Ulusların Yükselişi Çin’de Önerilen Kitap Oldu
OSTİM Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Yülek’in kaleme aldığı ve yayınlandığı yıl büyük ilgi gören ve birçok bilimsel araştırmada atıfta bulunulan ‘Ulusların Yükselişi: İmalat, Ticaret, Sanayi Politikası ve Ekonomik Kalkınma’ kitabı, İngilizce ve Türkçe’den sonra Çince de yayınlandı.
Prof. Dr. Murat Yülek’in, dünyanın bilhassa yaşadığımız çağda en çok peşine düştüğü konuların izini sürdüğü kitabı Asya devi Çin’de Çince olarak okuyucularla buluştu. Yülek, Asya Üniversiteleri sıralamasının lideri, dünyada en prestijli eğitim kurumları arasında gösterilen, 2020 yılında Dünyada En İyi Üniversiteler sıralamasında 13., 2021 yılında ise 20. sırada yer alan Tsinghua University tarafından basılan Ulusların Yükselişi’nin Çince çevirisinin; wechat platform THINKTANK üzerinden en önemli kitaplardan biri olarak önerildiği ve okunmaya değer en iyi 10 kitap arasında gösterildiğini bildirdi.
“Bağımsız hakemin elinden geçti”
Kitabın; Çin’de en iyi makale ve kitapların paylaşılmasına odaklanan bir başka wechat platformunda da yer aldığını kaydeden Prof. Dr. Murat Yülek, Çince’ye çevrilmesi ve Çin’de basılmasına ilişkin, “Dünya sıralamalarında önde gelen bir üniversitenin böyle bir kitabı alıp çevirmesi, basımını yapması ve ardından önermesi, yılın en iyi kitabı diye aday göstermesi beni sevindiriyor. Bağımsız bir hakemin elinden geçen bu kitapta dünya insanı için demek ki faydalı bilgiler olduğu anlaşılmış.” yorumunu yaptı. Kitabın bir sonraki basımının Afganca dilinde olacağını söyleyen Yülek, Arapça ve Portekizce dillerinde de çeviriyi arzu ettiğini sözlerine ekledi.
Sanayileşme nasıl gerçekleştirildi?
Kitabında, dünyanın bilhassa yaşadığımız çağda en çok peşine düştüğü konuların izini süren Yülek, coğrafi keşiflerden önce ve sonra hem eski hem de yeni dünya düzeninde sanayileşme adım adım nasıl gerçekleştirildi? Sömürgeleştirme yolunda hangi stratejiler uygulandı? İleri sanayi ülkeleri nasıl bu kadar gelişebildiler? Türkiye, sanayileşmenin neresinde? Türkiye’ye uygun sanayi ve teknoloji politikaları hangileri? Yerlileşme ne işe yarar? sorularına yanıt arıyor.
Prof. Dr. Murat Yülek, kitabında bu sorulara cevap vermenin yanı sıra oldukça iddialı bir başka konuyu da enine boyuna tartışmaya açıyor: “Sanayileşme ekonomik açıdan faydalı ve kalkınma için zorunlu olsa da, oldukça maliyetli, riskli ve karmaşık bir süreci gerektirir. Öte yandan modern çağda da öncesinde de hiçbir sanayileşme süreci tesadüf değildir. İşte sanayi politikalarına duyulan ihtiyaç bu yüzden ortaya çıkıyor.”
Ülkelerin başarı yöntemleri
Üç bölümden oluşan kitabın ilk bölümü sanayi ve uluslararası ticaret tarihini incelerken günümüzün sanayileşmiş ülkelerinin bunu nasıl başardıkları, tarihî gerçeklere dayanarak anlatılıyor. İkinci bölümde üretim ve ticaret dengesi konuları ele alınırken sanayi üretiminin neden kalkınma için zorunlu olduğu, imalat sanayinin ekonomik ve ticari açıdan önemi, dünyada sanayi üretimini kimlerin yaptığı ve kimlerin neyi ihraç ettiği üzerinde duruluyor. Katma değerden cari dengeye, tebessüm eğrisinde para kazandırmayan üretime, verimlilikte artışların kalkınmayı başarmada neden yetmeyeceğine markalaşma ve teknolojiye sanayi ve sanayi politikaları geniş bir çerçevede ele alınıyor.
