Veri Merkezlerinin Geleceği ve Trendler
Küresel salgın, dünyaya yepyeni bir dizi zorluk getirdi. Şirketleri uzaktan çalışmaya zorladı, farklı bilgilere hızlı erişim ihtiyacı bir önceki döneme göre daha fazla arttı. Uzmanlara göre dünyada oluşturulan, kopyalanan ve tüketilen toplam veri miktarının 2021’de 79 zettabayta ulaşacağı tahmin ediliyor. IoT olarak adlandırılan farklı cihazlardan gelen verilerin de miktarı artıyor. Tüm bu gelişmeler bizlere veri merkezlerinin konumunun yeniden düşünülmesini gerekli kılıyor. Pandemi, veri merkezlerinin yalnızca BT şirketlerinin işleyişini sağlamada değil, aynı zamanda sıradan kullanıcıların günlük yaşamlarında da önemli rolü olduğunu gösterdi.
Yaşadığımız durum, benzeri görülmemiş bir olay dönüşüne ve çeşitli endüstrileri ve işletmeleri etkileyen küresel bir sağlık krizine sahne oldu. Çalışanlar, müşteriler ve iş ortakları uzaktan çalışmak için ofislerinden uzaklaştıkça, BT altyapısı merkezi olmayan bir yapıya dönüştü. Bugün, endüstriler arasında bulut üzerinden sunulan daha fazla tüketici hizmeti görmemizin nedeni de bu. Buna karşılık, işletmeler dijital dönüşüm planlarını birkaç ayda (önceden planlandığı gibi yıllar değil) tamamladılar. Küçük ve orta ölçekli işletmeler dijital modelleri benimsedi ve veri merkezleri ve buluta olan talebi teşvik etti. Büyük işletmeler ölçek hakkında düşünmeye ve hiper ölçekli veri merkezleri ile çalışmayı düşünmeye başladılar. CIO’lar ve CTO’lar da akıllı izleme araçları hakkında daha fazla sorular sormaya başladılar.
Hiper ölçekli veri merkezleri kuruluyor
Tüketici talebi ve dijital hizmetlerin kullanımı, büyük miktarda veri üretiyor. Bulutta veri analizi ve işleme katlanarak büyüyor. Çevrimiçi alışveriş, çevrimiçi oyun, elektronik ödemeler, medya akışı, IoT ve telekom hizmetleri çok büyük miktarda veri üretiyor. Hizmet sağlayıcılar ve büyük teknoloji şirketleri, müşterilerinin veri depolama ve bilgi işlem gereksinimlerini karşılamak için bulut altyapılarını büyütmek için mücadele ediyor. İşte burada Hiper ölçekli veri merkezleri devreye giriyor. Yüksek raf yoğunluğuna ve mega güç kaynaklarına sahip bu devasa veri merkezleri, muazzam ölçeğin üstesinden gelmek için tasarlanıyor.
Öte yandan kuruluşlar BT altyapısını sabit veri merkezlerinden harici veri merkezlerine taşırken, şirket içinde elde ettikleri aynı düzeyde kontrol ve görünürlük talep ediyorlar. Genel bulut ve ortak yerleşim hizmeti sağlayıcıları, BT liderlerinin her zaman BT sistemlerinin tüm yönleri üzerinde doğrudan kontrole sahip olmaları için akıllı izleme çözümleri sağlayarak bu kritik gereksinime yanıt veriyor. Veri merkezleri artık sağlam varlık takibi ile ağın gerçek kullanım kalıpları üzerinde iş zekası yazılımı ve izleme araçları sunuyor. Bu araçlar ve hizmetler bir zamanlar yalnızca büyük müşteriler tarafından kullanılabiliyordu. Bugün, küçük ve orta ölçekli ortak yerleşim müşterileri bile bu araçlara erişebilir ve altyapıları, tüketim kalıpları ve ağ trafiği üzerinde tam kontrol ve görünürlük elde edebiliyor.
Çoğu kuruluş, altyapılarının yüzde 100’ünü henüz genel buluta taşımıyor ya da taşımak istemiyor. Bunun birçok nedeni var. Düzenleme ve uyumluluk, güvenlik ve gizlilik endişeleri ve eski altyapıları bu nedenler arasında sayabiliriz. E-posta gibi temel olmayan uygulamalar genel buluta taşınırken, temel bankacılık, ERP ve CRM gibi kritik uygulamalar özel bulutlardan veya şirket içinde çalışıyor. Eski uygulamalar bulut için tasarlanmadığından dolayı çoğu kuruluşun hibrit, çoklu bulut mimarilerine yöneldiği görülüyor.
Hibrit bulut eğilimi artıyor
Veri merkezi endüstrisi, şirketlerin özel bir ağın güvenliğinden ve kontrolünden yararlanmaya devam ederken genel bulut bilişimin gücünden yararlanmasına olanak tanıyan hibrit bulut mimarisi ve çoklu bulut çözümleri geliştirerek yanıt veriyor. Veri merkezleri, genel bulut, güvenlik ve uyumluluk için veri şifreleme hizmetleri sunarken, müşteriler artık bulutta daha fazla güvenlik ve kontrol için sanal özel bulutlar kurma yolunu tercih edebiliyor. İşlerinin en yoğun olduğu dönemlerde talep üzerine ölçek büyütmek için genel buluta geçebiliyorlar. Bu mimari, şirketlerin verilerini, yoğun bir şekilde şifrelenmiş bir genel bulut ortamında kullanmaya devam ederken korumalarına ve kontrol etmelerine olanak tanıyor.
EDGE Computing ile gelecek rüzgar
Hiper ölçekli veri merkezleri, EDGE olarak adlandırılan uç cihazları da göz ardı etmiyorlar. Bu uç cihazlar önümüzdeki dönemlerde büyük bir oyuncu olarak karşımıza çıkacak. Uç veri merkezlerine olan ihtiyacı etkileyen ve IoT’nin büyümesini destekleyen bir diğer unsur da 5G teknolojisinin hayata geçirilmesi olacaktır. 5G kurulumları arttıkça, daha fazla insan evlerinde ve işletmelerinde akıllı teknolojileri benimsedikçe, uç bilgi işlem talebi artacak ve dolayısıyla veri merkezlerine olan talep artacak, veri merkezleri de daha fazla altyapı yatırımı yapmak zorunda kalacaklar. IoT pazarının 2022 yılına kadar 50 milyar doların üzerinde büyümesi bekleniyor. Bu tür bir büyüme ve bu tür güvenilirlik, hız ve bağlantı talebini artıracak.
Veri merkezi hizmetleri pazarı 2020’de 48,9 milyar dolar büyüklüğüne ulaşmıştı. 2026’da bu rakamın 105.6 milyar dolara çıkacağı tahmin ediliyor. Aşağıdaki unsurların, bu pazarın gelişimini hızlandıracağı öngörülüyor.
- Uzaktan çalışma olarak adlandırılan yeni normaller,
- Mevcut süreçlerin dijitalleştirilmesi,
- Sanayi sektörünün dijital teknolojiler ile büyümesi,
- Daha fazla KOBİ’nin dijital teknolojileri benimsemesi
- Geleneksel kablo veya uydu yayınına ihtiyaç duymadan film ve televizyonu doğrudan internet üzerinden sunmanın yeni bir yöntemi olan Over-the-Top (OTT) hizmetlerinin artan kullanımı,
- IoT veya makine öğrenimi gibi veri üreten ve veriye aç teknolojilerin geliştirilmesi.