Veri ve analitik önemini kat be kat artırıyor
İnternetin daha fazla ve yaygın kullanılması günlük yaşamda aldığımız hizmetler, paylaştığımız kişisel bilgilerin istikrarlı bir artışı söz konusu.
Büyük veri gerçeği ışığında şirketler de verilerinin ihtiyaçlara ve regülasyonlara uygun saklanmasına önem veriyor. Ama konu bu verilerden mümkün mertebe anlık içgörüler almak olduğunda IoT ile büyük veri gerçek anlamına kavuşuyor. Büyüyen veri ile ne yapılacağı her kişinin ve her kurumun kendisine sorması gereken öncelikli bir soru. Bu gerçekten yola çıkan BTvizyon Dijital buluşması “Büyük Veri ve IoT Stratejileri 2020” başlığında düzenlendi. Dijital etkinlikte ilk söz alan isim KPMG Türkiye Veri ve Analitik Lideri Gökhan Mataracı oldu ve “Veriyi Başarılı Bir Şekilde Nasıl Parasallaştırabiliriz?” başlıklı sunumuyla veriyi bu hale getiren gelişime odaklandı.
“Son birkaç yıldaki dijitalleşmemizi belki son 3-4 ayda tamamladık. Müşteri etkileşimi konulardan bir tanesi ve onları uzaktan tanımaya daha fazla ihtiyacım olacak. Onlara özel çözümler, deneyimler yaşatma ihtiyacım artacak. Fiziksel iş yapış şeklimizi değiştirmemiz gerek” diyen Gökhan Mataracı’ya göre, artık verinin iş modellerini kurguladığı yeni modeller ortaya çıkıyor. Bu iş modelleri, ‘Everything as a Service’e dönüşen, her etkileşim noktasında daha fazla ilgili kişi, kurumun tanınacağı, onlara aksiyon verilecek bir noktaya gidiyor. Daha akıllı otomasyonlar kullanılabilir hale gelecek ve Mataracı’ya göre, bu da verinin parasal bir değeri olduğunu, onun da kendi başına yeni bir para birimi olduğu gerçeğini karşımıza çıkartıyor. Mataracı, veri, bilgi ve analiz başlığında şu bilgileri paylaştı:
“Günümüzde birçok firmanın veri stratejileri ile birlikte büyüdüğünü, veriyi çok çeşitli alanlarda kullanabileceğimizi biliyoruz. Verinin artmasının sonucu olarak bize bir maliyet oluşturuyor. Tüm bunların sonucunda regülasyonun da veriyi disipline etme ihtiyacı doğuyor. Veri artık parasallaştırılabilir, yeni bir para birimi olarak değerlendirilebilir. Bunu dış parasallaştırma ve iç parasallaştırma olarak ikiye ayırabiliriz. Dışarıda verinin kendi değerinden kaynaklı olarak sunulabilecek temel veriler var. Artırılmış yapı seviyesine geldiğimizde de o veriyi katma değerli şekilde kullanıyoruz. Veriyi doğrudan değil, onun sonucu olarak bilgiyi parasallaştırabiliyoruz. Son zamanlarda evimize hizmet, ürün alabilmek için birçok mobil çözüm kullandık. Bu tip yeni platform şirketi denilen iş modelleri tamamen veriyi kullanarak işini yürütüyor. Birçok servisin içerisinde kişilerin davranışlarını, yaklaşımlarını, beklentilerini, hangi konuda iletişime geçebileceğimiz gibi konuların detayını elde edebiliyoruz. Bu ekosistem içerisinde olduğunda yapbozun küçük parçaları ekosistemde birleşiyor ve daha iyi bir müşteri deneyimi, daha doğru bir genişletilmiş ürün tasarımı sunuyor. Basit bir ödeme sistemi yapısıyla otobüse binmemizden herhangi bir sistemi kullanmamıza kadar küçük bir sadakat programının bizden elde edilebileceği veriler, ev lokasyonu, en çok tercih edilen rota, harcamaların hangi alanda yapıldığına, en sonunda kişinin tanınması ile ilgili profile ulaşabilecek birçok veri elde edilebiliyor. Bu noktada GDPR, verinin parasallaştırılabilmesi için kişi ya da kurumların güveni önemli. Bizim burada yapacağımız şey, yapılanın tamamen karşıdaki kişinin yararına olduğunu kanıtlama, kuruma güven, verinin risk ve regülasyonlara uyumlu olması gibi detayları gözden kaçırmamak. Bu noktadan da doğrudan gelir elde edilebilecek bir duruma gidiliyor. Kritik konu; verinin strateji içerisinde nereye konulduğu. Veri ve analitiği nasıl kullanacağımızı netleştirmemiz gerekiyor. Hedef ve stratejimizi verinin parasallaştırılması için hangi maliyetlerin hangi kaynaklarla ekonomik bir değere dönüştürüleceğinin belirlenmesinde büyük fayda var. İkinci olarak bir ekosistemin oluşturulmasının büyük faydası var. Farklı ihtiyaçları tespit edebilmek için bir ekosistem kurulumu çok kritik. Veri ve analitik kısmında yatırımlarımızı tamamlamayı naçizane öneriyorum.”
