Veri değerli ama bu değeri nasıl kazanıyor?
Brand Finance kuruluşunun Türkiye’de gerçekleştirdiği araştırma ile 2019 yılının marka değeri en yüksek olan firmaları listeledi ve ilk sırada 1.7 milyar doları geçen marka değeri ile Türk Hava Yolları yer aldı. Dünyada en fazla noktaya uçuş yapan gurur markamız THY, 2019 yılında 74 milyondan fazla yolcu taşıdı.
Geçtiğimiz haftalarda ise 2010 yılında kurulmuş Peak Games, Zynga’ya 1.8 milyar dolara satıldı. İstanbul merkezli Peak Games’in bu satışı Türkiye ekonomi tarihinin en büyük şirket satışlarından biri oldu. Bu iki firmayı karşılaştırsak, THY’nin sahip olduğu varlıklar arasında 360 uçaklı filonun ön plana çıktığını rahatlıkla görebiliriz ama peki ya Peak Games… Düşününce herhangi bir filosu yok, fabrikası yok, mağazası yok. Peki, bir oyun firmasını bu kadar değerli yapan varlık nedir? Cevap aslında basit, veri. Oyunu oynayanların oluşturdukları veriler, oyuncu davranışları, talepleri, beklentileri…
Veri günümüzde şirketlerin en önemli varlıklarından biri haline geldi. Fabrikalardaki milyon dolarlık hatlar veya filolardaki uçaklar ne kadar kıymetli ise, veri de bir şirket için bir o kadar kıymetli bir varlık artık. Yeni petrol diye de adlandırılan veriden faydalanmak, kararlarımızı veriyi dayalı bir şekilde almak, stratejimizi bu şekilde kurgulamak artık bir zorunluluk. McKinsey’in bir araştırması, veri güdümlü kuruluşların müşteri edinme olasılığı 23 kat, bu müşterileri elinde tutma olasılığı 6 kat ve kârlılıklarını arttırma olasılığı 19 kat daha fazla olduğunu göstermektedir.
Bu değerleri üretebilmek için ise veriyi doğru ve hızlı bir şekilde işleyip, analiz çıktılarına dayalı aksiyonlar almak gerekiyor. Bunu başarmak ise her zaman çok kolay olmuyor. Çünkü kurumların sahip olduğu veriler çok çeşitlilik gösteriyor. Verinin oluşma hızı, yapısı, tipi, kalitesi yapılan analizlerin başarılı olmasına etken direkt hususlardır. Veri işlemeye, analiz açısından bakalım. Firmalar farklı birçok veri tipine sahipler. Örneğin birçok şirket, araçlarının, çalışanlarının veya varlıklarının konum verilerine sahipler. Bu tarz verilerin analizi için coğrafi analiz araçlarına ihtiyaç duyuyorlar. Benzer şekilde birçok kurum, müşteriler arasındaki, çalışanlar arasındaki veya malzemeler arasındaki ilişki hiyerarşisine sahipler. Bu tarz verilerin analizi için ise ağ analizi yapabilen “Graph” motorları kullanılıyor. Text alanlar üzerinde Google’da yaptığımız gibi arama yapabilmek için text arama (Search) motorları veya akan verilerin analizlerini akış sırasında yapabilmek için “Streaming” motorlara ihtiyaç duyuluyor.
Bu kadar farklı analitik ortamı oluşturmak, öğrenmek, bir arada kullanarak problem çözmek, performanslı bir şekilde çalıştırmak ve sistemi idame ettirmek bu işin zorlayıcı tarafını oluşturuyor. SAP bu zorlukları aşmak için teknoloji çözümlerine uzunca yıllar büyük yatırımlar yapıyor. Bunu 10. yaşını kutladığımız SAP HANA Platformu, bellek içi mimarisinin sağladığı yüksek performans ve gömülü ileri analitik motorları (Machine Learning, Spatial, Graph, Text Search, Text Analytics, Streaming vs.) ile farklı tiplerdeki veriler için ihtiyaç duyulan tüm analitik yetenekleri bir arada sunmaktadır. Böylelikle tek bir sistemde, ihtiyaç duyulan farklı birçok analizi bildiğimiz ve aşina olduğumuz SQL, Python ve R gibi diller ile hızlıca geliştiriyoruz. Bellek içi performansı ile de çözümlerimizi her daim yüksek performanslı çalıştırıp sonrasında da kolaylıkla idame ettirebiliyoruz.
Gelin örneklerle veriden değer üretirken SAP HANA Platformu bize neler sağlamış birlikte bakalım. Borusan Makine 2019 yılında “Müneccim” adı verdikleri proje ile; satışını yapıp, servis hizmeti de verdikleri “Caterpillar” iş makinalarının sahada ne zaman arızalanacağını öngörebiliyorlar. Geçmiş bakım verileri ve araçların anlık sağlık durum verileri kullanılarak geliştirilen makine öğrenme modeller ile önümüzdeki bir ay içerisinde arıza yapabilecek araçlar yüksek başarı oranıyla tespit ediliyor. Ardından araçlarını servise çağrılarak arıza oluşmadan problemleri gideriliyor. Servis süresini kısaltıp müşteri memnuniyetini arttıran bu proje de SAP HANA Platformun içerisinde yer alan ileri analitik motorlar ile kısa sürede geliştirildi. Bu proje aynı zamanda 2019’da SAP Global İnovasyon ödülünü aldı. Dünya genelinde 500’ün üzerinde projenin yarıştığı ve yaklaşık 30 projenin ödül kazandığı bu yarışmada Martur ekibi bu proje ile Süreç İnovasyonu (Process Innovation) kategorisinde ödüle layık görüldü.
