Ulusal yapay zeka stratejisini hazırlayan ülkeler bir adım öne geçecek
Küresel bazda kamu birimleri ve siyasi otoriteler dijital dönüşümü gözden kaçırmadan, birlikte ilerleme çabasında. Çünkü bu alandaki gelişimi gerek bireysel gerekse kurumsal bazda reddetmek imkansız. Ama hükümetlerin de dünyayı yeniden şekillendiren değişimlere ‘doğru’ uyumu önemli. Deloitte Center for Government Insights tarafından hazırlanan “Government Trends 2020” araştırmasına göre, kamuda dokuz temel dönüşüm trendi var: Yapay zeka (AI) odaklı hükümet, dijital vatandaş, davranışsal bilim ile kamunun getirisini geliştirmek, veri ve AI etik kurallarının öne çıkması ve büyük veride etik karmaşası, kamunun ileriye dönük stratejiler geliştirerek öngörüsel analitik kullanımının gelişimi, inovasyonu desteklemek adına bulut, inovasyonu hızlandırmak adına kamuda yaratıcılık için güvenli alanlar oluşturulması, akıllı devlet başlığında kamu hizmetlerini destekleyen akıllı şehir çözümleri ve son olarak, vatandaş deneyiminin kamuda tüm hizmetlerde ön plana çıkması.
Kamunun AI harcamaları bireysel AI harcamalarını aşacak
Devletin ve kamunun AI olgunluk seviyesinin yükselmesine raporda hem düzenleyici hem de bir kullanıcı şapkası ile bakılıyor. Çalışmaya göre, kamunun bu iki amaç için AI kullanımı ilerleyen yıllarda toplumu ve hatta jeopolitik yapıyı yeniden şekillendirecek. Bu kapsamda uygulamalar bireysel ve kurumsal hayatta vazgeçilmez hale gelirken, doğal olarak devletler ve özel sektör de bu yeni dönemin fırsatlarına uyumlu hale geliyor.
25’ten fazla ülke ulusal AI stratejilerini oluşturdu. Deloitte araştırmasında ülke bazında AI odaklı kamuya dair güncel örnekler paylaşılıyor. Buna göre, ABD hükümetinde otomasyon sayesinde yaklaşık 1.3 milyar saat tasarruf gündeme gelecek. Küresel bazda 2022 yılına kadar kamunun AI harcamalarının büyümesinin yaklaşık yüzde 44 olması bekleniyor. Bu da bireysel hizmetlerde AI harcamalarına kıyasla daha büyük bir artış hızı demek. Bu alanda daha ileri gidebilmek için devletlerin öncelikle kapsamlı bir ‘ulusal AI stratejisi’ benimsemesi gerekli bulunuyor ve Deloitte raporuna göre, bu stratejinin hedefi de maliyet azaltmak, değer katmak ya da bu iki önceliğin bir kombinasyonu olarak netleştirilmeli. Kamu birimlerinin karşı karşıya kaldığı problemleri tanımlamak ve bunlara hangi AI teknolojilerinin çare olabileceğini belirlemek önemli. Bu ‘belirleme’ süreci sonrası, doğru adımlarla yapılacak pilot çalışmalar takip edilmeli ve uzun vadeli bir planlama ile hareket edilmeli. Bu arada, AI yetkinliğine sahip insan kaynağını da geliştirmek şart. Hem kamunun kendi iç birimlerinde hem de dışarda bu yetkin AI kaynağının yetiştirilmesi ve geliştirilmesi farklı projelerin hayata geçmesi, var olan ulusal AI kurgusunun da verimli ve güvenli devamı için şart. Deloitte çalışmasında vurgu yapılan bir gereklilik de güncel veri akışını sağlamak, bu akışı sağlayan kanalları ve onlara erişim seviyelerini doğru belirleyebilmek.