Amaç tabanlı ağ mimarisi önem kazanıyor
Knowledge Club Genel Müdürü Erdeniz Unvan, “Network ve Yazılım Teknolojilerinin Geleceği” başlıklı sunumuyla IoT ve yapay zekanın etkilerine odaklandı. “Dijital hayatımızı daha da dijitalleştirmek zorunda kaldık. Artık bilgi bir para birimi ve dünya çapında bir para birimi daha var. O da; zaman. Bütün hayatımızı bu iki para birimini kullanarak gerçekleştiriyoruz” vurgusunu yaparak sunumuna başlayan Erdeniz Unvan’a göre, koronavirüs süreci birçok değişimi beraberinde getirdi. Unvan, diğer devrimlerde olduğu gibi Endüstri 4.0’ın da birden fazla fazların yaşandığı bir devrim olduğuna dikkat çekti. Buna göre, artık nesnelerin ve servislerin internetini, sadece fiziksel değil, siber sistemleri de kullanıyor, sanallaştırma ile Kubernetes yönetim sistemlerini kullanırken, farklı üreticilerin yazılım ve donanımlarını entegre ederek otomasyon ve programlama sağlıyoruz. Buradan da ‘amaç tabanlı ağlara’ gidiyoruz. Erdeniz Unvan, bu yorumunu şöyle detaylandırdı:
“Nesnelerin interneti kapsamında makineler diğer makineleri programlama ile yönetebiliyorlar. Programlama da sizin bir cihaza, programa ne yapmasını istediğinizi söylemeniz ve onu uygulatmanız. Bizim çok fazla yerli ve yabancı firmalardan oluşan donanımlarımız var. Network otomasyonu ve programlama ise bu süreçlerin birlikte yönetilmesini sağılıyor. Network otomasyonu programlamayı sağlamak için en çok kullandığımız işletim sistemi Linux, en çok kullandığımız yazılım dili de Python. Python; kullanması, öğrenmesi, öğretmesi çok kolay olan açık kaynak kodlu, birden çok platformu destekleyen kullanışlı bir yazılım dili. Network programlama kısmı ise farklı yazılım, donanımların birbirleriyle veri senkronizasyonlarıyla beraber yönetilmesi, raporlanıp erişiminin sağlanması. Aslında biz network programlamacıyız. Üniversitelerimizde artık Network Demos Mühendisliği, Siber Güvenlik Mühendisliği bölümlerinin olması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü bu, yurtdışında bu şekilde yapılıyor. Network programlamayı sadece network altyapımızla değil, büyük veri sistemlerimizde, sanallaştırma sistemlerimizde kullanabiliyoruz. Çünkü gün geçtikçe ilerleyen teknoloji daha karmaşık, kompleks bir hale geliyor. Amacımız ise tüm bu büyük yapıyı çok daha kolay, basit bir şekilde yönetebilmek, farklı donanım ve yazılımları birbirine entegre edebilmek. Nesnelerin internetini büyük veri ile beraber amaç tabanlı ağlarda kullanıyoruz. Yapay zeka ile beraber büyük