Üniversiteler; dijital dönüşümün anahtarları olduklarını fark etmeli
Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Bilgisayar Mühendisiliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu, “Üniversiteler, dijitalleşmenin en önemli adımlarından birisidir. Teknolojilerin geliştirildiği, üretildiği, yaygınlaştırıldığı, teknolojilerin olumlu ve olumsuz etkilerinin araştırıldığı, analiz edildiği, değerlendirildiği, kritik edildiği ve en önemlisi etkin kullanımın öğretildiği ve mezunlar vasıtasıyla da gelecek nesillere ve sektörlere taşınmasında altyapı oluşturan kurumlardır” şeklinde konuştu.
Ülkemizde dijitalleşme; önceleri e-devlet ve m-devlet olarak ifade edilse de, günümüzde bu isim ile ilgili çalışmalar devam ederken son yıllarda hedef büyütülüp; insan, teknoloji, altyapı, tedarikçi, kullanıcı ve yönetişim bileşenlerinden oluşan ‘Dijital Türkiye Yol Haritası’ kullanılmaya başlandı. Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu, konuyla ilgili görüşlerini şöyle aktardı: “Genele baktığımda izlenimim; kurumlarımızın, dijitalleşmeyi iyi anlayamadığı veya kavrayamadığı, dijitalleşmeyi; erişilebilir verilerin, sahip olunan dokümanların, dosyaların, işlemlerin veya çalışmaların dijital ortama aktarılması gibi yalın olarak gördüğüdür. Büyümenin yolu, dijitalleşmeden geçmektedir. Gelişen, büyüyen ve değişen Türkiye’nin dijitalleşmesi için belirlenen yol haritasının hızlıca hayata geçirilmesi ve bunun da ekonomiye dönüştürülmesi gereklidir.”
Dijitalleşmeyi doğru anlamanın yolu; dijital kültürü oluşturmaktan geçiyor
“Dijitalleşme; yaşayışların, işlerin, işlemlerin, işleyişlerin, sistemlerin, yapıların, toplumun veya ülkenin topluca dönüşümünü ifade etmektedir” tanımını yapan Sağıroğlu, “Bu dönüşüm; eğitimden öğretime, satıştan pazarlamaya, hizmet alış ve veriş şekillerine, sağlıktan tarıma, sanayiden otomasyona, yönetimden denetime, üretimden dağıtıma kadar pek çok alanda hayatımızı etkileyecek, toplumun ve hayatımızın her alanında kalite, hız, standart, esneklik, verimlilik, güvenlik gibi hususları kazandıracak dinamikleri içerisinde barındıran bir olgudur” şeklinde konuştu. “Cumhurbaşkanlığının Başkanlık sistemine geçişiyle, yeniden yapılanma tamamlanarak, ülkemizdeki dijital dönüşüm çalışmaları daha da hızlandı. YÖK’ten MEB’e, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan Sağlık Bakanlığı’na kadar pek çok kurum, buna yönelik olarak yol haritalarını açıklayıp projelerini hayata geçirmeye başladılar” ifadesini kullanan Sağıroğlu şu noktaları vurguladı: “Dijitalleşmeyi doğru anlamanın yolu; dijital altyapıları yaygınlaştırmaktan, nitelikli insan kaynaklarını yetiştirmekten, ekosistem oluşturmaktan, bunun ekonomisini yaygınlaştırmaktan ve dijital kültürü oluşturmaktan, verilerden değer üretilecek sistemlerin, yapıların veya ortamların kurulmasından ve işletilmesinden geçiyor.”
