Uzaya şarap da çıktı
12 şişe Bordeaux şarabı, özel koruyucu kutuları içinde Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) yollandı. Astronotlar için değil, bilim uğruna… Şaraplar, kırılmaya, akmaya, sızmaya karşı özel korunaklı borularının içinde bir yıl kalacak. Aynı marka 12 şişe şarap da yeryüzünde bekleyecek. Bir yıl içinde, uzay koşullarının, şarabı nasıl etkilediği anlaşılacak. Beklenen etki, şarabın ne hızda “yaşlandığı.” Şarabın olgunu ve yaşlısı makbuldür, acaba uzayda radyasyon ve yerçekimsizlik, yaşlanmayı hızlandıracak mı? Bu ilginç deneyi yapan Space Cargo Limited şirketi, ismi üstünde, uzaya yük taşımacılığını hedefliyor.
Uzaya şaraptan önce 2011’de viski çıkmıştı. İskoç viski yapımcısı Ardberg’in viskileri, üç yıl süreyle ISS ile yörüngede dolaştı. Sonuç? Viskinin rengi iki kat koyulaştı, tadı olgunlaştı. Yani “yaşlandı.” Şimdi acaba “uzay şarabı” da aynı şekilde yaşlanacak mı?
Uzaya içkinin bilim değil, zevk için çıkışı epeyce eski… 1997’de ISS öncüsü MİR varken Rus kozmonotlar, oraya özel yapım tüpler içinde votka ve konyak götürmüşlerdi. Rus doktorlar onlara “ara sıra demlenin, bağışıklık sistemine iyi gelir, kaygınızı azaltır” demişler [Emekliye ayrılan kozmonot Alexander Lazutkin anlatıyor https://nbcnews.to/2Pmnznx]. Bir başka kozmonot Igor Volk de “izin verilenden daha fazla” konyak ve turşuyu 1984’te Soyuz’a götürmüş: Uçuştan bir hafta önce perhize başlamışlar, 2 kilo vermişler ki, “zulayı” astronot giysilerinin içine saklayabilsinler (https://bit.ly/2qRHy43), afacan veletler gibi…
1975’te Amerikalı ve Rus astronotlar Apollo-Soyuz Projesi’yle uzayda ilk kez buluştuklarında Ruslar, özel tüpler içinde votkayı Amerikalılara ikram etmişti. O tarihte Amerikalı astronotlara uzayda içki yasağı vardı. Ve uzayda içki kaçamağının “en ilki” 1971’de Salyut-7 uzay kapsülünde bir Rus kozmonotun doğumgünü için giysisi içinde götürdüğü konyağı meslektaşlarıyla paylaşması. Bunu, koluna takılı tansiyon ölçme cihazının bir yerine saklamış! (https://bit.ly/2PnoZhS).
Space Cargo Limited, önümüzdeki 5 yıl içinde uzaya bitki, maya, bakteri de gönderip, uzay koşullarında bunlara ne olduğuna da bakacakmış. Öyle ya, Dünya’dan Ay’a, Mars’a ve belki ötelere seyahat, artık bilimkurgudan çok, gerçek-kurguya dönüşecek gibi? Örneğin, ISS’de astronot Steve Swanson marul yetiştirmeye 8 Mayıs 2014’te başladı. 33 gün sonra “mahsul aldı.” Bunlar donduruldu. Dünya’ya analize gönderildi. Sonuçta, Dünya’dakinden farksız olduğu anlaşıldı (https://go.nasa.gov/2RSQYY9). Hollywood da konuya Matt Damon’a Mars’ta patates yetiştirerek girmişti (2017).
Yapay zekadan besteler?
Müzik, eğer notaları ardı ardına sıralamaktan ibaret olsaydı, herkes ama herkes sanatçı (!) olurdu. Oysa durum hiç de öyle değil. 2020, Beethoven’in doğumunun 250’inci yıldönümü: Bu yaratıcı – yenilikçi bestecinin hangi eserini yapay zeka taklit edebilir? Ama daha “minör” bestecileri taklit için ortam uygun. Çek besteci Antonin Dvorak’ın (1841 – 1904) bir piyano eserinin “bitmemiş” bir bölümünü yapay zeka “tamamladı” (!). Bu işi “başarması” için yapay zekaya bestecinin 115 eseri dinletilmiş. Ve ortaya bir “şey” çıkmış (https://bit.ly/38LvySU). Bu “şey” Haziran’da Çekya’da bir müzik festivalinde çalınacak. Orkestraya uyarlanmış biçimi ise Kasım’da Prag’da Rudolfinum Konser Salonu’nda seslendirilecek. “Şeyin” Dvorak’ın lirik, romantik, dönemine göre yenilikçi üslubuna ne kadar uyduğunu, uymadığını eleştirmenler söyleyecektir.
Ama daha önce de Alman besteci Franz Schubert’in (1797 – 1828 Beethoven’la çağdaşlar ama tanışmamışlar) Bitmemiş Senfonisi’ni Huawei’nin yapay zekası “bitirmeye” girişti. Besteci, bu Sekizinci Senfonisi’nin ilk iki bölümünü bestelemiş, sonra yarım bırakmıştı. Bu kısmı “bestelemek” amacıyla yazılıma Schubert’in müziği 90 eseri üzerinden 6 ay süreyle dinletildi. Yazılım, 20 değişik melodi “besteledi.” Uzmanlar, bunlara bakıp, “Olsa olsa üstad şöyle bir şey bestelerdi her halde?” diye fikir yürütüp bir tanesini seçtiler. Londra’da Cadogan Konser Salonu’nda 67 kişilik English Session Orkestrası tarafından 4 Şubat 2019’da seslendirildi. Müzik eleştirmenlerine bol bol alay etme fırsatı çıktı. Örneğin, Fransız Nouvelle Observateur yazarı Claire Fleury: “Huawei, senfoniyi bitireyim derken Schubert’i bitirdi. Schubert, evet, eserinde trombon kullanmıştı. Ama şimdiki beste, askeri bando müziğine benziyor.”