Van Gogh’tan bir Leonardo
Leonardo DiCaprio’nun, fazla plastik Muhteşem Gatsby filmiyle popüler sanat gündemine oturmasıyla birlikte, ortaya beyefendinin bir tablosu çıktı: Van Gogh “stili”nde yapılmış sayısal bir tablo bu. Ama “fırça” (?) darbeleri, renkler ve stil, aynen Van Gogh’unki gibi. Fotoşop sağolsun.
Belki bizim coğrafyamızda Van Gogh’un stilini tanımayan olabilir kaygısıyla, bütün sanat yaşamı sadece 10 yıla sığan bu trajik sanatçının “orijinal” eseri ile DiCaprio “fotoşopu” yanyana duruyor burada.
Sayısallığın ortaya çıkarttığı teknikler, sanatı “tek ve özel” konumundan, bir fotoşop ve fotokopi ürününe doğru götürüyor. Her ne kadar bu DiCaprio “tablosu” şaka ve espri ama, sayısallığın, sanatı nereye doğru itebileceğini gösteriyor.
Her yıl büyük sermaye şehirlerinde açılan çağdaş sanat fuarlarında sergilenen birbirinden ilginç ve sıradışı eserler arasında en “ele avuca sığmayanlar” işte bu sayısal eserler. Sanatta yenilikçiliğin ne demek olduğunu, ve yaratıcılığın nasıl sürekli yenilikçilik doğurduğunu orada izliyoruz.
* Güney Kore’nin başkenti Seul’de eni 99 metre, yüksekliği 78 metre bir duvarda 42 bin LED ampul, her gece bir sanat eseri için yanıyor. Bu duvar için ingilizceye yeni bir sözcük katıldı: Media canvas (medya tuvali). Bir yaz boz tahtası aslında. Bu akşam falan eser, yarın akşam başka bir eser. Seoul’de bu medya tuvalini “işleten,” bir sanat galerisi ile bir reklam ajansı. Bu ikili, o duvarda “ne” yapıldığını anlatıyor zaten.
* NewYork’un orta yerinde, dünyanın en tanınmış meydanı Times Square’deki pek pahalı Reuters, NASDAQ ve Bank of America LED panelleri geçen Şubatta bir kaç geceliğine, saat 23.57-24 arasını Sevgililer Günü dolayısıyla bir İngiliz sanatçıya terk etti.
Bu sanatçı hanım, babası Kuzey Kıbrıs’lı Tracey Emin, İngiltere’de 80’lerde sanata getirdiği yenilikçilikle fırtına gibi esmişti. Ama durmadı, ilerledi ve şimdilerde sayısal sanat eserleri üretiyor. Örneğin, ışıltılı bir neon “eseri” 60 bin dolar!
Times Meydanı’nda dünyanın en önemli üç LED duvarı 23.57’de karardı. Ve karanlık ekranlarda bir el yazısı görülmeye başldı: Seni seviyorum. Seni bu kadar sevdiğimi bilmezdim, falan gibi 14 Şubat’a “uygun” cümleler. Ama gayet leziz ve estetik bir sunuşla…
Bu şıklığı kotaran, Times Meydanı’nın “sanat işleri” ile özellikle meşgul olan sanat ve reklam kurumu. Meydan, dünyanın gözünün önünde olduğu için (oradan web kamerayla günde kaç noktadan canlı yayın var) meydanın “satışı” sanat ve reklam, sayısal bir çözümle… Eskiden sayısallık yokken, ışıklı akan görseller vardı. Yakın gelecekte hologram kullanacaklar.