YÖK, ‘Dijitalleşen YÖK’ mottosuyla ‘Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi’ başlattı
“Üniversiteler, dijitalleşmenin en önemli adımlarından birisidir. Teknolojilerin geliştirildiği, üretildiği, yaygınlaştırıldığı, teknolojilerin olumlu ve olumsuz etkilerinin araştırıldığı, analiz edildiği, değerlendirildiği, kritik edildiği ve en önemlisi etkin kullanımın öğretildiği ve mezunlar vasıtasıyla da gelecek nesillere ve sektörlere taşınmasında altyapı oluşturan kurumlardır” şeklinde konuşan Sağıroğlu, şu detayları paylaştı: “YÖK, ‘Dijitalleşen YÖK’ mottosuyla ‘Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi’ başlattı. Bu proje kapsamında öncelikle; Ağrı İbrahim Çeçen, Bayburt, Iğdır, Munzur, Muş Alparslan, Siirt, Şırnak, Bingöl olmak üzere 8 üniversite pilot olarak seçildi. 3 bin civarında akademisyene dijital okur-yazarlık dersleri verildi, 40 bin öğrenci, dijital dönüşümü destekleyen derslere kayıt yaptırdı, dijital kapasitenin artırılması ve rekabet ortamının oluşturulması için işler hızlandırıldı. Diğer yandan bilimsel yayınlara ve araştırma verilerine çevrimiçi erişim sağlandı; bilim yapmanın, teknolojik yenilik yaratmanın, ekonomik ve insani gelişmenin en önemli koşulu haline geldiği vurgulandı. Bu projenin hedefi; ‘insan odaklı’ bir yaklaşımla Türk yükseköğretiminin dijitalleşmesini sağlayarak, ülkemizin 2023 hedeflerine uygun, yerel özelliklerini kaybetmeden küresel çapta rekabet edebilir bir yapıya kavuşturma, dijitalleşmenin getirdiği imkânları yükseköğretimde kullandırma ve dijitalleşmenin gücünü toplumun her katmanına yayma olarak en üst makam tarafından açıklandı. Üniversiteler, öğrencilerine ‘dijital okuryazarlık’ dersinin yanında ‘internet teknolojileri’, ‘taşınabilir teknolojiler’, ‘sosyal ağlar’, ‘teknoloji, toplum ve insan’, ‘bilişim etiği’, ‘teknoloji ve hayat boyu öğrenme’, ‘bulut bilişim’, ‘geleceğin teknolojileri’ gibi konularda eğitimler vermeye başladı.”
Gelecek 10 yılda, dijital dönüşümün ekonomiye etkisi yaklaşık 100 trilyon dolar olacak
“Dünyada, ‘Endüstri 4.0’, ‘Web 4.0’, ‘Toplum 5.0’, ‘Devrim 4.0’, ‘Üniversite 4.0’, ‘Eğitim 5.0’ gibi adlarla ifade edilen dijital dönüşüm; Cumhurbaşkanlığımız tarafından yakınen takip edilmekte” ifadesini kullanan Sağıroğlu, “Farklı ülkelerde farklı şekilde ifade edilen bu dönemin veya dönüşümün ülkemizdeki karşılığı ise “Milli Teknoloji Hamlesi ve Dijital Türkiye” olarak belirlendi” dedi. Sağıroğlu, Dünya Ekonomik Forumu’nun hesaplarına göre gelecek 10 yılda dijitalleşmenin, dijital dönüşümün ekonomiye etkisinin yaklaşık 100 trilyon dolar tutarında olacağı öngörüsünü paylaşarak şunları kaydetti: “Türkiye’nin ise dönüşüm alanında rekabetçi konuma gelmesi için tam bir seferberlik halinde yerli ve milli teknolojileri geliştirme konusunda çalıştığını, üniversitelerin de bunda öncü rol üstlenmeleri ve önden gitmeleri gerektiğini, Cumhurbaşkanlığı açıkladı. Sonuçta üniversiteler; bu değişimin veya dönüşümün anahtarları olup ve bunu fark ederek üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmeliler.”