Kitabın son bölümünde ise sanayi politikaları ve sanayileşme süreçleri anlatılıyor. Standartlaştırılmış sanayileşme sürecinin tanımı, sanayileşme aşamalarına en uygun sanayi politikaları, Airbus ve Saab’dan Güney Kore’nin otomobil ve nükleer reaktör sanayilerini nasıl kurdukları bölümün konuları.
Güney Kore nasıl başardı?
Kitap, birbirinden önemli karşılaştırmalar ve tarihi gerçeklerle sanayileşmeyi küresel ve ulusal boyutta akıcı bir dille anlatıyor. Türkiye’nin sanayileşme serüveninde belki de en çok dile getirilen Güney Kore örneği, dikkat çeken başlıklar arasında. Kitabın bu başlığında, iki ülke karşılaştırmasına ilişkin dikkat çekici tespitler var.
Akıcı bir dile sahip Ulusların Yükselişi’nde özetle şu görüşlere yer veriliyor: “Güney Kore kalkınma sürecinde hangi açmazlarla karşılaşmış, bunları hangi politikalarla bertaraf etmiştir? Hangi politikalar etkili olmuş, hangi politikalar etkili olmamıştır? Politika geliştirilmesi ve uygulanmasında nasıl bir kurumsal yapı etkili olmuştur? Bu gibi sorulara verilecek cevaplar Türkiye ve diğer gelişmekte olan ülkelere, politika tasarım ve uygulamasında örnek olabilir.
Türkiye’de de yaygın olan bu karşılaştırmadan dört önemli sonuç çıkartılabilir. Birincisi; Güney Kore, Türkiye’den (1980’ler) yirmi sene daha önce dışa (ihracata) açılmış ve ihracat yaparak öğrenmiştir (learning-by-exporting). Güney Kore bu süreçte resmi olmasa da ithal ikamesi politikalarını da uygulamış ve küçük te olası iç pazarda sanayi şirketlerine ‘yaparak öğrenme’ imkanı tanımıştır.
İkinci önemli fark ise sanayi politikalarıdır. Güney Kore, Türkiye’ye oranla daha odaklı sektörel sanayi ve kamu satın alma politikaları gütmüştür. Bu da sonuçta otomotiv, elektronik, çelik gibi alanlarda Güney Kore’nin daha düşük imkânlara rağmen daha başarılı sonuçlar almasını sağlamıştır.
Üçüncü olarak Güney Kore, Türkiye’ye oranla daha başarılı ve odaklı bir eğitim sistemine sahiptir. Güney Kore, 19. Yüzyılın sonlarından itibaren eğitime önem vermiştir. Şu anda da PISA skorlarının gösterdiği üzere dünyada eğitim çıktıları açısından en başarılı ülkeler arasındadır. Ayrıca Güney Kore, teknolojik alanlara odaklanmış yurtdışı eğitim destekleri sağlamıştır. Yurtdışında eğitimlerini alan araştırmacı mühendislerin; ulaştırma araçları, nükleer enerji, havacılık, elektronik gibi alanlardaki yetkin araştırma merkezlerinde tatmin edici ücretlerle istihdam edilmiştir.
Dördüncü önemli faktör ise, Güney Kore’de devlet ve özel sektör ‘kapasitelerinin’ daha yüksek olmasıdır. Sanayileşme hem (kalkınmacı) devlet hem de özel sektör açısından bir kapasite birikimi sürecidir. Güney Kore’de her ikisinin de Türkiye’dekilere oranla daha yüksek olduğu göze çarpmaktadır. Kamu kesimi sanayi politikalarının tasarlanması ve yönlendirilmesinde kararlı ve başarılı olmuştur.”