Vergide netlik sağlandı
Elektronik ticarete aracılık etmek üzere kurulan elektronik para ve ödeme kuruluşlarının yaptığı işlemlerden yüzde 5 oranında banka ve sigorta muameleleri vergisi (BSMV) alınacak. Genel KDV oranı yüzde 18 olarak düşünüldüğünde, söz konusu yüzde 5 oranında BSMV’ye tabi tutulmasının işlem maliyetlerinin düşürülmesine katkı sağlayacağı üzerinde duruluyor. Yani ek bir vergi alınması durumu söz konusu olmadığı gibi, ödeme ve elektronik para kuruluşlarının aldığı komisyonların hangi vergiye tabi olduğu da netleştirilmiş oldu. Tebliğ yürürlüğe girdikten sonra söz konusu tüm şirketler mutlak suretle BSMV mükellefi olacaklar.
Maliye Bakanlığı’nın hazırladığı tebliğe göre, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yetkilendirilen elektronik para ve ödeme kuruluşlarının gerçekleştirdiği hizmetler ‘bankerlik’ kapsamında değerlendirilerek BSMV’ye tabi tutulacak. Böylece elektronik para ve ödeme kuruluşları tarafından ödeme hizmeti kullanıcısına verilen hizmet nedeniyle tahsil edilen komisyon, ücret gibi tutarların tamamı vergilendirilecek. Ayrıca komisyon tutarının bir kısmının yurtdışında veya yurtiçinde yerleşik bir kuruluşa aktarılması da vergilendirme açısından fark etmeyecek. Bir işlem vergisi olan BSMV’yi komisyon, ücret gibi adlarla lehlerine kalan paralar üzerinden hesaplayacak olan ödeme kuruluşları ile elektronik para ihraç eden kuruluşlar, ortaya çıkan maliyeti işlemi yapan bireylerden de tahsil edebilmekte. Genel KDV oranı yüzde 18 olarak düşünüldüğünde, söz konusu yüzde 5 oranında BSMV’ye tabi tutulmasının işlem maliyetlerinin düşürülmesine katkı sağlayacağı düşünülüyor.
Bu arada, E–Hukuk Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Av. Gökhan Uğur Bağcı, alınan bu kararın, söz konusu hizmetlere yönelik ilgiyi değiştirmeyeceği yönündeki beklentisini de bir örnekle anlattı:
“Bir e-ticaret şirketi olarak doğrudan bankanın sanal POS’unu kullanıyorsanız, zaten bankanın aldığı komisyon tutarı BSMV’ye tabi idi. Yani banka size 100 TL’lik bir ödemede, aldığı 5 lira komisyon için KDV’li bir fatura kesmiyordu. Ödeme kuruluşu ise bugüne kadar mevzuatta tam bir netlik olmaması nedeniyle, aldığı komisyon için KDV’li fatura kesmekteydi. Komisyon faturasının KDV‘li olması, eğer düzenli KDV ödemesi çıkan bir e-ticaret şirketi ise onun açısından mahsup yapabileceği bir kalem olmaktaydı. Şu anda yapılan düzenleme ile bu KDV’li fatura ortadan kalkacak ve e-ticaret şirketleri açısından bankayla çalışmak nasılsa, ödeme kuruluşu ile çalışmak da aynı duruma getirilmiş olacak.”
Ek vergi söz konusu değil
Farklı iş modelleri ve ödeme hizmeti tipleri olmakla birlikte ödeme ve e-para kuruluşlarının temelde para kazandığı alan para transferleri, ödeme aracılık işlemleri ile elde ettikleri komisyonlar. Alınan bu bedellerin KDV’ye mi yoksa BSMV’ye tabi olacağı ise uzun süredir tartışılan bir konu idi. Ödeme kuruluşları da hem bireysel olarak hem de üyesi oldukları ÖDED (Ödeme ve Elektronik Para Derneği) vasıtasıyla Gelir İdaresi ile bu konu üzerinde fikir alışverişinde bulunuyordu. Bu görüşmelerin sonunda, Eylül ayı başında yayınlanan “Gider Vergileri Genel Tebliği Taslağı (Seri No:91)” ile bu sorun giderildi ve Ödeme ve Elektronik Para kuruluşlarının lehe aldığı komisyonların BSMV’ye tabi olması yönünde hükümler getirildi. Halihazırda bazı ödeme ve elektronik para kuruluşları Gelir İdaresi’nden görüş alarak, bu doğrultuda BSMV mükellefi olarak hareket ediyorlardı. E–Hukuk Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Av. Gökhan Uğur Bağcı, şu detayları paylaştı:
“Kanımca bu taslaktaki hükümler sektörde yanlış yorumlanarak çok olumsuz bir durum varmış gibi düşünülüyor. Basında da ‘Sanal Pos hizmetlerine ek vergi’ gibi haberler yapıldı. Bu düzenleme ile ek bir yüzde 5 vergi alınması söz konusu değil. Aksine, ödeme kuruluşları açısından baktığımızda yüzde 18’lik KDV yerine yüzde 5’lik, yani daha düşük oranda bir vergi ödenmesi hükme bağlandı. Uygulamada çalışan e-Ticaret şirketleri ya da diğer şirketler açısından da maliyeti yükseltici bir durum oluşacağını düşünmüyorum. Yani nihai tüketiciye karşı fiyatların artması gibi bir sonuçla karşılaşmayı öngörmüyorum.”
