ÜRETİM REFORMU PAKETİ VE NİTELİKLİ ELEMAN SORUNU: DOĞRU AMAÇ, YANLIŞ YAKLAŞIM
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın bir yıldır üzerinde çalıştığı “Üretim Reform Paketi” ile ilgili kanun tasarısı 17 Mayıs’ta TBMM’ye sunuldu (http://bit.ly/2qLvP2C). Tasarının gerekçesinde, şu paragraf çok önemli: “Türk sanayisinin rekabet düzeyi ve teknoloji yoğunluğunun artırılmasının ilk adımı, nitelikli eleman yetiştirmektir. Yükseköğrenim Kanunu’nda yapılacak değişiklikler ile 4. Sanayi Devrimi (dijital sanayi) ve 2023 hedeflerine ulaşma noktasında ihtiyaç duyulan, teorisi ve uygulaması güçlü, nitelikli işgücünün yükseköğretim kurumları aracılığı ile yetiştirilmesi hedeflenmiştir. Bu hedef doğrultusunda fen bilimleri ve mühendislik alanlarında eğitim gören üniversite öğrencilerine uygulamalı işyeri eğitimi getirilmiştir.”
Tasarının 17. ve 20. Maddeleri, öğrencilerin işyerlerinde staj yapmalarını ve devletin öğrenciye yapacağı maddi desteği düzenliyor. Böylece, Aralık ayında yürürlüğe girmiş olan 6764 sayılı kanundaki düzenlemelerle (http://bit.ly/2q75OtB) beraber hem üniversite hem de meslek yüksekokulu öğrencilerinin sanayide staj yapmalarına destek sağlanıyor.
Öğrencilerin staj deneyimiyle yetişmesi son derecede önemli. Fakat, keşke Bakan Faruk Özlü veya bürokratları, bu tasarıyı hazırlamadan önce iyi mühendislik fakültelerinden birkaç öğrenciyle konuşmuş olsaydı. O zaman en iyi mühendislik fakültesinin en parlak öğrencisinin bile şimdi staj yaptığı iş yerinde ayak altında dolaşan bir angarya olarak görüldüğü gerçeğini bilirdi. Sonuçta, ne staj yapan öğrenci fazla bir şey öğreniyor ne de işyeri o öğrenciden yararlanabiliyor.
Tasarıya göre, staj yapan öğrenciye yapılacak ödeme desteklenecek. Bu yanlıştır. Staj yapan öğrenciyi işyerinin angarya gibi görmesini teşvik etmektir. Oysa, işyeri o öğrenciye ödeme yapmayı ve karşılığında ondan şirkete değer katmasını beklemeyi, böylece öğrencinin yetişmesine de katkı koymayı benimseyebilmeli. Tabii, öğrenciye angarya işler vermemesi de, üniversite denetimiyle sağlanabilmeli.
Şirketlerin, özellikle kaliteli mühendislik fakültelerinden staj için gelen öğrencilerin kendilerine değer katabileceğini görmesi gerektiğini daha önce de yazmıştım (http://bit.ly/2rrjRxK). Böylece, staj süreci, şirket ve öğrenci için bir kazan-kazan ilişkisi olabilir. Türkiye ve ABD’de önde gelen mühendislik fakültelerinde öğrencilik ve hocalık yapmış birisi olarak, yaşadıklarımla, gözlemlerimle ve deneyimlerimle bu iddiayı ileri sürebiliyorum. Tasarı bu haliyle kanunlaşsa bile, işyerlerinin bu kazan-kazan ilişkisinin gereğini yapacağını umarım.