Veri merkezlerinde depreme dayanıklılık, ‘kesintisizlik’ demek
Depremi sonrasında insanın yaşamına çatı olan konutlar kadar hemen kullanılması gereken, hastaneler, havalimanları, itfaiyeler gibi kritik yapıların da hizmetlerine devam edebilmesinin son derece önemli olduğunu bir kez daha gördük. Endüstriyel yapıların güvenliği ve sağlamlığı temel bir kriter. Yaşamın devamlılığını sağlayan endüstriyel yapılar içinde sayıları her geçen gün artan kritik tesislerden biri olarak tanımladığımız veri merkezleri, dijital dünyanın arşivi niteliği taşıyor. Büyük yatırımlarla yükseltilen veri merkezleri; teknoloji, iletişim, finans gibi birçok kritik alanda sürdürülebilirliğin sağlanması için olmazsa olmazdan biri olarak karşımıza çıkıyor.
Veri merkezleri içerisinde bulunan sunucular, yedekleme sistemleri, network katmanları ve iklimlendirme sistemleri sebebiyle hassas dinamikler içeren endüstriyel yapılar içerisinde en başta geliyor. Son derece yüksek güvenlik ve sağlamlık içermesi gereken veri merkezleri hem içerisindeki ekipmanların önemi hem de binaların fiziksel dinamikleri sebebiyle diğer yapılardan ayrılır. Projelendirme esasları ve parametreleri diğer konut türü yapılara göre oldukça farklılık gösteren veri merkezlerinin depreme dayanıklılığı, özel uzmanlık isteyen alanlardan biridir. Türkiye’nin önde gelen GSM şirketlerinin veri merkezlerini inşa eden Serban İnşaat Veri Merkezleri Direktörü Mesut Küçük, “Tüm yapılar doğal afetlere ve başta da ülkemizde en sık görülen depreme dayanıklı olmalıdır. Yapı inşasında süreklilik ve sağlamlık esastır. Bina kullanım amaçlarına paralel olarak yapıların deprem performansları değişkenlik gösterir. Bu amaçla her ülkenin kendi afet yönetmelikleri vardır ve bina önem katsayılarını belirler. Veri merkezleri de yüksek önem katsayısına sahip bir yapıdır. Hem içerisindeki insan kaynağı hem sakladığı verilerin önemi hem de içerisindeki cihazların hassas yapıları sebebiyle depreme karşı dayanıklı yapılar olmalıdır. Bu sebeple veri merkezleri; sağlam bir temel üzerinde, olası depremleri hasarsız atlatabilecek tasarım ve malzeme kalitesine sahip olmalıdır” dedi. Veri merkezi inşaasıyla ilgili önerilerde de bulunan Küçük, şöyle devam etti:
“Veri merkezlerinin doğal afetlere dayanıklılığı öncelikli bir konudur ve projeye ilk karar verildiği zaman yer seçiminden başlayan büyük özen ve uzmanlık ister. Veri merkezleri kendisiyle aynı boyutta olan diğer yapılardan farklıdır ve sismik izolatörlerle, perde kolonlarla yapının performansının arttırılması gerekir. Ayrıca bina yükseklik sınıfı da olması gerekenden daha konservatif seçilir. Sadece deprem değil tüm doğal afetler ve olağanüstü hallerde veri merkezleri gibi kritik yapılar, stabil kalacak, hizmetine devam edecek ve en olumsuz durumda bile gevrek değil sünek kırılmalar yaşayarak, kısa revizyonlarla tekrar faaliyete geçebilecek düzeyde tasarlanmalıdır. Veri merkezi projelerimizde stratejik bir yol izliyor ve yüksek kaliteli projelere imza atıyoruz. Projenin başından sonuna kadar ihtiyaçları analiz ediyor ve yol haritamızı olası riskleri domine edecek şekilde çiziyoruz. Veri merkezi projelerimizde dayanıklılığı öncelik olarak belirlediğimiz için bu alanda çalışan her arkadaşımızı alanında uzman ve tecrübeli kişilerden seçiyoruz. Projelerde güvenli tasarımı esas alıyoruz ve düzensizlik bulunmayacak mimari projeler üretiyoruz. Bunlara ek olarak yapı güvenliği için taşıyıcı sistemin olabildiğince simetrik seçilmesine özen gösteriyor ve detaycı bir yaklaşım izliyoruz. Veri merkezi projelerinin kendi hassas dinamiklerine özel olarak dayanıklılık oranını artırmak için ise toplam alana oranla yüksek bir yüzdede perde kullanımı, izolatör kullanımı, gerek görülen yerlerde FRP ile güçlendirme çalışmaları, sürekli ve düzenli saha denetimi uygulamaları yapıyoruz.”