Gazi Üniversitesi, dijitalleşmede en fazla programı bünyesinde barındıran üniversite
Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu, “Gazi Üniversitesi, ülkemizin dijitalleşmesine katkı veren üniversitelerden birisi. Diğer yandan bu alanda, en fazla programı bünyesinde barındıran üniversite” açıklamasını yaparak “Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Bölüm Başkanı olarak biz de ülkemizin dijital dönüşümüne katkılar sağlamak için çalışıyoruz. Ülkemizin dijitalleşmesi ve gelişmesi için nitelikli öğrenciler yetiştiriyoruz. Sanayi projeleri, Tübitak projeleri ve sektör iş birliği projeleri yapıyoruz. Son 5 yıldır, lisans öğrencilerimiz ‘Tübitak Öğrenci Proje Yarışmaları’nda her yıl bir veya iki alanda dereceye girmekte. Bunun yanı sıra Savunma Sanayi Başkanlığı’nın yaptığı ‘Siber Kümelenme Yarışmaları’nda 2’incilik ve 3’üncülük dereceleri mevcut. Siber güvenlikte ise ülkemizde en çok bilimsel içerik üreten bölümdür. Yapay zekâ ve büyük veri alanlarında ülke bilimine katkı sağlamada 4’üncü sırada bulunuyor. Programımızda; ‘Veri Bilimi’, ‘Yapay Zekâ’ ‘Veri Madenciliği’ gibi dersler de var” şeklinde konuştu. Sağıroğlu, detayları şöyle aktardı: “Öğrencilerimiz bölümümüzde; ISACA (Information Systems Audit and Control Association) GÜ Topluluğu, ACM (Association for Computing Machinery) Topluluğu, Siber Güvenlik Topluluğu, Bilgisayar Mühendisliği Topluluğu, Savunma Bilimleri Topluluğu ile ve sosyal faaliyetler içinde hem kendilerini geliştiriyorlar hem de ülkemizde bu alanların gelişimine katkı sağlamak için uğraşıyorlar.” Sağıroğlu, öğretim elemanlarının da şu etkinliklerle ülke dijitaleşme çalışmalarına destek verdiklerini hatırlattı: Açık Veri Konferansları, IPv6 Ulusal Çalıştayları, IEEE 5G Summit İstanbul, Siber Terörle Mücadele Konferansı, Büyük Veri ve Derin Öğrenme Konferansı, Uluslararası Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı, Uluslararası Bilgisayar Bilimleri ve Mühendisliği Konferansı, IEEE Uluslararası Makine Öğrenme ve Uygulamaları Konferansı. Sağıroğlu, “Öğretim elemanlarımız ayrıca ülkemizde bilimsel dergilerin yayımlanmasına katkı vermenin yanında açık kaynak olarak yayımlanan ve bölümümüz tarafından desteklenen ‘Uluslararası Bilgi Güvenliği Mühendisliği Dergisi’ ve ‘International Journal of Information Security Science’ dergileri ile bu alandaki bilgi birikimine katkı sağlamaktalar” bilgisini verdi ve konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sahip oldukları bilgi birikimlerini, ulusal ve uluslararası konferanslarda gerek davetli konuşmacı olarak gerekse sundukları bildirilerle katılımcılara aktarmaktalar. Sosyal sorumluluk projeleri ile lise ve ortaokul öğrencilerine eğitimler vermekte ve gençlerin proje üretmelerine katkılar sağlamaktalar. ‘Büyük Veri’, ‘Yapay Zeka’, ‘Derin Öğrenme’ gibi konularda da sektör ile ortak projeler üretmekteler. Yine ‘Büyük Veri’, ‘Yapay Zeka’ve ‘Siber Güvenlik ve Savunma’ gibi konularda ise açık kaynak içerik üretilmesine ve bunun ücretsiz olarak tüm ülkeye yayılmasına katkı sağlıyorlar. Ayrıca, BTK’nın ‘Açık Kaynak Dijital İçerik Üretme Projesi’ne destek vermekteler.”
DDO ile ‘Türkiye Beyin Araştırmaları Projesi’ni yürütüyoruz
“Kamu üniversiteleri içerisinde ilk olan ‘Büyük Veri Analitiği ve Siber Güvenlik Merkez Laboratuvarı’mızda, ülke çalışmaları yapıyoruz. Ülkenin verisini değere dönüştürmek için çalışıyoruz” ifadesini kullanan Sağıroğlu, bölümün diğer çalışmalarını şöyle sıraladı: “’Büyük Veri,’ ‘IPv6’, ‘5G’, ‘Derin Öğrenme’, ‘Sanal Gerçeklik’, ‘Yazılım Tanımlı Ağlar’, ‘Biyometrik’, ‘Veri Mahremiyeti’, ‘Siber Güvenlik’ gibi güncel alanlarda akademik çıktılar üretiyoruz. Son aylarda ise Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Yapay Zekâ ve Büyük Veri Daire Başkanlığı ile ‘Türkiye Beyin Araştırmaları Projesi’ni yürütüyoruz ve çok yakında açılacak olan ‘Açık Veri Platformu Altyapısı Oluşturma Projesi’ne katkılar veriyoruz.”
