‘Unutulma Hakkı’; onurlu yaşamın güvence altına alınması için çok önemli
KVKK Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir, özellikle son yıllarda sıkça konuşulan ‘Unutulma Hakkı’ ile ilgili soruları BThaber için yanıtladı. Bilir, “Kurulun ‘Unutulma Hakkı’ ile ilgili almış olduğu Karara göre; arama motorları, veri sorumlusu olarak kabul edildi, arama motorları tarafından gerçekleştirilen faaliyetler ise kişisel veri işleme faaliyeti olarak değerlendirildi” açıklamasını yaptı.
Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK), çeşitli alanlarda kişisel verilerin korunmasına yönelik bilgilendirici çalışmalar yayımlamaya devam ediyor. Kurum son olarak ‘Yapay Zekâ Alanında Kişisel Verilerin Korunmasına Dair Tavsiyeler’ ve ‘Biyometrik Verilerin İşlenmesinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlara İlişkin Rehber’’in ardından, Kurum internet sitesi www.kvkk.gov.tr üzerinden ‘Unutulma Hakkının Arama Motorları Özelinde Değerlendirilmesi’ konulu bir broşür yayımladı. Prof. Dr. Faruk Bilir, broşürün; kişilerin ad ve soyadı ile arama motorları üzerinden yapılan aramalarda çıkan sonuçların indeksten çıkarılmasına yönelik talepleri hakkında alınan ‘Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 2020’ye 481 sayılı Kararı’ çerçevesinde, arama motorları nezdinde ‘Unutulma Hakkı’nın kullanılmasına açıklık getirmek amacıyla hazırlandığını kaydetti. Prof. Bilir, ‘Unutulma Hakkı’nın önemini vurgulayarak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Broşürde, ‘Unutulma Hakkı’ ve gelişimi ile ‘Unutulma Hakkı’nın uluslararası ve ulusal hukuktaki yerine dair açıklamalara yer verildi. Ayrıca kişilerin ‘Unutulma Hakkı’na ilişkin hak arama yöntemleri açıklandı. Günümüzde bilgi ve iletişim teknolojilerinin, özellikle de sosyal medya araçlarının gelişimiyle birlikte, bilgi süresiz olarak saklanabilmekte ve bilgiye kolayca erişim sağlanabilmekte. Buna bağlı olarak bireyin özel hayatının gizliliğinin ve kişisel verilerinin korunması ihtiyacının artması karşısında ‘Unutulma Hakkı’ son yıllarda çok sık bir şekilde gündeme gelmeye başladı. Kişilere ait bilgilerin zaman içerisinde farklı bağlamlarda kullanılması, bireylerin yaşamlarını şekillendirmelerine engel olabiliyor ve geçmişlerinden bağımsız olarak özerk bir şekilde karar alabilmelerini de zorlaştırabiliyor. Yargı kararları, doktrin ve uluslararası kurumların görüşleri doğrultusunda literatürde, ‘Unutulma Hakkı’; ‘bireyin geçmişte hukuka uygun olarak yayılmış ve doğru nitelikteki bilgilerinin zamanın geçmesine bağlı olarak erişimden kaldırılmasını ya da gündeme getirilmemesini talep edebilmesi’ şeklinde tanımlanmakta. Diğer bir ifadeyle, bu hak; kişilerin isimleri internette aratıldığında derlenen sonuçlar arasında kendileriyle ilgili bilgi, fotoğraf, ses, görüntü ve belge gibi verilere yer verilmemesini isteme hakkı olarak da nitelendirilebilir. Dolayısıyla kişisel verilerin korunması hakkının bir görünümü olarak ‘Unutulma Hakkı’; onurlu yaşamın güvence altına alınması, toplumdan dışlanmanın engellenmesi ve kişilerin geçmişlerinden bağımsız bir şekilde yeni bir başlangıç yapabilmelerinin sağlanması adına oldukça önem taşımakta.”
