Veri merkezi stratejileri ‘Data Center Türkiye Konferansı’nda çiziliyor
BASİD tarafından düzenlenen Data Center Türkiye Konferansı, 19 Nisan günü gerçekleştirilecek.
Dijital dönüşüm süreçlerinde işletmeler, farklı kanallardan gelen verilerini daha hızlı bir şekilde işlemek ve bu verilere daha hızlı ve kesintisiz bir şekilde ulaşmak istiyorlar. Bu doğrultuda veri merkezlerinin kapasitesi ve altyapısı önem kazanıyor. Veri merkezi altyapıları konusunda faaliyet gösteren şirketler tarafından kurulmuş olan Bilişim Altyapı Sistemcileri Derneği (BASİD), sektörü geliştirmek ve sektör profesyonellerini bilgilendirmek amacıyla çeşitli faaliyetler sürdürüyor. BASİD tarafından geleneksel olarak düzenlenen Data Center Türkiye Konferansı bu konuda önemli bir boşluğu dolduruyor. Bu yıl 19 Nisan günü Hilton İstanbul Bomonti Oteli’nde düzenlenecek olan Data Center Türkiye etkinliği, derneğin çalışmaları ve veri merkezlerinin gelişimi konusunda BASİD Başkanı İlhan Taşlı ile Data Center Türkiye Konferansı Komite Başkanı Rahmi Bıyıklı, sorularımızı yanıtladı:
BASİD’in ana çalışmaları konusunda bilgi verebilir misiniz?
İ.T.: 2012 yılında hayata geçen Bilişim Altyapı Sistemcileri Derneği, öncelikli olarak bilişim sektöründe kendi uzmanlık alanının temsil eksikliğini gidermektir. Bilindiği üzere bilişimi oluşturan ana unsurlar bilgi ve iletişim teknolojileridir, alt elemanlarını da donanım, yazılım, hizmet ve elektronik haberleşme olarak düşünebiliriz. Türkiye genelinde bilişimin ana ve alt sektörlerini temsil eden pek çok sivil toplum kuruluşu mevcuttur. Fakat alt uzmanlık alanlarından biri olan yapısal kablolama ve ağ teknolojisi konusunda temsil eden bir yapının bulunmaması bizleri bu eksikliği gidermeye yönlendirmiştir. Tüm sektörlerin kanımızca en çok eksikliğini hissettiği konu yetişmiş insan kaynağıdır. Sektörü büyütmenin ve daha iyi hizmet vermenin yanı sıra işletme maliyetlerinin düşürülmesinde yetişmiş personelin önemi elbette tartışılmaz. Dernek olarak sektör çalışanlarının eğitimi temel çalışma alanlarından birisidir. Bu alanda yaptığımız çalışmalarda edindiğimiz genel durum eksiklerimizin düşündüğümüzden daha fazla olduğunu da göstermiştir. Tespit ettiğimiz eksikler kısaca şu şekildedir. Yeterli ve kendi alanında uzman eğitmen olmaması, eğitim prosedürlerinin yeterli seviyede oluşturulmaması ve ölçme değerlendirme konusundaki eksikler olarak sıralayabiliriz. Bu alanda eksikliklerini gidermiş ve işi daha ileri boyuta götürerek çok ciddi disiplinler oluşturmayı başarmış yurt dışında sivil toplum örgütlerini örnek alarak kendi eğitim politikalarımızı geliştirmek derneğin temel misyonlarındandır. Dernek faaliyetlerimizin bir diğer çalışma alanı da bilgi ve tecrübenin sektörde paylaşılmasıdır. Bu yıl 4. etkinliğimizi gerçekleştiriyoruz. Sponsor ve bağımsız konuşmacılarımız özellikle veri merkezleri alanında son yenilikleri ve farklı bakış açılarını konferans aracılığı ile sektörle paylaşacaktır. Sivil toplum kuruluşu olarak bireysel fayda yerine toplumsal fayda yaratmanın öneminin farkındayız ve bu sorumluluğumuzu yerine getirdiğimize inanıyoruz.
Data Center Türkiye Konferansı hangi amaçlar doğrultusunda düzenleniyor?
İ.T.: Teknolojik değişimin baş döndürücü noktaya geldiği bir dönemde yaşıyoruz. Ülke olarak bu değişimin gerisinde kalmanın topluma ekonomik ve sosyal maliyetlerinin yüksek olacağı sanırım herkesin kabul ettiği bir gerçektir. Seminer, konferans ve tartışma platformlarının güncel bilgiye ulaşmada, bilişim alanında stratejilerin geliştirilmesinde çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Sivil toplum kuruluşu olarak üzerimizdeki sorumluluğun farkındayız ve kendi hizmet alanlarımızdan biri olan üstelik değişimin en hızlı yaşandığı bir konuyu sürekli gündemde tutmak, değişen teknoloji, disiplin ve stratejileri sektörle paylaşmak amacı ile 4. kez etkinliğimizi gerçekleştiriyoruz.
Ziyaretçi ve katılımcılar bu etkinlikte neler ile karşılaşacaklar?
