Uluslararası pazarlar için en güçlü kasımız; yazılım
TÜBİSAD (Bilişim Sanayicileri Derneği) Başkanı Erman Karaca, dijital ekonomiye geçişin kolay bir süreç olmadığını, bunu hep beraber gerçekleştireceğimizi ve sadece devlete değil, büyük şirketlerle birlikte, üniversitelere, KOBİ’lere, STK’lara da aktif şekilde görev düştüğünü, çevik bir şekilde yöneterek ortak çalışmak zorunda olduğumuzu vurguladı. Yazılım ve hizmetler sektörünün, ülkemizde olumsuz etkilenen diğer sektörlere uygulanan desteklerden yararlanması gerektiğinin altını çizen Karaca, “Ortak değer üretmeli ve ortak ürettiğimiz değerlerin ihracatını yapmalıyız” dedi.
BThaber’in ‘3 Gazeteci 1 Konuk-3G1K’ başlıklı dijital etkinliğinin konuğu TÜBİSAD Başkanı Erman Karaca oldu. Bilişim 500 etkinliği için “İlk kez bu kadar bu kadar büyük ve etkili bir dijital etkinlik yapılmış oldu” ifadesini kullanarak konuşmasına başlayan ve tüm ekibi tebrik eden Karaca, BThaber Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi, BThaber Ankara Temsilcisi Sedef Özkan ve BThaber Editörü Handan Aybars’ın sorularını yanıtladı:
Dijital dönüşüm dendiğinde hâlâ akıllar sadece teknoloji projelerine gidiyor. Dijital dönüşümün bir süreç olduğu, her kademe ve bölümdeki çalışanları ilgilendirdiği ve onların da bu çalışmanın içinde olması gerektiği es geçiliyor. Sizler her platformda bu durumu dile getiriyorsunuz. Pandemi süreci ile birlikte bu algıda ne tür değişiklikler oldu?
Covid-19 salgını hem bireylerin hem kurumların, toplumların aldığı önlemlerin yanı sıra bilişim sektörünün ürün ve çözümlerinin de salgına karşı etkili kullanımı sayesinde geleceğin iş modellerine geçişi, ortalama 5 yıl hızlandırdı. Artık teknoloji insan için var! Bireylerin de ilgisinin artması bizim için çok önemli. İnternet trafiğinde 2 Mart ile 23 Mart haftasında yüzde 17’lik artış görünüyor. Özellikle haber ve video sitelerinin trafiğinde mart ayında yüzde 23’lük artış var. e-Ticaret sitelerine yönelme oldu ve kampanyalar bu yöne kaydı. Buradaki en önemli noktalardan birisi iletişimin de etkin kullanılması. Hem yazılımıyla hem iletişim altyapısıyla teknoloji çok önemli bir araç. Erken yatırım yapmış olanlar bu dönemi fırsata çevirdiler. Umuyorum ki pandemiden sonra dijitalleşme ve dijital alandaki çalışmalar hız kazanacak. Son 5 yıla bakınca; Türk lirası bazında büyüyoruz ama ortalamada dolar bazında küçülüyoruz. ICT pazar büyüklüğü olarak baktığımızda 32 milyon dolarlardan 28 milyon dolara gerilememiz söz konusu. Büyük yatırımları etkilenen şirketlerin büyük yatırımları yapma gücü olabilecek mi? Bunun için devletin dijitalleşme sürecini desteklemesi; tüm sektörler, bireyler ve toplum için motive edici itici güç olması gerekir.
Özelikle KOBİ’lerin dijital dönüşüm çalışmalarını doğru bir çerçevede gerçekleştirebilmesi ülkemiz açısından da büyük önem taşıyor. Bu konuda, günümüz şartlarını da örnek göstererek şirketlerin yöneticilerine ne tür tavsiyelerde bulunursunuz?
KOBİ’ler Türkiye ekonomisinde çok önemli bir yere sahip. Önümüzdeki dönemde, dijital dönüşümün olumlu etkileri kadar tahripkar etkilerinin de en yoğun hissedileceği kesim KOBİ’ler olacak. KOBİ’lere dijitalleşme için destek verilmesi ve ölçek ekonomisinden yararlanmalarının sağlanabilmesi için de gerekli iş modellerinin geliştirilmesi gerekiyor. KOSGEB’in ve Ticaret Bakanlığı’nın çalışmaları çok kıymetli. Bu konuda daha stratejik ve daha hızlı aksiyona dönebilir hale gelinmeli. İş dünyasında dönüşümün sağlanması başta KOBİ’lerimiz olmak üzere reel sektörün de teknolojik devrimi yakalayabilmesi, yeni iş modellerine olabildiğince hızlı bir şekilde uyum sağlayabilmesi, ülke ekonomisinin de dijital ekonomiye geçişi açısından temel koşullardan biri. KOBİ’ler bu kadar büyük bir paya sahipken KOBİ’lerin dijitalleşmemesi durumunda ülkenin dijital ekonomiye geçişinden söz edilemez. KOBİ’lerin uluslararası pazarlara açılmasının; bizim ihracatımızı artıracak şekilde planlanarak desteklenmesi gerekir. KOBİ’lerin bulut çözümlerini kullanabilir yapıya dönmesi şart. Bizim en iyi olduğumuz yer; e-Devlet hizmetlerinin kullanımı. Onun dışında bireysel tüketiciyiz. Bireysel tüketiciden bireysel üreticiye geçmemiz gerek. Bireylerin dijitalleşmesini çok önemsiyoruz. Bu da KOBİ’yi büyütecek ve geliştirecek bir şey.