‘Unutulma Hakkı’ mutlak değil, istisnai bir haktır
Prof. Bilir, ‘Unutulma Hakkı’nın şu gelişmelerden dolayı ortaya çıktığını dile getirdi: “Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, bireyler hakkındaki bilgilerin dijital ortamlar aracılığıyla kısa bir süre içerisinde geniş bir alana yayılabilmesi, o kişiler için birtakım riskler oluşturmaya başladı. Genel olarak ‘Unutulma Hakkı’ buradan doğdu diyebiliriz. Geçmişte benzer yaklaşımlarla bilginin silinmesi hakkı, bilinmeme hakkı ve toplumsal unutkanlık gibi kavramların kullanıldığına rastlamak mümkün. Ancak ‘Unutulma Hakkı’nın bunlardan daha farklı olduğunu da belirtmeliyim. Hukuki zeminde bakacak olursak; ‘Avrupa Birliği Adalet Divanı Kararları’nda kabul gören ve ‘AB Genel Veri Koruma Tüzüğü’nde, diğer adıyla GDPR’da düzenlenen ‘Unutulma Hakkı’ ülkemizde Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay Kararlarına da konu oldu. Günümüzde teknoloji sayesinde ‘unutma’ istisna, ‘hatırlanma’ ise kural ya da olağan hale geldi. Dolayısıyla ‘Unutulma Hakkı’, ilgili kişiler tarafından her koşulda ileri sürülebilen mutlak bir hak olarak görülmemeli. Bu hak ‘istisnai’ bir nitelik taşıyıp her somut olay özelinde belirli kriterler çerçevesinde değerlendirme yapılmasını gerektirmekte.” ‘Unutulma Hakkı’na ilişkin olarak iç hukukumuzda bir düzenleme bulunmadığını kaydeden Bilir, “Başta Anayasa olmak üzere, mevzuatımızda ‘Unutulma Hakkı’nın tesisine yönelik çeşitli araçlar bulunmakta. ‘6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nda ise kişisel verilerin işlenmesine ilişkin genel ilkelerin, kişisel verilerin silinmesinin ve kişisel verisi işlenen kişilerin sahip oldukları hakların düzenlendiği maddeler, ‘Unutulma Hakkı’nın yerine getirilmesine ilişkin araçlara dayanak teşkil etmekte. Bunlara ek olarak Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun daha önceden yayımlamış olduğu kişisel verilerin silinmesi, yok edilmesi ve anonim hale getirilmesi ile ilgili yönetmelikte de konuyla alakalı düzenlemelere yer verildi” açıklamasını yaptı.
İndeksten çıkarma, içeriğin kaynak internet sitesinden kaldırılması anlamına gelmez
“Kişisel Verileri Koruma Kurumu, ülkemizde insan haklarını koruma kurumlarından biridir” ifadesini kullanan Prof. Dr. Faruk Bilir, Kurulun daha önce ‘Unutulma Hakkı’ ile ilgili almış olduğu Karar’ın ne anlama geldiğini şöyle paylaştı: “Dijitalleşme sürecinde yaşanan gelişmeler bireyin hak ve özgürlük alanını derinden etkilemekte. Bu durum bireyin verileri üzerindeki kontrol yeteneğini sağlamaya yönelik etkin mekanizmalar geliştirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Söz konusu Kurul Kararı ise ortaya çıkan ihtiyacı gidermek amacıyla yayımlandı. KVKK, ülkemizde insan haklarını koruyan kurumlardan olduğundan buradaki amaç, temel bir insan hakkı olan kişisel verilerin korunması ve bu bağlamda insan onurunun muhafaza edilmesidir.” Bilir, ‘Unutulma Hakkı’na ilişkin taleplerin Kurul tarafından nasıl değerlendirildiğini şu şekilde aktardı: “Kurulumuz tarafından ‘Unutulma Hakkı’nın kullanımına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi yoluna gidildi. İlgili kişilerin ad ve soyadları ile arama motorları üzerinden yapacakları aramalar neticesinde çıkan sonuçların indekslenmeyecek şekilde teknik düzenlemeye tâbi tutulması konusunda, Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından 2020’de yayımlanan ‘Unutulma Hakkı’ kararıyla bazı usul ve esaslar belirlendi. Anılan Kararda kişilerin ad ve soyadı ile arama motorları üzerinden yapılan aramalarda çıkan sonuçların indeksten