Veri merkezleri için değişmeyen tek şey DEĞİŞİM
Veri merkezlerindeki değişim ve yaşanan değişim süreci ilgili gelişmeler dosyamızda.Yapılan araştırmalar 2020 yılına kadar kayıt altına alınan veri büyüklüğünün 45-50 katına çıkacağını öngörüyor. Burada devasa bir büyüme oranından bahsediyoruz.
Bu müthiş büyüme verinin yönetimini, depolanmasını ve analizini her geçen gün daha da kritik hale getiriyor. Yeni nesil veri merkezlerinde bu büyümeyi adresleyebilecek, yönetebilecek yeni bileşenlere ihtiyaç olduğu çok açık. Buna bağlı olarak da geleneksel veri merkezi anlayışı geçerliliğini yitiriyor.
Özellikle Türkiye’de veri merkezi konusunda kurumların farkındalık düzeyi son yıllarda hızlı bir şekilde arttı. Kurumlar, artan veri miktarına paralel olarak veri merkezlerine daha fazla önem veriyor. Kurumlar her bir bağlantı tipi için ayrı veri depolama platformu almak yerine, bütün bağlantı ve veri tiplerini destekleyen bütünleşik veri depolama platformlarını tercih ediyor. Bunu yaparken de elbette güvenilir ve hızlı olmayı ve uzun vadede maliyet kontrolü sağlamayı amaçlıyorlar.
Günümüzde iş gereksinimleri daha fazla depolama kapasitesi, yüksek yoğunluklu bilgi işlem, enerji verimliği, çevresel faktörler, BT verimliliği ve konsolidasyon, güvenlik gibi unsurları ön plana çıkararak mevcut veri merkezlerinin sınırlarını zorluyor. Veri merkezlerinde son dönemde iş sürekliliği, felaketten kurtarma, bulut bilişim, sanallaştırma, operasyonel esneklik, merkezi yönetim ve raporlama, sistemlerin otomasyon ve entegrasyonu, sistem ve makinelerin efektif çalıştırılması en önemli konular. Özellikle bulut bilişim ve ağ teknolojilerindeki gelişmeleri veri merkezi kullanımını daha popüler hale getiriyor. Veri artık iş dünyasının en önemli olgusu. Veriyi iyi yönetmeden rekabet imkansız. Bu yüzden yeni nesil iş yapma şekillerinin odağında veri merkezleri var. Veri merkezleri de sürekli bir dönüşüm halinde.