Veri yükü ve yönetim ihtiyaçlarına Kubernetes ile destek
Verilerini doğru bir şekilde yönetip, koruyarak rekabette öne çıkacaklarının farkına varan şirketler mevcut kaynaklarını tam kapasite ile kullanmak için Kubernetes gibi konteyner orkestrasyonunu gerçekleştiren açık kaynaklı bir yazılımlara yöneliyorlar. Dağıtımı kolaylaştıran ve işletmelerin hızlanan veri hacimlerini yönetmelerine yardımcı olan Kubernetes gibi micro hizmet tabanlı uygulamaların kullanılması veri yönetim sistemlerini buluta hazır hale getiriyor ve şirketlerin daha çevik olmalarına, donanım maliyetlerinin azalmasına ve ortamların yönetimi için duyulan iş gücünün daha verimli hale gelmesine yardımcı oluyor.
Kubernetes kullanımının veri yönetiminde sağladığı faydaların altını çizen Veeam Türkiye Ülke Müdürü Kürşad Sezgin, Kubernetes öğreniminin bir sonraki aşamasının uygulamaların basitleştirilmesini sağlayacağını ifade ederek, şu bilgileri verdi:
“Kubernetes bir teknoloji olarak hala erken öğrenim aşamasında. Gartner’ın Hype Cycle araştırmasında konteyner yönetimi şu anda yükselmiş beklentilerin zirvesinde yer alıyor. Kubernetes ve bu kategorideki diğer teknolojiler beklenen yörüngeyi takip ederse, önümüzdeki 12 ay içinde yeniden yükseliş trendini görecekleri “Slope of Enlightenment” aşamasına ulaşmadan önce, her şey yerli yerine otururken yaşanan zorluklara işaret eden “Trough of Disillusionment” sürecini yaşayacaklar.
Bu durum, iş uygulamaları açısından Kubernetes’in şu anda bulunduğu yerle oldukça uyumlu. Kuruluşlar potansiyellerinin farkına varıyor ve gerçek rekabet avantajını nerede sağlayabilecekleri konusunda bir anlayış geliştiriyorlar. Ancak, BT ekiplerinin Kubernetes’i en iyi şekilde nasıl uygulayacaklarını tam olarak kavramadan önce öğrenmeleri gereken çok şey var.
Veeam Veri Koruma Trendleri Raporu 2022’ye göre EMEA bölgesindeki organizasyonların %67’si mevcut durumda bulut hizmetlerini veri koruma stratejilerinin bir parçası olarak kullanıyor. Organizasyonların %60’ı halihazırda üretimde konteyner çalıştırıyor, %31’i ise önümüzdeki 12 ay içinde bunu yapmayı planlıyor.
Önümüzdeki 12 ay içinde, Kubernetes ile ilgili algıları değiştirecek iki şeyin gerçekleştiğini göreceğiz. Birincisi, teknolojiyi kullananların Kubernetes’i daha fazla anlamaya başlayacakları, iş gerekçesini oluşturma konusunda güven kazanacakları ve gerçek yatırım getirisi göstermeye başlayacakları. İkincisi ise bulut sağlayıcılarının Kubernetes’i kuruluşlara sunmanın daha basit yollarını bulmak ve etkin bir şekilde dağıtmak için derin teknik anlayış ihtiyacını azaltacak olması.
Önümüzdeki 12 ay boyunca, endüstri ortaya çıkan yetenek açığıyla ilgilenirken, öğrenme fırsatlarının sayısının arttığını göreceğiz. İşte bahsedilen öğrenme fırsatı sunan örneklerden biri, Kasten by Veeam’den bir Kubernetes öğrenme platformu olan Learning.kasten.io girişimi. Program, yeni nesil teknoloji yeteneklerini geliştirmek isteyen teknik profesyonelleri temel bir Kubernetes anlayışıyla donatmayı amaçlıyor. Bu, hem deneyimli hem de giriş seviyesindeki teknoloji uzmanları için öğrenme eğrisini kısaltacak – işletmeleri Kubernetes’i ve bundan en iyi şekilde nasıl yararlanabileceklerini anlayan bir yetenek havuzuyla cilalayacak.
Bulut sağlayıcıları, Kubernetes’teki işletmeleri anlayan ve bu işletmelere yeterli düzeyde danışmanlık verebilen sağlam bir insan kaynağı oluşturmanın yanı sıra, BT ekiplerinin kurum içi teknik yeterlilik olmadan bunları kullanmasını ve uygulamasını kolaylaştırmanın yolları üzerinde çalışıyorlar. Bu, nihai olarak, Kubernetes’i deneysel aşamalarında gelişmekte olan bir teknoloji olmaktan kurulu kurumsal teknolojiye taşıyan ana itici güçlerden biri olacak. Anything-as-a-Service’in (XaaS) başarısı, kuruluşların BT’yi bulut üzerinden tüketmek ve uygulamak için daha basit yollar talep ettiğini kanıtlıyor. Kubernetes de bu kuralın bir istisnası olmayacak.
