugün daha derli toplu bir sistem yönetimi sağlanabildi. Dolayısıyla teknolojinin kullanımında bir sorun yok. Buna rağmen veri merkezleri büyüyor ve giderlerde artış yaşanıyor. Çünkü hızla sayısallaşan bir ekonomide işlerin hacmi ve derinliği de aynı oranda artıyor. Değişimi zorlayan konu teknolojiden çok bilişim hizmet modellerinde yeniden yapılanma ihtiyacı. Daha modüler ve değişime açık veri merkezi modellerinin öne çıktığını göreceğiz. Bilişim profesyonelleri ise üst yönetim kademelerindeki stratejik iş kararlarının doğrudan içinde yer alarak teknolojiyi ağırlıkla rekabetçi bir pazardan hizmet olarak almayı tercih edecek. Çok kritik konularda şirketler veri merkezlerini kendi içinde tutmaya çalışsalar dahi dünyadaki eğilim birçok bilişim çözümünün hizmette güvenlik ve kaliteyi tarif eden özel SLA anlaşmaları ile dışarıdan alınmasına yönelik. Türkiye’nin bu gelişmelerin dışında kalacağını söyleyemeyiz.”