Kamu en üst düzeyde sahiplenici bir dijital dönüşüm vizyonu oluşturmalı
Yazılım ve hizmetin güçlenmesiyle, bu alanlarda daha güçlü ürün – çözüm – hizmetler geliştirebilir ve hatta dış pazarların da önü açılabilir. Bu alanların gelişimi için kimlere ne tür görevler düşüyor? Kamu – özel sektör iş birlikleri nasıl daha fazla geliştirilebilir?
2019 yılında yazılım toplam BT içinde yüzde 27’lik bir büyümeyle öne çıktı. Hem normal pazarın büyümesi hem ihracattan aldığı pay olarak son 5 yıla baktığımızda yazılımda güzel bir gelişme görüyoruz. Türkiye olarak uluslararası pazarlarda, bilişimde güç sahibi olabilmek için en güçlü kaslarımız; yazılım alanımız. Hizmetlerde de yüzde 20’lik bir büyüme oldu. Yazılımın büyümesi; küresel bilgi ve iletişim teknolojileri pazarının yüzde 24,5’luk büyüme oranının üzerinde yüzde 27 olarak gerçekleşmesi de bizim için sevindirici bir gelişme. Pandemi sürecinde birçok alanda yazılım geliştirilebileceğini gördük. İnsan müdahalesi artık daha az olacak. Bulut sağlayıcılar üzerinden bulut uyumlu olarak yazılımları geliştirmeleri aşikâr. Yazılımda en büyük güçlerimizden biri teknokentlerin varlığı. Teknokentlerdeki çalışan ve firma sayısı gün geçtikçe artıyor. Bu gelişme, yazılım ihracatına çok önemli bir etki yaratıyor. Yazılım ihracatının önemli bir payı teknokentlerden geliyor. Yazılım ve hizmetler sektörünün, ülkemizde olumsuz etkilenen diğer sektörlere uygulanan desteklerden yararlanması gerek. Yazılım sektörünün şöyle bir bağımlığı da var; hizmet verdiği sektörler etkilendiği anda otomatik olarak yazılım sektörü de etkileniyor. Donanım payı toplam BT içinde düşüyor, donanımın payı düşerken yazılımın payı artıyor. Bunun ilerleyen yıllarda artabilmesi için firmaların yazılım olarak daha çok yatırım yapması gerekiyor. KOBİ’ler daha çok yazılım kullanmalı. Bulut bilişim, süreci olumlu etkiler. Küresel oyuncu olacaksak, yabancıların da Türkiye’yi sadece satış noktası olarak görmemesi gerekir. Ortak değer üretmeli ve ortak ürettiğimiz değerlerin ihracatını yapmalıyız. BT’deki donanım pazarının da küçülmesi dijitalleşmeyi olumsuz etkiler. Bu nedenle sektör hem donanım hem yazılım anlamında desteklenmeli. İletişim alanında da altyapısal, 5G yatırımlarını hızlandırarak hayata geçirmeliyiz. Küresel dünyayla artık her türlü erişim, iletişim var. Girişimciler, küresel pazarlara da Türkiye’de ürününü satmadan ulaşıp satabilir. Türkiye’de aydın bir bilişimci dünyası mevcut; önlerinde önemli fırsatlar var. Tabii ki Türkiye’de pazar bulması önemli. Burada kamuya büyük görev düşüyor. Kamunun Türkiye bilişim sektörünü desteklemesi ve yurt dışı ihracatını artırması için alıcı durumunda olması ve ortak iş geliştirmesi gerekiyor. Yerli ürünler de belli nitelikleri, sertifikasyonları sağlamalı. Bulut uyumlu olmayan bir çözümün yurt dışına rahatlıkla gidebileceğine inanmıyorum. Teknoloji o kadar dinamik değişiyor ki ürünü çok hızlı güncel teknolojilere adapte etmeniz gerekiyor. Bizim herhangi bir küresel oyuncu olmadan da küresel pazarlara erişebilmemiz lazım. İkisini aynı anda eş zamanlı çok başarılı şekilde götürmemiz gerekiyor. Türkiye’de uluslararası pazarlara gidebilecek ürünlerin, çözümlerin desteklenerek çok iyi konumlandırılmaları gerekiyor. Yabancı yatırımcılarla, küresel oyuncularla, buradaki ‘partner ağı’ ile, Türkiye’ye ihracat ve ürün değer yaratabilecek çözümler, ortak bir şekilde geliştirilmeli. Küresel şirketlerin de güçlü partner ağları, ekosistemleri ve yerli iş ortaklarının da bunlarla buluşması, ülkemiz, sektörümüz açısından dünyaya açılması için önemli bir nokta. Sadece kendi içimizde bir şeyi yapamayız. Kamu, özel sektör ortak çalışması da büyük önem taşıyor. Burada en kritik faktör; kamunun en üst düzeyde sahiplenici bir dijital dönüşüm vizyonunu oluşturmasıdır. Bunun en tepeden tüm vatandaşları kucaklayacak, ülkenin kazanması için topluma mal edilecek şekilde yapılması gerektiğine inanıyoruz. Dünyada BT’ye dayalı ekonomik dönüşümün gerisinde kalmamalıyız. Bizim çok geniş bantlara ihtiyacımız var ve insanların bunları kullanabilmesi gerekli. Ortak değer yaratmayı kamu ve özel sektörün öğrenmesi gerek. ‘1 Milyon Yazılımcı Projesi’ son derece önemli bir proje. Bu bir yazılım seferberliği. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile görüşüyor ve TÜBİSAD olarak projeyi destekliyoruz. Hem STK’lar hem özel sektör mutlaka destek sağlamalı.