‘Unutulma hakkı’ temel bir insan hakkıdır
‘Unutulma hakkı’ başta olmak üzere; kişisel verilerin korunmasına dair gündemde olan diğer konularla ilgili Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir ile verimli bir röportaj gerçekleştirerek akıllarda kalan sorulara yanıt bulduk. Bilir, ‘unutulma hakkı’ kararının verdiği mesajı; “temel bir insan hakkı olan kişisel verilerin korunmasıdır” şeklinde tanımladı.
‘Unutulma hakkı’ son zamanlarda en çok konuşulan konu başlıklarından birisi olarak karşımıza çıkıyor. İlk bakışta sadece hukuk çevrelerini ilgilendiriyor gibi gözükse de, aslında temel bir insan hakkı olarak herkesi etkiliyor. Kişisel Verileri Koruma Kurulu geçtiğimiz temmuz ayında, ‘unutulma hakkı’ ile ilgili çok önemli bir Karara imza attı. ‘Kişilerin Ad ve Soyadı ile Arama Motorları Üzerinden Yapılan Aramalarda Çıkan Sonuçların İndeksten Çıkarılmasına Yönelik Talepler’ adıyla bir kamuoyu duyurusu yayınlayıp söz konusu Kararla ilgili kamuoyunu bilgilendiren Kurul, değerlendirme esnasında dikkate alınacak kriterleri de açıkladı. Prof. Dr. Faruk Bilir, sorularımızı yanıtladı:
-‘Unutulma hakkı’ nedir diye baktığımızda çok çeşitli tanımlarla karşılaşıyoruz. Sizce ‘unutulma hakkı’ nedir?
‘Unutulma hakkı’na bireysel bir tanım getirmekten ziyade uluslararası çerçevede üzerinde ittifak edildiğini düşündüğüm tanımın tercih edilmesi taraftarıyım. Literatüre baktığımızda ‘unutulma hakkı’nın “bireyin geçmişte hukuka uygun olarak yayılmış ve doğru nitelikteki bilgilerinin zamanın geçmesine bağlı olarak erişimden kaldırılmasını ya da gündeme getirilmemesini talep edebilmesi” olarak tanımlandığını görmekteyiz. Bu hak; kişilerin internette kendi adlarıyla arama yapıldığında derlenen sonuçlar arasında kendileriyle ilgili bilgi, fotoğraf, ses, görüntü ve belge gibi verilere yer verilmemesini isteme hakkı olarak da nitelendirilmekte. ‘Unutulma hakkı’ aynı zamanda; kişinin geçmişine ilişkin dijital ortamlarda var olan ve diğer kişiler tarafından öğrenilmesini istemediği kişisel verilerinin kaldırılmasını talep etme hakkının bir yansıması olarak düşünülebilir.
-‘Unutulma hakkı’, son yıllarda ortaya çıkan ve yeni gelişen bir kavram. Hangi gelişmelerden ötürü böyle bir kavram ortaya çıktı?
Son yıllarda bireyler hakkındaki bilgilerin dijital ortamlar aracılığıyla çok kısa bir süre içerisinde çok geniş bir alana yayılabilmesi, o kişiler için ciddi riskler oluşturmaya başladı. Aslında ‘unutulma hakkı’ buradan doğdu diyebiliriz.
‘Unutulma hakkı’nı tamamen yeni bir hak olarak da görmemek lazım. Geçmişte benzer yaklaşımlarla bilginin silinmesi hakkı, bilinmeme hakkı ve toplumsal unutkanlık gibi kavramların kullanıldığına rastlamak mümkün. Ancak ‘unutulma hakkı’nın bunlardan daha farklı olduğunu da belirtmeliyim. Hukuki zeminde ele alırsak; Avrupa Birliği Adalet Divanı Kararlarında kabul gören ve AB Genel Veri Koruma Tüzüğü’nün (GDPR) 17. maddesinde düzenlenen ‘unutulma hakkı’, ülkemizde Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay Kararlarına da konu oldu.
-Kişisel Verileri Koruma Kurulunun unutulma hakkına yönelik bir Karar almasındaki ana etken nedir? Bunu sormak istiyoruz çünkü bilindiği kadarıyla mevzuatta ‘unutulma hakkı’ ile ilgili açık bir hüküm bulunmuyor.
Kuruma intikal eden çeşitli başvurularda; kişilerin medya kuruluşlarına ait çeşitli internet sitelerinde yer alan haberlerde geçen isim ve soy isimlerinin ya da haberlerin Kişisel Verilerin Korunması Kanunu hükümleri kapsamında silinmesinin talep edildiğini, bunun yanı sıra bazı başvurularda söz konusu gazete arşivlerinin arama motorları tarafından indekslenmeyecek şekilde teknik düzenlemeye tâbi tutulması hususunda gerekli kararların alınmasının istenildiğini gördük. Dolayısıyla yoğun şekilde gelen bu tür taleplerin ‘unutulma hakkı’ kapsamında bir bütün olarak ele alınması ve bu çerçevede değerlendirilmesi ihtiyacı ortaya çıktı. Mevzuatta bu konuyla ilgili açık bir hüküm bulunmamakta. Fakat Kurulun büyük bir titizlik içerisinde sürdürdüğü çalışmalar sonucunda, hukukumuzda ‘unutulma hakkı’nı sağlamaya yönelik araçların bulunduğunun açık olduğu tespit edildi. ‘Unutulma hakkı’ üst bir kavramdır. Kişisel Verilerin Korunması Kanununda yer alan silme ve anonim hale getirme işlemleri ise söz konusu unutulma hakkını tesis etmeye yönelik bir araçtır.
