Veri yükü, maliyet baskısıyla birleşiyor
Teknoloji geliştikçe işletmelerin veri yükünün katlanarak arttığını ve kriz ortamında bütçelerin daraldığını altını çizen HP Türkiye Veri Depolama Grup Müdürü Selçuk Öznal, “Bu şartlar altında, BT bölümleri de bir yandan veri depolama maliyetini düşürmeye çalışırken diğer yandan, işletim ihtiyaçlarını karşılayarak bilgi ekonomisi dönüşümüne ayak uydurmak zorunda kalıyor. Bu bağlamda, veri depolama sistemlerinin hem ihtiyaca göre tasarlanması hem de kolayca yönetilebilmesi gerekiyor. Ancak, geleneksel SAN sistemleri bir kez kurulduktan sonra değişen işletme ihtiyaçlarına göre ayarlanamıyor. İşletmeler ise ihtiyaca göre ölçekleyebilecekleri, kullanışlı, basit, güvenilir ve yatırım dönüşü sağlayan ekonomik sistemlere odaklanıyor” dedi.
Sayısal ve diğer teknolojik medya uygulamalarıyla birlikte veri depolama ürünleri ve çözümleri için ciddi bir ihtiyaç artışının söz konusu olduğunu belirten KoçSistem Satış Destek Grup Yöneticisi Güney Seyhan, “Özellikle kurumsal veri depolama pazarında artan veri hacminin yönetimi artık daha da önemli bir konu haline gelmiştir. Düşük maliyetli veri yönetimi, çeşitli teknolojileri ve farklı altyapı ihtiyaçlarını gündeme getirmektedir. Türkiye, yedekleme ürünlerinde Avrupa pazarının üzerinde seyretmeye başlamıştır. Günümüz bilişim dünyasının geldiği noktada, veri depolama teknolojilerindeki eğilim FC disklerden SSD + SATA disk mimarisine yönelme şeklinde gelişmeye başlamıştır. Performanslı SAN/NAS mimarileri kurmak isteyen şirketler verilerini, sabit ön bellekli veri depolama sistemleri kullanılarak 15.000 rpm hızında, çok miktarda FC disk üzerine yaymak yerine, SSD disklerin okuma-yazma ön bellek olarak kullanmakta, dolayısıyla ön bellek miktarının TB’lar seviyesine çıktığı sistemleri kullanmayı tercih etmektedirler. Ön bellek miktarları bu kadar yüksek olunca arka planda da bu defa yüksek veri kapasiteli SATA disklerin kullanılması ve istenilen kapasiteye daha az disk adedi ile kolayca ulaşılması sağlanmaktadır. Diğer bir eğilim ise veri depolamaya farklılık katan snapshot, clone, replikasyon, tekilleştirme gibi yazılımların artık bir standart haline gelerek üreticiler tarafında ücretsiz sağlanmasıdır.Böylece şirketler hem kendi alanlarında güvenli ve yedekli bir veri depolama mimarisi kurarken, hem de uzak bölgelerdeki bir veri merkezine verilerini replike ederek iş sürekliliklerini ve/veya felaket senaryolarına karşı veri kurtama stratejilerini geliştirmiş olmaktadırlar” şeklinde görüş belirtti.
Veri depolama dünyasında, son yılların gözdesi olan bulut bilişimden ve bunun altyapı sağlayıcısı olan sanallaştırmadan dolayı büyük değişiklikler oluşmakta. Artık kurumların bünyesindeki verilerin büyük kısmı yapılandırılmamış (unstructured) şekilde. Bu yüzden veri depolama platformunda daha fazla seçenek arandığını belirten EMC Türkiye, Afrika ve Ortadoğu Danışmanı Fırat Öztürk, “Kurumlar her bir bağlantı tipi için ayrı veri depolama platformu almak yerine, bütün bağlantı tiplerini, bütün veri tiplerini destekleyen bütünleşik veri depolama platformlarını tercih ediyor. Bu sayede sadece blok tabanlı-SAN kullanım yerine, dosya tabanlı-NAS, obje tabanlı-CAS kullanımı destekleyen; NFS, CIFS gibi dosya tabanlı, FC, FCoE, iSCSI gibi blok tabanlı, REST/SOAP destekli obje tabanlı ortak platformlar talep görüyor. Ayrıca son yıllarda kullanımı çok artan SSD teknolojisi, her ne kadar fiyatları yüzde 70’e varan oranlarda ucuzlamış olsa da kurumlar tüm veri depolama sistemini hala salt SSD olarak almıyor. Bunun sebebi kurumun verilerinin tamamının SSD performansı gerektiren kapsamda olmaması, aksi durum bir nevi israf haline gelmekte aslında. Bu yüzden verilerin hangisinin SSD performansı gerektirdiği, hangisinin düşük performanslı SATA gerektirdiğinin otomatik olarak belirlenmesi buna uygun düzenleme yapılması müşterilerimiz tarafından talep edilmekteydi. Önceden bu işlem insan gücüyle periyodik incelemeler yapılması sonucu alınan kararlar ile yapılmaktaydı. Şimdi ise sistemler verileri SSD, FC ve SATA diskler üzerine yayıp, otomatik olarak hangi verilerin yüksek performans, hangisinin düşük performans gerektirdiğine karar verip ona göre ilgili düzenlemeyi yapmakta. Bu sayede en düşük maliyetle en yüksek performansın alınması garanti edilmekte. Son olarak bulut bilişime geçiş yüzünden ve getirdiği maliyet avantajlarından dolayı artan sanallaştırma kullanımı, veri depolama sistemlerinde bu yönde bütünleşmelere ihtiyaç doğurmakta. Sistemin sanallaştırma altyapısı ile bütünleşik bir şekilde, günlük operasyonları hızlı bir şekilde gerçekleştirmesini sağlayan teknolojiler yoğun olarak kullanılmaktadır. Bunun kapsamında sanal masaüstü yönetimi, sanal sunucuların kopyalarının alınması, oluşturulması, başka yerlere kopyalanması gibi işlemleri artık sanallaştırma altyapısı yerine, veri depolama sistemi yapar hale gelmiş bulunuyor” şeklinde konuştu.