veriyi ve nesnelerin internetini ağ senkronizasyonları olarak farklı donanımları ve yazılımları entegre ederek sağlıyoruz. Bunu farklı üreticilerin Net-Dev-Ops adını verdiğimiz programlama ve otomasyon sağlayarak yapıyoruz. Network ve yazılım teknolojilerinin geleceği olan amaç tabanlı ağlar ise farklı çözümlerin beraber yönetilip izlendiği bir sistem. Amaç tabanlı ağlarda model odaklı otomasyon uyguluyoruz. Network Orkestrasyon adını verdiğimiz kendi çözümümüzün Türkiye’nin en büyük kamu kuruluşlarından birinde demo’sunu başarılı bir şekilde tanımladık. Şirket olarak vizyonumuz gelecekte amaç tabanlı ağlarda büyük veri sistemlerimizi, dışarıya açılan bulut sistemlerimizi, donanım hizmetlerini tüm BT yapımızı yönettiğimiz, raporladığımız, izlediğimiz ve erişim kontrolü verdiğimiz bir sistem.”
Konteyner yapısı ölçeklendirme imkanı sunuyor
Dijital etkinlik, “Veri Yüzyılının Temel Dinamikleri” başlıklı panelle noktalandı. Panel yöneticisi KPMG Türkiye Veri ve Analitik Lideri Gökhan Mataracı olurken, panelistler de Denizbank BT ve Destek Operasyonları Genel Müdür Yardımcısı Dilek Duman, Hedef Filo BT ve İş Süreçleri Direktörü Evren Öcal, Fourdotone Kurucu Genel Müdürü Kerem Palabıyık ve Suse Türkiye Ülke Müdürü Seçil Songül oldu. Dilek Duman, finans sektöründe büyük veri kullanımında yenilikleri şöyle anlattı:
“Finans sektöründe, güncel veriyi nasıl alabiliriz, nasıl kullanabiliriz noktalarına odaklanıyoruz. Veri kaynakları, dijitalleşme ile birlikte artıyor. IoT dahi müşteri ile ilgili bilgileri anlık olarak sağlayabiliyor. Bu verileri alıp, anlık olarak kullanabilmek de başka bir sanat. Oldukça kompleks teknolojiler gerektiriyor. Finans sektörü de tüm dünyada değişen bu yapıya uyum sağlamaya başlıyor. Eskiden kendi bankacılık sistemlerimizdeki verileri gün sonunda veri aktarım teknolojileri ile veri depomuza aktarırdık. Bunlar tarihe karışacak. Çünkü konteyner yapısı ile önümüze çıkan ölçeklenebilirlik fırsatları ve bulutun gelmesi gerçek zamanlı olarak müşterimizin eğer izin veriyorsa bilgilerini işleyerek onun ihtiyacına dönük ürünleri, fırsatları, çözümleri hayata sokabilme artıları getirdi. Gerçek zamanlı online bir data warehouse, bunun üzerine de aynı şekilde çalışan bir analitik sistemi kurduk. Finans sektöründe riski ölçerek gideriz. Daha öncesinde perakendede kullanılan bu teknolojilerin çalıştığını ve çok güzel sonuçlar ürettiğini görebiliyoruz. Bunun yansımalarını önümüzdeki dönemde müşterilerimize yansıtmayı ümit ediyorum.”
