Veri ve analiz, işin ana teması kadar önemli hale geldi
Dünya artık yapay zekâ uygulamalarına girerken, verinin analizi bunun en temelindeki bir gereksinim olarak öne çıkıyor.
İş dünyasındaki rekabet, kurum ve şirketleri veri odaklı çalışma stratejilerine yöneltiyor. Dolayısıyla iş zekası gibi çözümlere sadece belli sektördeki ve belli ölçekteki kuruluşlar değil, her kuruluş ihtiyaç duyuyor. Bu konuda BI Technology Genel Müdürü Cenk Kıral, sorularımızı yanıtladı.
- Pandemi süreci ile birlikte şirketlerin iş ve teknoloji yaklaşımları değişime uğruyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben açıkçası pandeminin yarattığı sorunlar bir yana, iş ve teknoloji anlamında hiç beklenmedik ölçüde faydalar sağlayacağına inanıyorum. Keşke olmasaydı ve hastalık halleri, ölümler yaşanmasaydı, burası net. Öte yandan, hani derler ya “Her musibette bir hayır vardır”. Bu musibetin de hayrı aslında toplamda dijital dönüşüm sürecine geçişi müthiş hızlandırdı. Burası da çok net. Özellikle bu alanda ayak sürüyen, dijital dönüşümü tam olarak gerektiği kapsamda ele almayanlar için çok acı derslerin ortaya net çıktığı bir dönem oldu. Tedarik zincirlerinden müşteri deneyimine kadar tüm süreçler ciddi anlamda ele alındı. Zaten bu süreçten sonra şirketlerin önünde 3 temel alternatif gidiş şekli var. Ya kendi öz iş alanlarında daha inovatif yeniliklere girecekler, ya komşu alanlardaki bazı işlere girecekler ya da tamamen yeni, white-space denilen alanlara geçecekler. Ülkemizdeki genel eğilim ilk baştaki, kendi öz alanlarında daha inovatif olmak şeklindedir. Orada da ciddi anlamda dönüşümsel iş modelleri yaratmak gerekir ki iş zekâsı tam da bu amaca hizmet eden yaklaşımlar sunar. İkinci ve üçüncü olarak belirttiklerim için daha kapsamlı çalışmalar gerekir ama nispeten daha az sayıda şirket o adımları atabilir.
- Bu aşamada verinin ve analizin önemi kurumlar için nasıl bir noktaya geldi?
Dijital dönüşümde verinin ve analizin önemi artık işin ana teması kadar önemli halde. Dünya artık bunun ileri adımlarında yapay zekânın uygulamalarına girerken, verinin analizi bunun en temelindeki bir gereksinim olarak bariz bir durum haline geldi. Bu anlamda detaylı veriye dayalı veri ambarından dinamik ve ileri seviye analizler eskiden lüks gibi dururken artık defakto gerçeklik haline geldi. Yapamayanların pazardan silinme riskine kadar giden çok kritik anlamda gerekli bir durum. Bu anlamda iş zekâsı ve analitik süreçlere hizmet eden çözümlerin ciddi anlamda patlayacağı bir pazara doğru ilerlemekteyiz.
- Siz 1990’lı yıllardan bu yana farklı kurumlarda ama hep “veri bazlı” alanlarda faaliyet gösterdiniz. Geçmişten gelen bu tecrübenizle, geleceği biraz yorumlayabilir misiniz?
Ben bu işlere ilk girdiğim yıllarda, 90’ların başlarında müşterilere neden bu alanlara yatırım yapmaları gerektiğini anlatırdık. Olay daha ziyade temel raporlamalarla başladı. O zamanlarda şirketlerdeki küçük bir azınlığın elinde olan bu yapı 2000’lerde tüm departmanlara yayıldı ve tüm süreçlerin analitik yapılarla tanışması gerçekleşti. 2010’larda “büyük veri” kavramıyla beraber e-ticarete dayalı bulut teknolojilerin yaygınlaşması konuyu daha ileri boyuta götürdü. Bu gelişmeler sürekli daha akıllı süreçlerin yaratılmasını doğurdu. Bu yolda yapay zekâ devreye girince analizin ötesinde tahminsel boyutta kestirimlerin ana uygulamaların içine gömüldüğü projeler üremeye başladı. Çalışanların ana eforlarını yapay zekâyı daha etkili kullanarak iş modellerini sürekli revize eden bir çalışma stili doğurdu. Tabi bu gelişme sıradan bazı işleri yazılım robotlarına bırakılmasına ve insan faktörünün daha akıllı süreçlere yönelmesine yol açtı. Şimdilerde beklenen tüm gelişen iş zekâsıyla yapay zekânın birlikte oluşturacağı akıllı çözümlere doğru gitmekte.