çıkarılmasına ilişkin her somut olay üzerinde kriterler saptandı. Bununla birlikte Kurul Kararı uyarınca arama motorları tarafından yapılması gerekenlerin taraflarına bildirilmesini teminen ülkemizde sıklıkla kullanılan arama motorlarına konuya ilişkin bilgilendirmeler yapıldı. İlgili kişilerin ‘Unutulma Hakkı’ kapsamındaki taleplerini arama motorlarına elektronik ortamda iletebilmeleri mümkün. ‘Unutulma Hakkı’ talebiyle veriler silindiğinde kaynaktan da (internet sitesi) kaldırılması; böyle bir talebin yerine getirilmesi söz konusu verilerin kaynaktan da silineceği anlamına gelmemekte. Bu çerçevede arama sonuçlarının indeksten çıkarılmasına yönelik olarak ‘Unutulma Hakkı’ talebi erişimin tamamen engellenmesi değil bağlantıların kısmen kaldırılmasıdır. Dolayısıyla ‘Unutulma Hakkı’ kapsamında internetten ulaşılan veriler internet ortamında tamamen yok olmamakta. Arama motorlarında konuya ilişkin farklı kelimelerle arama yapıldığında, ilgili içeriğe erişilebilmesi mümkün. Dolayısıyla ilgili kişinin talebi üzerine bir arama sonucunun bağlantısının kısmen kaldırılmış olması, yayımlanan içeriğe hiçbir şekilde erişim sağlanmayacağı anlamına gelmiyor. Bahse konu verilere farklı kombinasyonlarla yapılan aramalarda ya da doğrudan kaynaktan erişilebiliniyor.”
Aradan geçen zaman somut olay özelinde değerlendirme gerektiriyor
Prof. Dr. Faruk Bilir, ‘Unutulma Hakkı’ talebinin Kurul tarafından kabul edilebilirliğinin şartlarını şöyle sıraladı: “İlgili kişinin kamusal yaşamda önemli bir rol oynaması, arama sonuçlarının öznesinin çocuk olması, bilginin içeriğinin doğruluğu, bilginin kişinin çalışma hayatıyla ilgisi, bilginin ilgili kişi hakkında hakaret, onur kırıcı, iftira niteliğine sahip olması, bilginin özel nitelikli kişisel veri niteliği taşıması, bilginin güncelliği, bilginin kişi hakkında önyargıya sebep olması, bilginin kişi açısından risk doğurması, bilginin kişinin kendisi tarafından yayımlanma durumu, içeriğin gazetecilik faaliyeti kapsamında işlenen verileri kapsaması, bilgilerin yayınlanmasında yasal zorunluluk olması, bilginin ceza gerektiren bir suçla ilgili olması. Söz konusu kriterler ‘Unutulma Hakkı’ içerikli şikâyetlerin değerlendirilmesi sürecinde Kurul tarafından öncelikli olarak dikkate alınacak kriterlerdir.” Bilginin güncelliğinin, ‘Unutulma Hakkı’ talebinin kabul edilmesini nasıl etkilediğini aktaran Bilir, “Aradan geçen zaman verinin güncel olma özelliğini yitirmesine neden olabilmekte ya da zamanla içeriğin konuyla ilgisi azalabilmekte. Bu durum da kişisel verinin işlenme amacıyla olan bağını koparabiliyor. Bu nedenle aradan geçen zaman indeksten çıkarma taleplerinin kabul edilme ihtimalini artıran bir unsur. Ancak aradan geçen zaman da kesin bir kriter olmayıp somut olay özelinde değerlendirme gerektiriyor” dedi. “Kaldırılması talep edilen içerik, kişinin kendisi tarafından yayınlanmışsa dahi ‘Unutulma Hakkı’ndan yararlanılabilir mi?” sorusunu da Bilir, şu şekilde yanıtladı: “İlgili kişi tarafından ya da onun açık rızasıyla yayımlanan bilgilerin yine ilgili kişilerin kendileri tarafından kaldırılması imkânı söz konusu ise ilgili kişinin talebinin kabul edilip edilmeyeceği hususunda bu durumun da dikkate alınması yerinde olacaktır. Eğer ilgili kişi, kişisel verisinin yayımlanmasına açık rıza vermiş ancak daha sonra kendisine açık rızasını geri alma imkânı tanınmamışsa veya kişisel verisinin işlenmemesine ilişkin talebi reddedilmişse bu hususun da değerlendirilmesi gerekmekte.”
İçeriğin yanlış olduğu iddiası ‘Unutulma Hakkı’ taleplerinin kabul edilmesini nasıl etkiler?
