Veri koruma bütçeleri, kurumsal sürekliliğinin anahtarı
Veeam Veri Koruma Trendleri Raporu 2022 işletmelerin acil veri korumaya ihtiyacı olduğunu ortaya çıkardı. Verilerini koruyamayan kuruluşların sayısı da giderek artıyor. Bu, veri koruma bütçelerinin neden genel BT harcamalarını geride bıraktığını açıklıyor, ancak, iş sürekliliğini tam olarak korumak için bu artış gerçekten yeterli mi? Veeam Kurumsal Stratejiden Sorumlu Başkan Yardımcısı Dave Russell, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Güncel Veeam araştırmasına göre, BT liderleri kuruluşlarının veri koruma bütçesinin ortalama olarak yaklaşık %6 artmasını bekliyor. Tahminler anlaşılır bir şekilde farklılık gösterse de, Gartner’ın son küresel BT harcama tahmini, dijital pazar refahı için yüksek beklentilere atıfta bulunarak 2021’ye kıyasla 2022’de yaklaşık %5’lik bir büyüme öngörüyor. Bundan en az iki sonuç çıkarabiliriz. Birincisi, veri korumasındaki büyüme, beklendiği gibi, kitlesel sayısallaştırma ve bulut hızlandırma ile devam ediyor. İkinci olarak, veri koruması konusunda işletmeler arayı kapatıyor. Peki, veri koruma bütçeleri neden genel BT yatırımlarını geride bırakıyor?
Bu sorunun iki yanıtı var. Birincisi, kuruluşlar korumaları gereken tüm verileri koruyamıyor. Araştırmamıza göre, EMEA işletmelerinin %86’sı, bir kesinti sonrasında kaybetmeyi göze alabilecekleri veri miktarı ile verilerin ne sıklıkta yedeklendiği arasında bir koruma boşluğuna sahip. İkinci cevap ise konunun nedenselliği sebebi ile daha karmaşık. Çünkü işletmeler için verilerini korumak her zamankinden daha zor ve bunun tek bir nedeni yok.
Öne çıkan nedenlerden biri işletmelerin verileri depoladığı ve kullandığı platformların değişmesi. Bu, gerekli veri koruma çözümlerinin, ilgili protokollerin ve ihtiyaç duyulan becerilerin değişmesi anlamına da geliyor. Platform çeşitliliği açısından, verilerin şirket içi sunucular ve bulutta yarı yarıya barındırıldığı bir modelde, modern BT için yeni bir normale doğru hızla ilerliyoruz. Hem fiziksel hem de sanal platformlarda yer alan veri merkezi beklentileri tutarlıyken, bulutta hem hiper ölçekli hem de yönetilen hizmet sağlayıcı (MSP) barındırılan altyapıların sağlıklı bir karışımı olduğu görülüyor. Bu trendlerden iki önemli çıkarım yapabiliriz; bunlardan ilki veri merkezinin ne ölü ne de ölmekte olduğudur. Bir iş yükünü şirket içinde çalıştırmak için hala çok sayıda iyi neden var, bu bulut için de geçerli. Bunun dışında, veri koruma stratejileri, giderek daha popüler hale gelen Kubernetes ortamlarının yanı sıra fiziksel, sanal ve birden çok bulutta barındırılan seçenekleri içeriyor.
Bulut hizmetlerinin hızlandırılmış kullanımının itici güçlerinden biri, kuruluşların uygulamaları hizmet olarak kullanma eğilimidir. Hizmet Olarak Yazılım’da (SaaS) devam eden artış, kuruluşların verileri nasıl koruduğuna ilişkin dinamiği değiştiriyor. Bu durum, BT yöneticilerinin SaaS uygulamalarının Modern Veri Koruma stratejisinin standartlarını karşılayan yerel yedekleme ve kurtarma çözümleriyle donatıldığını varsaymasına yol açıyor, ki bu oldukça tehlikeli.
SaaS’a geçişin veri koruma stratejileri üzerindeki ikinci etkisi, korunması gereken verilerin büyük oranda artmasıdır. Veri hacimleri sürekli artıyor ve bulut hızlandırması bu eğilime yardımcı oluyor. Bu durum, son 12 ayda veri koruma açığı kaydeden işletme sayısının neden %14 arttığını kısmen açıklıyor. Bu açığın daha da genişlemesini durdurmak için işletmelerin, artan veri ve uygulama hacimlerine ayak uydurma kapasitesi sağlayan ölçeklenebilir veri koruma çözümlerine ihtiyacı var. Bunun cevabı bulut tabanlı yedekleme ve veri korumasıdır. EMEA işletmelerinin üçte ikisi şu anda veri koruma stratejilerinin bir parçası olarak bulut hizmetlerini kullanıyor ve bu, önümüzdeki 12 ay içinde artacak. Ayrıca, bulutta barındırılan iş yüklerini koruma yeteneği, BT ve iş liderleri tarafından 2022’de kurumsal veri koruması için en önemli satın alma faktörü olarak kabul ediliyor. Özetlemek gerekirse, kuruluşlar daha fazla bulut kullanıyor, bulut verilerini korumaları gerektiğini anlıyor ve bunları korumak için Hizmet Olarak Yedekleme (BaaS) ve Hizmet Olarak Felaket Kurtarma (DRaaS) gibi bulut tabanlı veri koruma önlemlerini devreye almayı planlıyorlar.
Veri hacimlerindeki üstel artış, korunacak daha fazla veri olduğu anlamına gelirken, platform çeşitliliğinin artması, veri koruma stratejilerinin karmaşık hale geldiği anlamına gelir. İşletmeler ne kadar veri kaybetmeyi göze alabilecekleri ile ne kadar veriyi yeterince koruyabilecekleri arasındaki farkı kademeli olarak kapatmaya çalıştıkça, veri koruma bütçelerinin genel BT harcamalarını geride bırakmaya devam etmesi muhtemeldir. Tabi ki daha fazla harcamak tek cevap değil. Modern Veri Koruma çözümleri ile bulut tabanlı yedeklemeden yararlanarak ve sunduğu kurtarma çözümleriyle verileri koruma ekonomisini geniş ölçekte iyileştirmek mümkün; bu da işletmelerin daha az maliyetle daha fazlasını yedekleyebileceği anlamına geliyor. Bu nedenle, kuruluşlara, uygun bir bütçe dahilinde bir iş sürekliliği çözümü sunan bir Modern Veri Koruma stratejisi tasarlamak için uzman bir iş ortağı ile birlikte çalışmaları önerilir.”