Veri analizine nasıl başlayacaksınız?
Birçok şirket veri analizine nereden ve nasıl başlayacağı konusunda sorunlar yaşıyor. Şirketler bu noktada veri saklama, keşif ve veriyi harekete geçirebilecekleri platformlara ihtiyaç duyuyorlar.
Teradata Veri Bilimi Takımı Direktörü Dr. Frank Säuberlich, veri bilimi uzmanlaşmış bir isim. Karlsruhe Üniversitesi’nden Ekonomi Doktorası ve Ekonomi Matematiği dalında Yüksek Lisans derecelerinin yanı sıra veri analizi sayesinde başarısı yüzde 50’nin üzerinde artırılmış onlarca küresel proje deneyimi bulunan Dr. Frank Säuberlich ile veri bilimi üzerine konuştuk.
Verinin giderek önem kazandığı bir dönemin içerisindeyiz. Şirketlerin veri bilimine karşı olan bakış açılarından söz edebilir misiniz?
Şirketler ellerindeki veri miktarı arttıkça kendi yapılarını çok daha iyi analiz etmeleri gerekiyor. Fakat birçok şirket veri analizine nereden ve nasıl başlayacağı konusunda sorunlar yaşıyor. Şirketler bu noktada veri saklama platformu, veri keşif platformu ve veriyi harekete geçirebilecekleri platforma ihtiyaç duyuyorlar. Bu veri “sacayağını” oluşturmayı başaran yapılar ise yoğun rekabetin yaşandığı iş dünyasında rakiplerinden bir adım öne geçmeyi başarıyorlar.
Buna karşın şirketler ve kurumlar, müşterilerine daha iyi bir şekilde ulaşmak ve yaptıkları işlerin değerini artırabilmek için çok daha geniş veri havuzu oluşturmaları gerektiğini ve bu elde verileri daha dikkatli analiz etmeleri gerektiğinin farkında olduklarını söyleyebilirim. Bu da gelecek için iyi bir işaret.
Veri bilim insanlığı ile veri analisti arasındaki farklardan söz edebilir misiniz?
İki kavramın arasında epeyce fark var. Veri analistliğine baktığımızda işin daha teknik kısmında yer alan çalışanların olduğunu görüyoruz. Veri bilim insanı tabirine gelecek olursak, işin hem teknik kısmında hem de karar alma kısmının olduğunu görüyoruz. İşin teknik kısmından söz edersek; veri bilim insanının BT, veri madenciliği, programcılık gibi konularda önemli bir tecrübeye sahip olması gerektiğini düşünüyorum. Bunun yanı sıra takım yönetimi konusunda da yetkin karakter olmaları gereken veri bilim insanları, istatistik ve ekip yönetimi konusunda da önemli tecrübeye sahip olmalı.
Türkiye’deki şirketlerin veri analizine bakış açılarından söz edebilir misiniz? Bu konuda onlara ne gibi tavsiyeler verebilirsiniz?
Türkiye’de özellikle telekomünikasyon ve kamu alanındaki şirketlerin ve kurumların veri analizi ile ilgilendiklerini biliyoruz. Fakat bu noktada net bir iş modeli belirlemeleri gerekiyor. Dünyada 70 ülkede verdiğimiz hizmetler bize ülkeleri ve veri analitiği modellerini karşılaştırma imkanı sunuyor. Türkiye’ye daha geniş bir açıdan bakarsak, birçok Avrupa ülkesi ile benzer niteliklere sahip olduğunu görüyoruz. Ülke olarak hiç de geride olmayan Türkiye’de, özellikle kamu alanı veri analitiği projeleri ile dikkat çekiyor. Bu dalgayla birlikte müşterilerimizden gelen talepler de giderek artıyor. Müşterilerimiz, iş süreçlerinin aksamaması ve hızlanması adına projelerin hızlı bir şekilde gerçekleşmesini isterken, biz de bu talebe hızlı geri dönüş yapmak için çaba sarf ediyoruz.
Veri bilimi pazarlama ve satış özelinde neleri değiştirecek?
Bunu şimdiden tahmin etmek oldukça zor. Ama pazarlama ve satış özeline bakarsak şirketlerin çok daha fazla müşteriye odaklandığını görüyoruz. Müşterilerin isteklerini ve taleplerini karşılama adına veri bilimini tercih eden şirketler çok daha verimli iş modellerine sahip olurken, müşteri odağında yaşanan bu dönüşüm veri bilimini şirketler için olmazsa olmaz hale getirecektir. Müşterilerin sosyal medya üzerindeki, mağazalardaki, online platformlardaki hareketlerinin takip edilmesi, sahip olunan müşteri profili hakkında markalara çok net resimler ortaya koyacaktır. Bu sayede hali hazırdaki müşterilerine odaklı ürün ve hizmet sunacak markalar, bir yandan da hedef kitlesini daha iyi belirleyerek çok daha hızlı ve sağlıklı bir büyüme içine girebilir.