“İlgili kişi, kendisi hakkında yanlış bir bilgi olduğunu ileri sürüyorsa, bu iddiasını ispat etmesi beklenmektedir” ifadesini kullanan Prof. Bilir, “Bilginin doğruluğu konusunda bir ihtilaf varsa, örneğin ilgili kişi hakkında devam etmekte olan bir yargılama ya da polis soruşturması olduğunda, süreç tamamlanıncaya kadar bu hususta herhangi bir eylemde bulunulmaması yoluna gidilmesi de mümkün” değerlendirmesini yaptı. Bilir, “‘Unutulma Hakkı’ talebinin arama motorundan önce kaynak internet siteye yöneltilmesi zorunlu mudur?” sorusunu ise şöyle açıkladı: “Kurulun ‘Unutulma Hakkı’ ile ilgili almış olduğu Karara göre; arama motorları, veri sorumlusu olarak kabul edildi, arama motorları tarafından gerçekleştirilen faaliyetler ise kişisel veri işleme faaliyeti olarak değerlendirildi. Bu bakımdan Kurulca yapılan değerlendirmeler neticesinde arama motorları, internette üçüncü kişiler tarafından yayımlanan ve ilgili kişiler hakkında bilgi içeren, ilgili kişilerin adı ve soyadı ile yapılan aramalarla ortaya çıkan sonuçları kaldırmakla yükümlü. Bu yükümlülük yerine getirilirken, arama motorları tarafından ilgili kişilerin öncelikle kaynak internet sitesine yönlendirilmesi söz konusu değil.”
Şikayet KVKK’dan önce veri sorumlusuna yapılıyor
Prof. Bilir, kişilerin ‘Unutulma Hakkı’ ile ilgili taleplerinin yerine getirilmesi için izlenmesi gereken yöntemleri şöyle açıkladı: “İlgili kişilerin, arama motorları üzerinden ad ve soyadı ile yapılan aramalarda ulaşılan sonuçların indeksten çıkarılmasına yönelik taleplerinin yerine getirilmesi için 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nda belirtilen yöntemlerin izlenmesi zorunlu. Bu kapsamda ilgili kişiler, ‘Unutulma Hakkı’ çerçevesinde Kuruma şikâyette bulunmadan önce Kanunun ‘veri sorumlusuna başvuru’ yapılmasını düzenleyen maddesi uyarınca kişisel verilerini işleyen veri sorumlusuna başvuruda bulunmalı. Başvurunun veri sorumlusu tarafından reddedilmesi, verilen yanıtın yetersiz bulunması veya ilgili kişiye cevap verilmemesi hallerinde ilgili kişi tarafından, Kanun gereği veri sorumlusunun cevabını öğrendiği tarihten itibaren otuz ve her halde başvuru tarihinden itibaren altmış gün içinde Kurula şikâyette bulunulabilecek.” Prof. Dr. Faruk Bilir, Kurul tarafından ‘Unutulma Hakkı’ kapsamında ilgili kişilerin verilerinin, gazete, dergi arşivi, blog gibi kaynak internet sitelerinden kaldırılmasına yönelik taleplerinin Kanunun 28. Maddesi kapsamında değerlendirildiğini kaydederek şunları vurguladı: “Buna göre; kişisel verilerin millî savunmayı, millî güvenliği, kamu güvenliğini, kamu düzenini, ekonomik güvenliği, özel hayatın gizliliğini veya kişilik haklarını ihlal etmemek ya da suç teşkil etmemek kaydıyla, sanat, tarih, edebiyat veya bilimsel amaçlarla ya da ifade özgürlüğü kapsamında işlenmesi Kanundan istisna tutuluyor. Bu kapsamda ilgili içeriklerin özel hayatın gizliliğini veya kişilik haklarını ihlal ya da suç teşkil edip etmediği hususları da göz önünde bulundurularak ifade özgürlüğü açısından ele alınıp alınmayacağı noktasında değerlendirme yapılmakta. Bu değerlendirmede ilgili içeriğin kamu ilgi ve yararı taşıması, gerçek ve güncel olması ve özü ile biçimi arasındaki denge gibi kriterler kapsamında değerlendirilmesi suretiyle hangi hakka üstünlük tanınması gerektiği incelenerek ilgili başvurular Kurul tarafından sonuçlandırılıyor.”