BSMV mükellefiyeti açtırmaları gerek
2016 yılının başında halihazırda faaliyette bulunan bu kuruluşlardan birine verilen Gelir İdaresi görüşünde de faaliyetlerinin BSMV konusuna gireceği belirtilmişti. Yayımlanacak olan taslak 91 seri no’lu Gider Vergileri Genel Tebliği’nde de Gelir İdaresi’nin bu konuya genele yayarak tüm ödeme sistemi şirketleri için açıklık getiriyor. Hatta KPMG Türkiye Vergi Bölümü Şirket Ortağı Hakan Güzeloğlu, “Dolayısıyla bu kuruluşların taslak tebliğin yayımlanmasını beklemeden de şu an itibarı ile BSMV mükellefiyeti açtırmaları gerektiği görüşündeyiz” yorumunu yaptı.
EY Türkiye Vergi Bölümü Ortağı Levent Atakan’a göre, aslında bu yaklaşımın çok yeni olduğunu söylemek doğru değil. Bu tip kurumların BDDK’dan lisan alma zorunluluğu olmadığı dönemde de işlemlerinin ‘bankerlik’ olarak değerlendirilmesi, yani yaptıkları işlemlerin BSMV kapsamında olması bunun eleştiri konusu olmadığı bilinmekteydi. Anladığımız Vergi İdaresi Ödeme Kuruluşları’nın verdiği ödeme hizmetlerini BSMV kapsamında olan hizmetler olarak değerlendirmekte. Ancak, Atakan ekledi: “Ortada başkaları hesabına menkul kıymet alıp satma, alım – satıma tavassut etme, alıp sattıkları menkul kıymet karşılığı borçları ödemeyi taahhüt etme, mevduat faizi vermek veya sair adlarla faiz ve benzeri menfaatler sağlamak üzere devamlı olarak para toplama işiyle uğraşan kurumlar olmadığından bu kurumların ‘banker’ olarak tanımlanması ve BSMV mükellefi olmaları teorik olarak tartışılabilir bir yaklaşım.”
Vergide netlik sağlanıyor
‘Bankerlik’ tabirine odaklandığımızda Hakan Güzeloğlu, şu bilgiyi paylaştı:
“Elektronik para ve ödeme kuruluşları da BDDK’ya bağlı olarak faaliyete geçtikleri için, vergi uygulamaları açısından ana faaliyet konularından elde ettiği kazançlarının bankerler gibi BSMV’ye tabi tutulmasının uygun olduğunu düşünüyoruz. Gelir İdaresi de bu yılın başında bir ödeme kuruluşuna verdiği görüşte de söz konusu kuruluşların BSMV mükellefi olduğunu ifade etti. Bu kuruluşların ilk kuruldukları dönemde banker olup olmayacakları konusu gündeme gelmiş, işlem maliyetlerinin yüksek tutulmaması açısından (KDV oranının yüzde 18 olarak BSMV oranı yüzde 5’den yüksek olması) BSMV mükellefi olma tercihlerinin de taslak Tebliğ’de görüldüğü üzere olumlu olarak dikkate alınmış olduğu söylenebilir. Uygulamada bu şirketlerin BSMV mükellefi olmaları, asıl faaliyet konuları olan para ve ödeme faaliyetleri ile ilgili olacak olup, diğer faaliyetleri ise aynı menkul kıymet, faktoring ve diğer BDDK’ya bağlı şirketlerde olduğu gibi KDV’ye tabi olacak. Son olarak, 91 seri no’lu Gider Vergileri Genel Tebliğ Taslağını incelediğimizde, elektronik para ve ödeme kuruluşlarının, finansal kuruluş olarak değerlendirilerek esas iştigal konusu kapsamında yukarıda belirtilen bankerlik faaliyetlerini gerçekleştirdiği şeklinde yorumlandığı söylenebilir. Bu kapsamda, bu kuruluşların örneğin komisyon geliri gibi bir işlem sonucu lehe kalan paraları BSMV’ye tabi tutulmakta.”