İş birliği için daha fazla dijital-okuryazarlara ihtiyaç var
“Ülkemiz artık dijitalleşmenin önemini anlamıştır ve bunun farkındadır. Kamu, özel sektör, sanayi, üniversite ve STK’lar arasındaki ilişkilerin gelişmesi için her alanda küçük veya büyük çalışmalar yapılmaktadır” diyen Sağıroğlu, şunları vurguladı: “Ama hedeflenen büyüme değerlendirildiğinde; kamu-özel sektör-sanayi-üniversite-STK iş birliklerinin geliştirilmesi gereklidir. Sanayi, kamu ve sektörlerimiz; üniversiteler içerisinde, üniversiteler ise; sanayi-kamu-özel sektör içerisinde olmalıdır. Bu ilişkilerin sağlıklı olarak yürütülmesi için artık ülkemizde hem üniversite hem de yeteri kadar araştırma merkezi ve enstitüsü bulunuyor. 200’ün üzerinde üniversite, 2000’in üzerinde Ar-Ge ve Tasarım Merkezi ve 80’in üzerinde Teknopark mevcut. Buradaki ilişkileri geliştirecek olan ise bu merkezlerde çalışanlar, üniversite öğretim elemanları, sektör çalışanları veya kurum üst yöneticileridir. Bunun için konunun önemini anlayan araştırmacılara, niteliği yüksek uzmanlara, becerisi fazla olan çalışanlara, konunun önemini kavrayan ve gereğini yapan yöneticilere veya kısaca daha fazla dijital-okuryazarlara ihtiyaç var. Bu sağlandığında ise doğal olarak ilişkiler de gelişecektir, ortak akıl kolaylıkla bulunacak, yeni hedefler belirlenecek ve kısa sürede bu hedefler gerçekleşebilecektir.” Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu, taraflar arasındaki iş birliği artışının kazanımlarını ise şöyle kaydetti: “İş birliği; doğal olarak çıktıların sayısını artırırken değişimi ve dönüşümü de hızlandıracaktır. Yeni bakış açıları kazandıracak, hedefe odaklanmayı kolaylaştıracaktır. Dijitalleşme ise; bu sürecin daha sağlıklı olarak oluşturulması, işletilmesi, yönetilmesi ile farklı çıktılar elde edilmesini kolaylaştıracak ve her alanda değişim ve dönüşümü tetikleyecektir. Üretimde artış, daha iyi planlama, geleceği tahmin, rekabet edilebilirliği geliştirme, sürdürülebilirliği sağlama, performansı artırma gibi pek çok hususu doğrudan etkileyecek bir ortamdır. Bunların sonucu olarak da verimlilik doğal olarak artacaktır.”
Uluslararası iş birliklerini artırmayı hedefliyoruz
Sağıroğlu, “‘Dijital Türkiye’ olmanın yolu; ‘Dijital Üniversite ve Bölüm’ olmaktan geçiyor” değerlendirmesini yaparak hedeflerini şöyle aktardı: “Gelecek yıl veya yıllarda buna katkı vermeye devam edeceğiz. Hedeflerimizi şöyle sıralayabiliriz: Kamu üniversiteleri içerisinde ilk olan ‘Büyük Veri Analitiği ve Siber Güvenlik Merkez Laboratuvarı’mızı büyütme, uluslararası iş birliklerini artırma, gerçek veriler üzerinde araştırmalar yapma, ülkemizin ihtiyaç duyduğu daha farklı alanlarda bilgi birikimini ve yeteneğini arttırmaya katkı vermeye devam etme, ‘Büyük Veri Analitiği, Güvenliği ve Mahremiyeti’ konusunda lisansüstü bir program açma, ‘Açık Kaynak’ içerik üretimi konusundaki çalışmaları artırarak devam ettirme, etkinliklerimizi artırarak sürdürme.”