Faydalar ve riskler karşı karşıya
Deloitte çalışması, kamusal süreçlerde AI’ın potansiyel faydalarına dikkat çekiyor. İnsanların değer yaratma fırsatlarını ve kendi bireysel potansiyellerini geliştirmek, kamusal hizmet kalitesini uçtan uca artırmak ve geliştirmek bu potansiyel faydalarda öne çıkıyor. Ekonomik gelişimi dolaylı olarak desteklemesinin yanında AI odaklı bir fayda da kurumsal kağıt işlerini azaltması olarak öne çıkıyor. Ama kamuda AI kullanımı, böylece devlet işlerinde varlığını geliştirmesi doğal olarak farklı risk potansiyellerini de taşıyor. İlk olarak, kamunun insan kaynağını AI teknolojilerine hazır kılması hiç de kolay bir iş değil. Ayrıca süreç içinde AI teknolojileri doğal olarak gelişirken, kamuda ilgili yenilikler konumlandırılacak ve bu da AI teknolojilerinde sürekli artan bir karmaşa anlamına gelecek. AI yatırımlarında bir son olmadığı, bunların kapsamlı adımlar olması ışığında AI teknolojilerine sürekliliği olan fon desteği yaratmak da ilerleyen süreçte kamunun öncelikli dertlerinden biri olacak. Kaçınılmaz olarak karmaşık algoritmalar, güvenlik risklerini daha büyük ve kontrol edilmesi zor hale getirecek.
Ulusal Yapay Zeka Stratejisi Ön Raporu yayınlandı
Türkiye’de yapay zeka teknolojilerinin hayata geçirilmesinde yol gösterici bir kaynak olması hedefiyle 10 başlıkta hazırlanan “Ulusal Yapay Zeka Stratejisi Ön Raporu” yayınlandı. Raporda yapay zekanın eğitimden kamu kurumlarına, sanayiden hukuka kadar birçok noktada kullanımına dair öneriler sıralandı. Yapay Zeka Araştırmaları Girişimi ve Door Teknoloji tarafından hazırlanan “Ulusal Yapay Zeka Stratejisi Ön Raporu” yapay zekanın eğitim öğretim, yasal hazırlıklar, kamu görevlilerinin yetkinliği, emek dünyasına etkisi, meslek ve sektörlerde değişim, insan ve yapay zeka ilişkisi, ekonomi ve kalkınma, insan hakları, etik ve hukuk, genel yapay zeka ve vatandaşlık geliri gibi birçok farklı alanlarda yol haritası içeriyor. Yapay Zeka Araştırmaları Girişimi Sözcüsü ve Door Teknoloji kurucularından Ozan Demir, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Dünyada 40’a yakın ülkenin ulusal stratejiye sahip olması Türkiye’nin Ulusal Yapay Zeka Stratejisi Ön Raporu’nu hazırlamamızdaki temel çıkış noktamızdı. Artık yapay zekanın yaygın olarak kullanıldığını ve ekonomik kalkınma için hızlı bir şekilde yapay zekaya nasıl adapte olmamız gerektiğini raporda işledik. Ülke dinamiklerimizin dağınık çalışması yerine, ulusal strateji çatısında bir bütün olarak ileri teknolojiye hazırlanmaları gerektiğine inanıyoruz. Yapay zekanın gelişim ve kullanım hızına uygun ulusal planlar hayata geçirilirse birçok soruna çözüm, sorularımıza da cevap bulabiliriz. Örneğin; ulusal bir stratejiyle ekonominin ve kalkınmanın yeni dinamiği yapay zeka olabilir. Ulusal yapay zeka stratejisi için ön hazırlık aşamaları önemli. Hazırladığımız stratejiyi üç evre ile destekledik. Bunlar; hazırlık evresi, deneme everesi ve başlama evresi. Hazırlık evresinde; eğitim yoluyla seviyelerine göre eğitimciler, öğrenciler ve iş dünyası yapay zekaya hazırlanmalı. Ulusal yapay zeka stratejisinin, iş ve eğitim dünyasını kapsayan ulusal bir eğitim planıyla desteklenmesi gerek. Deneme evresinde eğitim çıktılarının ve kazanılan becerilerin yeteneğe dönüşüp dönüşmediği, ulusal yapay zeka stratejisi için başlama aşamasının yakalanıp yakalanmadığı test edilmeli. İnsan kaynağı niteliğinin dünya ile yarışır seviyede olup olmadığını muhakkak anlaşılmalı. Başlama evresinde ise ulusal yapay zeka stratejisi, belirlenen hedefler doğrultusunda başlatılmalı, yapay zeka ekonomisinden pay almak için harekete geçilmeli.”