R.B.: Konuyu kısaca birkaç madde altında sırlayacak olursak, sektörde yerli ve yabancı üretici olan sponsorlarımızın veri merkezleri ile ilgili son çözümlerini yerinde görebilmek, sponsor konuşmacılarımızın sunumları ile yeni çözümlerin yaratacağı fayda ve uygulama kolaylıklarını görsel paylaşımlar ile izleme imkanı, bağımsız konuşmacılarımızın sunumları ile veri merkezlerindeki son gelişmeler ve yeni disiplinlerin paylaşılması imkanı ile karşılaşacaklardır.
Veri merkezleri, dijital dönüşüm süreçlerinde nasıl bir rol üstleniyor?
R.B.: Dijital dönüşüm ile işletmeler bazında büyüme, inovasyon ve rekabet avantajı yaratan önemli sonuçlar hedeflemektedir. Orta ve uzun vade de mobil, IoT, sanal gerçeklik ve yapay zeka gibi konulardaki dijital ürün gelişmeleri ve bunları kullanan işletmelerin iş model değişiklikleri kaçınılmaz hale gelmektedir. Bunun doğal sonucu olarak; büyük verinin performanslı olarak işlenmesi ve analizi için bilişim teknolojilerinin kalbi konumunda olan veri merkezi hizmetlerinde bulut bilişim yaklaşımıyla yaygınlaşan hibrit bulut servis modeli (IaaS, Paas ve SaaS) ivmelenerek büyümeye devam edecektir. Veri merkezlerinin esas hizmet prensibi, yazılım servislerinin performans sürekliliği olması sebebiyle, network mimarisi kapsamında Software Defined Network – SDN modeli yönetim kolaylığı, kaynak optimizasyonu ve verimliliği açısından kilit rol üstlenecektir.
Dijital dönüşüm sürecinde hem bireysel kullanıcı hem de kurumsal işletmeler açısından veri merkezlerinin yüksek kapasiteli ve hızlı data işlem taleplerini kesintisiz hizmet ile karşılaması gerekmektedir. Dolayısıyla, veri merkezinde altyapı yedekliliği, yüksek bilgi güvenlik seviyesi ve işletim maliyet optimizasyonu hedefleyen akıllı yönetim yaklaşımı giderek artan bir öneme sahip olacak.
Veri merkezlerinde kesintisiz hizmet için nasıl yapı kurulmalı ve bu yapının ana bileşenleri nelerdir?
R.B.: Tasarım kriteri birinci derecede önemli olup altyapı sistemlerinin yedekliliği ve dayanıklığı bu tasarım kriterine bağlıdır. Veri merkezinin servis sürekliliğinin sağlanması için tasarımın dinamik, esnek ve değişimlere açık olması gerekir. Dolayısıyla en önemli konulardan biri hem sistem hem de uygulama açısından aktif yedekliliktir. Bilhassa bulut servisleri söz konusuysa yedeklilik daha fazla önem kazanır. TIA ve BICSI standartları altında tanımlanan TIER seviye yaklaşımları kesintisizliği hedefleyen tasarım kriteri için yol göstericidir.
Kesintisiz bir hizmet için yönetim platformları da önemli rol oynar. Operasyonel bakım süreçlerinde, proaktif problem yönetiminin hayata geçirilmesi de servis sürekliği açısından önemlidir. Bu kapsamda ortam izleme, PMS, BMS ve DCIM yönetim çözümleri etkin olarak kullanılmalıdır. Bu yönetim platformlarının gerçek zamanlı entegrasyonu da yapılarak, kapasite ve değişim yönetimi modülleri de operasyonel süreçlerde etkin biçimde kullanılmalıdır. Günlük operasyonda 7×24 sürekliliğinin sağlanması için teknik uzman desteği, kritik sistem bakım anlaşmaları ve iş ortağı ilişkilerinin de düzenlenmesi gerekmektedir.
– Veri merkezleri altyapı entegrasyonunda nelere dikkat edilmeli?
R.B.: Veri merkezlerinde servis sürekliliği için çok sayıda sistem ve cihazın bir arada entegre çalışması gerekliliği operasyonel açıdan uçtan uca risk etki analizinin yapılmasını zorunlu kılar. Bu sayede hem servis seviyesini hem de operasyonel maliyetleri kontrol altında tutulabilir. Altyapı sistemlerinin merkezi monitor ve yönetimi önemli olup bunun için DCIM gibi bir üst platform da tüm alt sistem yönetimlerinin entegre edilmesi gerekir. Bu yapıda dikkat edilmesi gereken nokta gerçek ihtiyaçları karşılayacak DCIM çözümünün oluşturulmasıdır. Bu sayede proaktif bir bakım yönetimi ile maliyet ve işletim verimliliği mümkün olabilir. Bu yaklaşım ile tasarım sürecinde DCIM yönetiminden beklentilerin net bir şekilde belirlenmesi ve altyapı sistemlerin ihtiyaç duyulan entegrasyonu destekleyecek özelliklere sahip olmalıdır. Kullanılmayacak özellikler veya modüllere sahip yönetim platformlarına yatırım yapılmasının fazlaca bir anlamı yoktur önemli olan operasyonel süreçte ele tutulabilen gerçek bir katkı sağlanabilmesidir.