Veri koruma stratejisi kişiye özel olarak tasarlanmalı
Bir kuruluşun uzaktan çalışmasını sağlamak, beraberinde zorluklar da getiriyor. En büyük fakat yeterince önemsenmeyen zorlukların başında ise veri merkezlerinde, uç konumlarda ve bulutlarda geleneksel ve modern uygulamalardan gelen verileri yönetmek, korumak ve kurtarmak geliyor. Dell Technologies Veri Koruma Çözümleri Ülke Müdürü Şevket Ağaoğlu, pandemiden sonra değişen veri koruma yöntemlerine ilişkin açıklamalarda bulunurken, kuruluşların son zamanlarda verilerin yalnızca depolanması değil, aynı zamanda korunması gerektiğini de fark etmeye başladıklarını söyledi.
Uçta üretilen verilerdeki büyük artış, suçlular hem “yeni normal” hem de COVID-19 ile ilgili endişelerden yararlanmaya çalıştığı için tehditleri de artırıyor.
Ağaoğlu, “Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de verilerin hacmi, çeşitliliği ve hızı artmaya devam ettiğinden, daha fazla kuruluşun veri odaklı bir kültür inşa ettiği ve verileri otomatikleştirmek ve ölçeklendirmek için teknolojiye yatırım yaptığı görülüyor. Kuruluşlar, veri çağına öncülük etmek için veri yönetimi ve koruma stratejilerini her zamankinden daha fazla geliştirmeleri ve iyileştirmeleri gerektiğinin farkındalar. Ancak teknolojik gelişmelerle birlikte bu konuda daha kapsamlı ve bütüncül bir strateji ve eylem planına ihtiyaç var” dedi.
Zira veri korumanın, insanlara ziyaret ettikleri web siteleri hakkında daha dikkatli olmalarını söylemek veya şifrelerini düzenli olarak değiştirmelerini hatırlatmak kadar basit bir konu olmadığını söyleyen Ağaoğlu, kuruluşların veri merkezleri, farklı çalışma lokasyonları ve çoklu hibrit bulut dağıtımları gibi birden fazla konuma dağıtılmış veri ve uygulamalara sahip olduğunu vurguladı.
Dell Technologies’in 2020 Küresel Veri Koruma Endeksi Durum Analizi, kuruluşların yönetmesi gereken veri miktarı arttıkça kapsamlı bir veri koruma yaklaşımı sürdürmenin hayati önem kazandığını gösteriyor. Bu da demek oluyor ki bugün kuruluşlar, sahip oldukları verilerini koruma yöntemleri üzerinde yeniden düşünmeli. İnternet altyapısı, uzaktan çalışmanın getirdiği artan yükü büyük ölçüde karşılayabilecek kapasitede olmasına rağmen, ağların evlerde de tıpkı ofis ortamlarında olduğu gibi hızlı yanıt verebilmelerine ihtiyaç var.
Ağaoğlu, “Aynı hizmet düzeyi olmadan çalışanlar, kolaylık elde etmek adına önemli veri işleme davranışlarını es geçebiliyorlar. İş yerinde bulunan bir sunucuyla bağlantı kurmanın çok uzun sürmesi durumunda, insanlar zamanla kişisel cihazlarına daha fazla belge kaydetmeye başlıyor. Bu da korunmasız verilere ve verilerin birden fazla platformda “çifte işlenmesine” veya çoğaltılmasına/kopyalanmasına yol açıyor” dedi. Ağaoğlu sadece bulunulan yakın çevrenin güvenliğini sağlamakla kalmayıp tüm bilgilerin güvence altına alınması gerektiğini söyledi.
Uçta üretilen devasa miktardaki veriyi güvenli bir şekilde yönetmek için kuruluşların esnek, ölçeklenebilir ve yönetilebilir altyapıya yatırım yapması gerekiyor diyen Ağaoğlu Dell Technologies 2020 Dijital Dönüşüm Endeksi’nden diğer verileri paylaştı. Endekse göre, kuruluşların yüzde 69’u uç teknolojilere yatırım yapıyor.
Ağaoğlu’na göre bu noktada karşımıza çıkan Hiper Birleşik Altyapı (HCI), karmaşıklığı azaltıp ölçeklenebilirliği artırarak bizim için çalışan bir bulutu kullanmanıza olanak sunuyor. İş yüklerini buluta taşımak maliyetleri düşürüyor, daha fazla denetim sağlıyor ve güvenliği artırıyor.
Şevket Ağaoğlu “Bu sorunu çözmeye yardımcı olabilecek depolama teknolojilerini araştırırken hem mevcut hem de gelecekteki iş ihtiyaçlarınızı anlamak da çok önemli” diyor.
Veri yönetişimini sürdürmek için yöntemler geliştirmek, dikkat edilmesi gereken bir diğer kritik alan. Öyle ki, erişilebilirliği korurken verilerin güvende tutulmasının ve doğru bir şekilde yönetilmesinin sağlanması, çalışanların verileri yerel olarak depolamasının ve potansiyel olarak kuruluşların korunmasız kalmasının azaltılmasına yardımcı oluyor. Yeni altyapının kullanılması, verilerin onu kullanması gereken kişilerin erişebileceği bir yerde tutulmasını da sağlıyor.
Uçta üretilen verilerin çoğu, yapılandırılmamış verilerdir. Ancak Ağaoğlu’na göre hepsini bir araya toplamak bir konu; bunlara erişmek, bunları anlamak ve güvende tutmaksa bir başka konu. Verilerin hacmi, konumu ve yapısal olmayan doğası nedeniyle, bu büyük yapılandırılmamış veri havuzunda ihtiyaç duyduklarını bulmak isteyen kuruluşlar içinse birtakım zorluklar olduğunu söylemek gerekiyor. Ağaoğlu şunları söyledi:
“Her bütçeye hitap eden all-flash, hibrit ve arşiv NAS platformlarının yaygınlaşması sayesinde yapılandırılmamış verilerin saklanması artık kolaylaştı. Yapay Zekâ (AI) teknolojileri, yapılandırılmamış verileri incelemek ve analiz etmek için kullanılıyor. Makine Öğrenmesi, Doğal Dil İşleme, Örüntü Tanıma algoritmaları ve konuşmayı metne dönüştürme gibi teknolojiler, verilerinizin sınıflandırılması ve anlaşılmasında önemli rol oynuyor.”