İşlem gücü gelişiyor
Şirketlerin veriye bakış açısının değiştiğine dikkat çeken Evren Öcal, hızlı bir değişim paralelinde eskiden biriktirilen verinin artık anlık olarak iş süreçlerine eklenmesinin önemine işaret etti. “Teknolojilerin daha gelişmemiş olması nedeniyle veriye daha operasyonel bakılıyordu” örneğini veren Evren Öcal, devam etti:
“Bu noktada operasyonel anlamda çok büyük yollar kat edildi. Geçmişteki temel olmadan şu anki aşamaya gelinemezdi. Bu da bir öğrenme süreci yarattı. Veri ile uğraşma süreçleri geçmişte kısıtlı imkanlarla yapıldığı için belirli bir aşamaya kadar gelebiliyordu. Bu süreçte verimizi tanıdık. Hangi verilere sahip olduğumuzu, ne gibi verilere ihtiyacımızın olduğunu gördük. Teknolojide işlem güçlerinin gelişmesi, bulut teknolojileri, veri analitiğinin daha erişilebilir olmasıyla gelecek tahminleri gibi daha akıllı şeylere odaklanmış durumdayız. Artık şirketler parasallaştırmaya bakıyor. Operasyonel ve veri biriktirme konularının üzerinde daha çok bundan nasıl fayda sağlayabileceklerine odaklanıyor. Veri artık daha stratejik bir konuma sahip. Bunu tüm işletmeler farkında. KOBİ’lere baktığımızda herkes e-ticaret kullanıyor. Onun analitik tarafını kullanıyor. Artık daha gözle görülür, elle tutulur bir hale geldi.”
Müşteri kazancı, kurumsal fayda sağlıyor
Verinin parasallaştırılması sürecinde yapılan yatırımları değerlendiren Kerem Palabıyık, şunları söyledi:
“Bizim çalıştığımız firmalar üretim ağırlıklı firmalar ve esas olan da makinelerin kullanılabilirliği ve performans. Müşterilerimiz genellikle bize bir problemle, yani kaliteyi, performansı ya da makinenin kullanılabilirliğini artırma noktasında bize geliyorlar. Bu anlamda müşteri davranışlarını analiz etmeye çalışıyoruz. Parasallaştırma konusunda müşterilerin en temel beklentisi, performanslarını, verimliliklerini artırabilmek. Verimliliklerini artırdığınız zaman müşteri aynı makineden doğrudan karşılığını görebiliyor, çok daha fazla ürün üretebiliyor. Sorunlarını tespit edip kalite sorunlarını sıfırlandığınızda müşterinin ciddi kazancı oluyor. Bu da parasal olarak şirkete doğrudan geri dönüş sağlıyor.”
Açık kaynak, entegrasyonda yetkin
Büyük veri ve analitiğe yatırım yapmanın gerekliliği karşısında, kurumların büyük veri ve analitik konularına yatırım yapma gerekliliği konusunda farkındalığını Seçil Songür şöyle değerlendirdi:
“Bundan 3 sene önce konuştuğumuz büyük veriden bahsetmiyoruz. Kurumlar ve kişiler çok sayıda veri üretir hale geldi. Tüm verilerin nerede tutulduğu ve kullanıldığı çok büyük sorular. Değerlendirme, veriyi saklama aşamasında kurumlar, çalışanlar için büyük kriterler. Ölçeklerinden bağımsız bir şekilde hem Türkiye’de hem dünyada kurumlar kendilerine bu doğrultuda bir politika oluşturmuş durumdalar. Ya sonraki aşamayı düşünüyorlar ya da geçişi çoktan yapmamış durumdalar. Büyük veri, analitiğin kullanılması iş yapış şekillerini, iş yapma yerlerini çok değiştirdi. Biz bir açık kaynak şirketiyiz. Açık kaynak sistemlerinin, büyük veri, bulut, analitik taraflarla entegre olduğu bir gerçek. Şirketlere BT’nin hiç aksamadan çalışmasının altyapısını işletim sistemi olarak veriyoruz. Covid sürecinde en çok etkilenen üretim ve tedarik zincirleri oldu. Finans sektörü bu konuya daha hakimdi. Kendilerini çok daha çabuk toparlayabildiler. Şirketler, ERP uygulamalarının aksamadan çalışabilmesi, konteyner teknolojileri ile ölçeklenebilir yapılar kurgulanması, bulut çözümleri, geliştirilen uygulamaların daha hızlı bir şekilde kullanılabilmesi, büyüyen veriyi daha ölçeklenebilir kılmasına dair tarafta platformlar bizimle çalışmaktalar.”