UYGULAMADA AVANTAJ
E–Hukuk Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Av. Gökhan Uğur Bağcı: “Ödeme ve e-para kuruluşları açısından lehe elde ettikleri komisyon üzerinden yüzde 18 KDV ödemek yerine, yüzde 5 BSMV ödemek çok daha avantajlı bir uygulama olacak. Ödeme ve e-para kuruluşu müşterilerini de çok etkileyeceğini, operasyonlarında ya da maliyetlerinde büyük değişiklik yaratacağını sanmıyorum. Dediğim gibi, bu bir ek vergi niteliğinde olmayıp, alınan komisyonların hangi vergi tipine dahil olduğunun belirlenmesi.”
İŞLEM MALİYETLERİNİ DÜŞÜRECEK
KPMG Türkiye Vergi Bölümü Şirket Ortağı Hakan Güzeloğlu: “Gider Vergileri Kanunu 28’inci maddesi uyarınca bankerlerin her ne şekilde olursa olsun yapılan bütün işlemleri dolayısıyla kendi lehlerine nakden veya hesaben aldıkları paralar BSMV’ye tabi bulunmakta. Buna göre; elektronik para ve ödeme kuruluşları tarafından ödeme hizmeti kullanıcısına verilen hizmet nedeniyle tahsil edilen komisyon, ücret gibi tutarların tamamının vergilendirilmesi esas. Uygulanması gereken oran genel BSMV oranı da yüzde 5 olacak. Bu işlemlerin BSMV’ye tabi tutulması, esas iştigal konusunda bu işlemlere yüzde 18 KDV uygulanmasının önüne geçeceği için hizmet alıcılarının işlem maliyetlerini düşüreceği söylenebilir. Bu kuruluşlar açısından ise tebliğ taslağındaki Gelir İdaresi’nin lehine kalan komisyon geliri üzerinden BSMV hesaplatıyor olması ise bugüne kadar birçok BSMV uygulamasında tartışma yaratacak lehe alınan para kavramına da olumlu anlamda bir açıklama getirmekte.”
YÜZDE 18 YERİNE YÜZDE 5
EY Türkiye Vergi Bölümü Ortağı Levent Atakan: “Müşterinin gerçek kişi olduğu durumda işleme ilişkin yüzde 18 KDV ödemek yerine yüzde 5 BSMV ödenmesi söz konusu olacak. Gerçek kişi açısından BSMV’de KDV’de maliyet unsuru olduğundan 100 liralık komisyon üstünden 18 lira ödemek yerine 5 lira ödenecek. Ama kurumsal müşterilerde ödenen KDV indirilebilecek olduğundan ve BSMV gider olduğundan durum farklı. KDV olsaydı 18 lira KDV ödenecekti, ama ödenen tutar indirilebilecek KDV olacaktı. İşin ödeme kuruluşları bacağı da var. Yaptıkları işlemler BSMV’ye tabi olunca kendi mal veya hizmet alımlarındaki KDV’yi indirmeyip gider yazmaları gerekecek. Özellikle altyapı harcamalarına ilişkin veya kiraladıkları işyeri için ödedikleri KDV’ler gider veya maliyet unsuru olacak. Bu ‘banker’ olmanın sonucu ve aynı durum bankalar ve sigorta şirketleri için de söz konusu.”
Tebliğ ile yüzde 5 BSMV alınacak işlemler
BSMV kapsamında işlemler belirlenirken, ödeme kuruluşlarının verdiği tüm ödeme hizmetleri esas alındı.
- Elektronik para ve ödeme kuruluşlarının elde ettiği komisyonlar,
- Sanal POS hizmetlerinden elde edilen komisyonlar,
- Elektronik para ihracına ilişkin ödeme hizmetleri kapsamında elde edilen komisyonlar,
- Para havalesi hizmetlerine ilişkin alınan komisyonlar,
- Mobil ödeme hizmetlerine ilişkin alınan komisyonlar,
- Fatura ödemelerine aracılık hizmetlerinden elde edilecek komisyonlar.