Uydular, savunma alanında vazgeçilmez
Günlük hayatımızda artık olağan kullanıma sahip televizyon ve navigasyonun (GPS) yanı sıra telefon, veri, internet, telekontrol, telemetri (SCADA), telekonferans, canlı haber geçişleri, spor müsabakalarının yayınlanması, sağlık sektöründe uzaktan tıbbi müdahalelerin yapılması, iklim, bitki örtüsü ve şehir planlamasındaki değişikliklerinin monitör edilmesi, tarımsal yıllık ürün tahmini ve zararlı (uyuşturucu vs.) dikim alanlarının tespiti ve kontrolü ile uzay araştırmaları konularında uydu teknolojileri önemli rol oynamakta. İşnet Uydu Hizmetleri Grup Müdürü Erkut Balcı’ya göre, güvenlik ve savunma alanında da bu önemi giderek artmakta. Bugün popüler olan orta ve uzun menzilli insansız hava araçları uydular üzerinden kontrol ediliyor.
“Türkiye, uzaya giden ilk uydumuz olan (24 Ocak 1994) Türksat 1A’yı da dahil edersek şu ana kadar 7 Türk haberleşme uydusunu uzaya fırlatılmıştır. Bu haberleşme uydularının yanı sıra diğer mini gözlem ve test uyduları da uzaya başarı ile gönderilmiştir. Özellikle, TV yayınlarında çok başarılı bir pozisyon olan 42 derece doğu yörüngesi yaratılmıştır. Bunu takiben bu yıl içerisinde 50 derece doğu yörüngesi TV dışındaki data haberleşmesi için uydu marketinin hizmetine sunulmuştur. 22 yıllık uydu teknolojileri birikimi olan ve bölgesinde ilk uydu sahibi ülke konumunda olan Türkiye bugün için kendi uydusunu yapma sürecinde bir ülke konumuna gelmiştir. Uzaydaki teknoloji yanında, Türk sanayicileri bugün Avrupa’daki en büyük uydu alıcı ve set top box üreticileri arasındadır.
İnternet sağlayıcıları, banka, finans ve sigorta, inşaat, maden, petrol ve gaz şirketleri, enerji üretim, dağıtım, televizyon ve radyo kuruluşları, GSM operatörleri, dijital sinema dağıtıcıları, belediyeler, kamu kuruluşları, meteoroloji, üretim ve hizmet sektöründe çalışan kobiler, bireysel ev kullanıcıları, haritacılık, gıda-tarım üretim dağıtım, perakende, sağlık, eğitim, savunma sanayi uydu teknolojilerinden faylanmaktalar.”
Haberleşmenin yanında, erken uyarı sistemleri sayesinde kıtalararası balistik füzelere karşı koruma, özellikle donanmada kullanılmak üzere navigasyonun uydu üzerinden sağlanması, uyduları savunma alanında vazgeçilmez yapmakta. İnsansız hava araçları uydular üzerinden yönetilmektedir. Alçak irtifada uçuş yapan gözlem uyduları sayesinde artık cm hassasiyetinde cisim tanımlamaları yapılarak, hudut ve hassas bölgeler izlenebilmektedir. Askeri haberleşme enterferansa (frekans karıştırmaya karşı) karşı güvenli uydu sistemleri üzerinden sağlanmaktadır. Türkiye kendi geliştirdiği kriptolama/kodlama sistemleri ve teknolojileri sayesinde milli ve güvenli bir askeri haberleşme sistemine sahiptir.
Noktadan noktaya olan karasal fiber ağlarının aksine, uydu yayınları yerden 36.000 km yükseklikteki bir noktadan teorik olarak yeryüzünün 1/3’üne yayın yapabilecek kapasitede olduğunu kaydeden Balcı, şu bilgileri verdi:
“Böylece bir uydudan yapılan TV, Radyo yayını o uyduyu gören tüm coğrafyalardan alınabilmektedir. Uydunun TV ve Radyo yayınındaki bu özelliği ile hiçbir karasal teknolojinin maliyet anlamında yarışması mümkün değildir. Yakın gelecekte oldukça yaygınlaşacak olan 4K çözünürlüklü televizyonlara yayın için en uygun teknoloji, son kullanıcıya yeterli ve gerekli band genişliğini sağlayan uydu teknolojisidir. 4K yayınlarının yaygınlaşma sürecinde de, analog, SD, 3D, HD, 2K TV yayınlarında olduğu gibi uydu ana lokomotif olacak.
TV sektöründeki gelişmenin anahtarı, bugün için stüdyo ile son kullanıcıya ait TV ünitesi arasındaki iletim ortamının bant genişliğidir. Bu bant genişledikçe görüntü kalitesi daha da artacak ve bir süre sonra hologram yayınları dile getirilecektir. Bunun öncesinde ise, 4K yayınlarının ardından muhtemel olarak yaygınlaşacak olan HFR (High frame-rate, yüksek akıcılık) teknolojisi ile görüntü kalitesi gerçeğe bir adım daha yaklaşacaktır. Tüm kullanıcıları, oldukça yüksek bant genişliğine ihtiyaç duyacak bu teknolojiye ulaştırmak yine uydu ile mümkün olacak.”
Yeni bir uydu çağına girilecek
TV ve savunma sanayi ihtiyaçları göz önünde bulundurulduğunda uydunun günlük yaşamdan çıkarılması en azında gelecek 10-15 yıl içerisinde mümkün görülmemektedir. Uydu üzerindeki sistem ve teknolojilerin artması, yeni frekans bantlarının uydu kullanımına açılması ve geosenkron yörüngelerde yoğunlaşan uydu trafiğinin daha alçak yörüngelere kayması sonucu, bugün kullanılan ve tek uyduya bağımlı çanak antenlerin yerine, aynı anda birden çok uyduyu gören bir uydu networkünün parçası olacak, düzlem yüzeye sahip antenlerin gelişmesi ile yeni bir uydu çağına girilecektir. Uydu sistemi, mobil haberleşme teknolojileri (bugünün GSM’i) ile birleşecek ve kavramlarda anlam kaymaları yaşanabilecektir.”