Bu bilgi birikimi ve tecrübenizi BI Technology’e nasıl yansıtacaksınız? BI Technology’nin önümüzdeki döneme yönelik hedef ve stratejileri hakkında bilgi verebilir misiniz?
BI Technology Türkiye’de iş zekâsına odaklanmış en güçlü şirket konumundadır. Her gün hepsi kendi alanında uzman 35 kişi sabah bununla uyanıyor ve akşam bununla yatıyor. Şirketin bünyesinde 3 kişilik iş geliştirme ekibi var ki böyle bir kadro çok daha büyük şirketlerde bile yok. Bu anlamda bir Türk firmasının karşısında bulabileceği en güçlü iş zekâsı şirketi olmuştur. Üstelik de bunu şu anda dünyanın en gelişmiş iş zekâsı çözümü olan Qlik ile beraber yapıyor. Bu nedenle de büyük bankalardan telko şirketlerine, hızlı tüketimden otomotive kadar tüm sektörlerin en önde gelen şirketleri Qlik çözümlerini kullanıyor. Biz yönetim olarak bu yapıyı 2021 ve sonrasındaki pazarın oluşumundaki yeni gelişmelerle birleştirerek, müşterilerimize değer katacak pazara gidiş modelleri üzerinde çalışıyoruz. İlk etapta mevcut Qlik yapısına daha gelişmiş Attunity gibi ETL çözümleriyle, daha etkili mobil platformlar ve yapay zekâ çözümleriyle entegre eden çözümler üzerinde uğraşıyoruz. Aynı zamanda pazarda etkin olarak kullanılan bazı operasyonel çözüm şirketlerinin kendi yapılarına Qlik’i entegre etmelerini ve buralardan bir tür iş zekâsı uygulamalarını (BI Apps) yaratmalarına çalışacağız. Bu anlamdaki ilk çalışmalar Logo ile başlamıştı. Esasında BI Technology müşterilerin dijital dönüşüm yolculuklarında onlara destek olan bir platform halinde genişlemeye devam edecek. Bu alanda bazı devrimsel yapıları oluşturmaya çalışacağız. Şahsen dijital dönüşüme çok inanan ve bu yolda birçok projeye girmiş birisi olarak buradaki deneyimlerimi BI Techology bünyesinde paylaşabilmek fikri beni çok heyecanlandırıyor. Bunu yaparken de arkamızda Qlik gibi dünyanın en güçlü ve etkili çözümünün olduğunu bilmek beni ve ekibimizi çok heyecanlandırıyor.
- Veri konusunda özellikle orta ölçekli kuruluşlara neler öneriyorsunuz? Bu firmaların farkındalığının artması için neler sizce neler yapılmalı?
Burada anahtar konu “dijital dönüşüm”. Şunu net olarak söyleyebiliriz ki bir gün tüm şirketler dijital dönüşümü gerçekleştirmiş olacak. Bundan kaçış yok. Bundan geri durmak kendi gerçekliğini inkâr etmek anlamında geliyor. En küçük bir üretim şirketinden en büyüğüne tüm şirketlerin dönüşümsel iş modelleri üzerinde uğraşacağı bir dünyanın içindeyiz. Küçük ve orta ölçekli şirketlerin bu atılımları yapmasında teknolojik anlamda bulut teknolojileri çok önemli roller oynayacak. Bu süreçte tüm şirketlerin 3 kullanıcı bile olsa, iş zekâsına yönelmeleri ve konuyu basit raporlamanın ötesine taşıması gerekecek.