Kestirimci bakım örneğinden sonra ulusal güvenlikle ile devam edelim. Ne yazık ki ülke olarak terör ile uzunca yıllar mücadele veriyoruz. Bu alanda oluşan verileri de anlamlandırıp değer zincirine dahil etmemiz terörle mücadelede çok önemli faydalar sağlayacaktır. Bu faydayı göstermek adına gerçekleştirdiğimiz bir çalışmada, bir açık veri platformundan eriştiğimiz bölgemizde son 5 yılda gerçekleşen tüm silahlı çatışma verilerini SAP HANA Platformuna yükledik. Bu veride kim kime, ne zaman, nerede ve nasıl atak ettiğini görebiliyoruz. Geliştirdiğimiz ilk analiz, hassas bölgelerin granüler seviyede tespiti oldu. Konum bilgileri üzerinden coğrafi kümele işlemleri gerçekleştirerek can kaybının yoğun yaşandığı bölgeleri hesapladık. Bu analizleri mekansal (Spatial) motor ile gerçekleştirdik.
Belirlenen hassas bölgelerde güvenliği arttırmak için devriye veya yeni birlik konumlandırma optimizasyonu geliştirdiğimiz ikinci analiz oldu. Devriye konumlandırma optimizasyonu için seçilen noktadan hassas bölgelere ne kadar sürede erişebileceğimizi hesaplamamız gerekiyor. Bunun için yol verisini kullanıyoruz. Yine açık veri sistemlerinden Türkiye’nin yol verisini kullanarak Türkiye yol ağı oluşturduk. “Graph” motoru içerisinde oluşturduğumuz bu ağ ile devriye konumlaması için seçtiğimiz noktadan yola çıkarak, yolun uzunluğu ve yapılabilecek hız bilgisine göre belirli sürelerde nerelere erişebileceğimizi hesapladık. Bu analize izokron (isochrone) analizi deniyor. Aşağıda gördüğünüz üzere, Hatay bölgesinde can kaybının yüksek olduğu hassas alanlara kısa sürede erişebilecek bir noktayı bulmak için 15-30 ve 45 dakikalarda nerelere erişilebileceği hesaplayıp haritada gösterdik. Bu şekilde yapılacak simülasyonlar ile devriye optimizasyonunu veriye dayalı bir şekilde daha etkin bir şekilde yapabiliriz.
Zorlu pandemi sürecinde de verinin değeri bir kere daha ortaya çıktı. Çin’deki mücadelede yapılan yayılım ve filyasyon analizleri, Covid-19 ile mücadelede önemli faydalar sağladı. Yeni normale dönüş sürecinde veriden faydalanmaya devam edeceğiz. Üretim, hastane, perakende ve otel gibi bir çok yerde sosyal mesafenin düzenli bir şekilde ölçülmesi ve ihlallerin tespit edilmesi gerekiyor. Bu konuda geliştirdiğimiz kapalı ortamlarda sosyal mesafe takibi çözümümüz ile ihlali yapan kişilerin tespiti, raporlanması ve filyasyon ağının çıkartılması çözümün sağladığı ilk faydalar arasında. Böylece test sonuçları pozitif bir kişi olduğunda, o kişinin kimlerle ne zaman ne kadar süre bir arada olduğu anında hesaplanacak ve gerekli karantina işlemleri hızlıca gerçekleştirilebilecek. Bu analizlerde de sosyal ağ analizi, konum analizi, yapay zeka kullandığımız ileri analitik fonksiyonlar oldu. SAP HANA Platformunda bir arada olan bu motorlar ile çözümü geliştirmek ise sadece birkaç gün sürdü.
SAP olarak kurumsal kaynak planlama, tedarik zinciri, insan kaynakları gibi kurumsal iş uygulamaların yanında, veriden değer üretme alanında ihtiyaç duyulan teknoloji çözümlerini de yeni nesil ürünler ile sunuyoruz. SAP HANA Platformu bellek için veritabanı ve gömülü ileri analitik yetenekleri ile yüksek performansla büyük veri analizleri gerçekleştirmemizi sağlarken; SAP Data Intelligence, büyük veriyi açık kaynak platformlar üzerinde işlenmesini sağlamaktadır. Büyük veri orta katman çözümü olan Data Intelligence ile hem sahip olduğunuz veri kaynakları üzerinde veri yönetimi yapabilir hem de yapay zeka senaryolarını geliştirip istenilen ölçekte çalıştırabilirsiniz. Böylelikle büyük veri senaryolarında kullanılan tüm süreçleri uçtan uca çok yalın bir mimaride yönetebiliriz.
Son olarak bir gururu paylaşarak tamamlamak isterim. SAP’nin büyük veri alanında sunduğu çözümlerden olan SAP Data Intelligence platformu, Türkiye’de Türk mühendis arkadaşlar tarafından geliştirilmektedir. SAP’nin dünya genelinde bütün ürünleri geliştirdiği yaklaşık 20 merkez bulunmaktadır. Bu listede Türkiye’nin de bulunması, dünya devi bir yazılım firmasının Türkiye’ye duyduğu önemi ve güveni gösteren önemli bir noktadır.