-Karara göre; arama motorları, 6698 sayılı Kanunun 3. maddesinde yer verilen tanım çerçevesinde ‘veri sorumlusu’ olarak kabul edildi, arama motorları tarafından gerçekleştirilen faaliyetler de ‘kişisel veri işleme’ faaliyeti olarak değerlendirildi. O halde söz konusu haktan yararlanmak isteyen kişiler öncelikle veri sorumlusu olan arama motoruna başvuracak, doğru mudur?
Kanun gereği ilgili kişilerin, arama sonuçlarının indeksten çıkarılmasına yönelik talepleriyle ilgili olarak öncelikle arama motorlarına başvuruda bulunmaları gerekmekte. Veri sorumlusu arama motorlarının söz konusu talepleri reddetmeleri veya başvuru sahibine cevap vermemeleri halinde Kurula şikayette bulunulabilir. Bu kişiler, Kurula şikayet seçeneğini tercih ederken, aynı zamanda doğrudan yargı yoluna da gidebilir.
-Peki ‘unutulma hakkı’nın etkin bir biçimde sağlanması, birtakım sorunlar meydana getirmez mi? Örneğin bilgiye erişim hakkı gibi. Kişinin ‘unutulma hakkı’ kapsamında bir talebi olabilir ancak toplumun da bilgiye erişim hakkını göz önünde bulundurmak gerekmez mi?
‘Unutulma hakkı’ istisnai bir haktır. Kurul, bahsettiğiniz hususu dikkate alarak bu yöndeki taleplerin değerlendirilmesinde; kişinin temel hak ve özgürlükleriyle kamunun söz konusu bilgiyi edinmesinden sağlayacağı menfaatler arasında bir denge testinin yapılmasını ve yarışan menfaatlerden hangisinin ağır bastığının gözetilmesi gerektiğini Kararında açıkça ifade etmekte. Buna ek olarak, bu konudaki kriterleri sorular halinde belirleyerek ihtiyaç duyulması halinde güncellenmelerin dahi yapılabileceğini belirtiyor.
Arama sonucunda yer alan bilgi, kişi açısından bir risk doğuruyor mu?
-Bu konuda belirlenen kriterler nelerdir?
“Arama sonuçlarının öznesi bir çocuk mu?”, “bilginin içeriği doğru mu?”, “arama sonuçlarında yer alan bilgi özel nitelikli kişisel veri niteliği taşıyor mu?”, “arama sonuçlarında ulaşılan bilgi güncel mi?”, “arama sonucunda yer alan bilgi kişi açısından bir risk doğuruyor mu?”, “orijinal içerik gazetecilik faaliyeti kapsamında işlenen verileri mi kapsıyor?”, “ilgili kişiye ilişkin bilgi ceza gerektiren bir suçla mı ilgili?” gibi toplamda 13 sorudan oluşan kriterler ilgili Kurul Kararıyla birlikte yayımlandı. Her somut olay özelinde Kurul tarafından ilave ölçütler gündeme getirilebilir.
-İşin hukuki kısmını geri planda bırakırsak, ‘unutulma hakkı’ ile ilgili Karar bize tam olarak ne anlatmak istiyor, bu Kararın kişisel verilerin korunmasıyla ilgili vermek istediği mesaj nedir?
Dijitalleşme ekseninde yaşanan gelişmeler bireyin hak ve özgürlük alanını derinden etkiliyor. Bu durum bireyin verileri üzerindeki kontrol yeteneğini sağlamaya yönelik birtakım güçlü mekanizmalar geliştirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Söz konusu Kurul Kararı ise ortaya çıkan ihtiyacı gidermek amacıyla yayımlandı. Kişisel Verileri Koruma Kurumu, ülkemizde insan haklarını koruma mekanizmalarından biridir. Kararın verdiği mesaj ise temel bir insan hakkı olan kişisel verilerin korunmasıdır.
-Kurulun aldığı ‘unutulma hakkı’ kararı kadar çokça konuşulan bir konu daha gündemde. O da sosyal medya düzenlemesine ilişkin yürürlüğe giren Kanun. Epey tartışıldı, üzerine çok şey söylendi. Bu Kanuna ilişkin sizin düşünceleriniz nelerdir?
Hukuka aykırılık teşkil edebilecek içeriklerin yoğunlaşması, kişisel verilerin istismarı yoluyla bireylerin çeşitli mağduriyetlere maruz kalması, kötü niyetli kişi veya gruplar tarafından bu tür platformların fayda sağlamaya yönelik kullanması bireyin mahremiyetini zedeleyici durumlar meydana getirdi. Mahremiyet, bireyin özgürlüğünün bir parçasıdır. Söz konusu durum karşısında bu tarz çevrimiçi platformları olumlu amaçlarla kullanmak isteyen bireylerin haklarının korunması gerekliliği ortaya çıktı.
Vatandaşlar sosyal ağ şirketleriyle doğrudan muhatap olabilecek
-Sosyal medya düzenlemesinin getirdiği yenilikler nelerdir? Bu yeniliklerin kişisel verilerin korunması bakımından olumlu bir yanı var mıdır?
Her şeyden önce bu düzenlemeyle ‘sosyal ağ sağlayıcıları’ tanımlanarak bunların yükümlülükleri belirlendi. Örneğin; Türkiye’den günlük erişimi 1 milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcıları, Türkiye’de bir temsilci belirleyecek. Bu temsilci; bildirim ve taleplerin gereğini yerine getirmek, kişilerin söz konusu Kanun kapsamındaki başvurularını değerlendirmek ve kanuni yükümlülüklerin yerine getirilmesini sağlamakla yükümlü olacak. Yine düzenlemeyle, kullanıcı başvurusuna en geç 48 saat içinde cevap verme zorunluluğu getirildi. Bu sayede vatandaşlar sosyal ağ şirketleriyle doğrudan muhatap olabilecek. Ülkemizde sosyal medyanın yoğun olarak kullanıldığını düşündüğümüzde, hukuki muhataplığın son derece önem arz ettiğini düşünüyorum. Ayrıca muhataplığın tesis edilmesi veri istismarı, sanal şiddet ve siber zorbalığa karşı verilen mücadeleyi de olumlu yönde etkileyecek. Konuyu kişisel veriler bağlamında ele alacak olursak, kişisel verilerin korunması sadece bir temel hak değil, aynı zamanda özel hayatın gizliliğiyle bağlantılı olan bir kişilik hakkıdır. Düzenlemenin 5. maddesiyle kişilik haklarının daha etkin korunması amaçlandı. Arama motorları tarafından başvurucunun adı ile ihlale konu olan içeriğin ilişkilendirilmemesi sağlanarak kişilik haklarının korunması hedeflendi. Sonuç olarak; bu düzenleme, birçok Avrupa ülkesinde yürürlükte olan düzenlemelerdeki gibi sosyal ağ kullanıcılarının muhatap bulma sorununu ortadan kaldırmakta. Sosyal ağ şirketlerinin hukuki yükümlülüklerini belirleyerek bunlara uyum sağlanmasını öngörmekte.
-Paylaşılan kişisel verilerin yoğunluğu, sahte içeriklerin yaygınlaşması gibi hususları da göz önünde bulundurarak sosyal medya kullanımı konusunda vatandaşlara hangi tavsiyelerde bulunmak istersiniz? Sosyal medyada kişisel verilerimizi korumak için neler yapmalıyız?
Sosyal medyada yer alan sahte ve gerçek dışı duyurular, kişisel veri güvenliği için de risk teşkil etmekte. Bu tarz kötü niyetli paylaşımların bizleri maddi ve manevi açıdan zor durumda bırakabileceğini unutmayalım. Alacağımız basit tedbirlerin dahi bizleri birçok tehlikeden uzaklaştırabileceğinin bilincine varalım. Sosyal medyayı gelişigüzel kullanmak yerine bilinçli bir şekilde kullanalım. Bunu da gizlilik ve güvenlik ayarlarını düzenleyerek, güçlü parolalar kullanarak ve hukuka aykırılık teşkil eden paylaşımlardan kaçınarak gerçekleştirebiliriz. Aksi takdirde sadece kendi verilerimizi değil, yakınlarımızın ve başka kişilerin de kişisel verilerini riske atmış oluruz.
Sosyal medya platformları veri güvenliğini ön planda tutmalı
-Kişisel Verileri Koruma Kurumunun sosyal medya şirketlerinden beklentisi nedir?
Bunun cevabı çok basit. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu, bir veri sorumlusundan ne bekliyorsa, Kurum da veri sorumlusu olan sosyal medya şirketlerinden aynısını bekliyor. Hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun şekilde veri işleme, bütün veri sorumluları için geçerli olduğu gibi sosyal medya şirketleri için de geçerli. Bu tür platformlar veri güvenliğini ön planda tutmalı, kişisel verilerin korunması amacıyla zararlı içeriklerin önüne geçmek için gerekli mekanizmaları oluşturmalı. Özetle; veri koruma bilinci ve bireyin mahremiyetine saygı, sosyal medya şirketlerinin temel konularından biri olmalı. Daha önce de ifade ettiğim gibi sosyal medya şirketleri Kanundan istisna değil. Dolayısıyla 6698 sayılı Kanunla ve diğer tâbi oldukları Kanunlarla ilgili yükümlülüklerini yerine getirmeleri gerekmekte.