Şu anda Kubernetes, konteynerler için bir yönetim platformu görevi görüyor ve bunu en erken benimseyenler arasında bankacılık ve finansal hizmetler gibi regüle edilmiş ve oturmuş sektörler var. Diğer sektörlerden işletmeler şu anda Kubernetes’in artılarını ve eksilerini değerlendirerek ağlarına dahil edip etmeyeceklerine karar vermeye çalışıyorlar. Büyük bulut hizmeti sağlayıcıları, daha geniş pazarın artan ilgisini hızlandırmak için Kubernetes-as-a-Service (KaaS) sunmaya başlıyor ve bu da Kubernetes’i yönetilen bir hizmet olarak çalıştırmayı mümkün kılıyor. KaaS genellikle genel bulut aracılığıyla sağlanıyor, ancak penetrasyonu arttıkça kuruluşlar yerel yönetilen hizmet sağlayıcılar (MSP’ler) aracılığıyla benzer hizmetleri tüketebilecek veya bunları şirket içinde uygulayabilecekler.
KaaS’a geçiş, Kubernetes’i uygulamak ve uygulamaları daha hızlı, daha büyük ölçekte ve daha fazla doğrulukla sunmanın avantajlarından yararlanmak için gerekli ve kaçınılmaz olan zorlukların ve yatırımın bir kısmını ortadan kaldıracak ve Kubernetes’in benimsenmesini önemli ölçüde artıracaktır. Kubernetes nasıl tüketilirse tüketilsin, sunduğu fırsattan yararlanmak isteyen kuruluşlar, beraberinde gelen veri koruma gereksinimlerinin farkında olmalılar. Kubernetes, tehdit ortamını önemli ölçüde değiştirmez veya herhangi bir siber güvenlik açığını kapatmaz. Diğer herhangi bir platform türündeki diğer veri türleri ile aynı Modern Veri Koruma özelliklerini gerektirir.
Veeam Veri Koruma Trendleri Raporu 2022, EMEA bölgesindeki organizasyonların %86’sının bir kesinti sonrasında ne kadar veri kaybetmeyi göze alabilecekleriyle verilerin ne sıklıkta yedeklendiği arasında bir koruma açığına sahip olduğunu ortaya çıkardı. Organizasyonların %97’si son 12 ay içinde beklenmedik kesintiler yaşadı. EMEA bölgesindeki organizasyonların %71’i fidye yazılımı saldırılarına maruz kaldı ve bu da siber saldırıları art arda iki yıl kesinti süresinin en büyük nedenlerinden biri haline getirdi. Saldırı başına, organizasyonlar kayıp verilerinin ortalama %36’sını kurtaramadı. Organizasyonların %80’i, kaybettikleri verilerin en azından bir kısmını kurtaramadı. Bu sonuçlar, Modern Veri Koruma araçları kullanılmadığında verilerin ne kadar kırılgan olabileceğini görmemiz için önemli göstergeler.
Temelde altyapı artık konteynerler yardımıyla uygulamalara daha yakın ve buna uyum için veri yedeklemenin farklı yapılması gerekiyor. Konteyner ortamlarında durum bilgisi olan verileri kullanan iş yüklerinin sayısı, Kubernetes kümesi içinde uygulanan veri hizmetleriyle birlikte artıyor. Diğer genel bulut araçları, verilerin korunma şeklini değiştiren Kubernetes içinde çalışan uygulamalara bağlanabilir. Basitçe söylemek gerekirse, yedekleme, Kubernetes için sanallaştırılmış ortamlardan farklı şekilde çalışır. Kasten by Veeam gibi Kubernetes ortamlarının yedeklenmesi ve kurtarılması için özel veri koruma çözümlerinin devreye girdiği yer burasıdır.
Önümüzdeki 12 ay içinde, daha fazla işletme Kubernetes’i uygulamanın birçok avantajının farkına varırken, bulut sağlayıcıları ise KaaS dahil Kubernetes’i sunmanın daha fazla tüketim tabanlı bir modelle hizmet vermenin yollarını bulacaklar. İşletmeler, yatırım getirisini en üst düzeye çıkarmak için gereken becerilere yatırım yapmanın yanı sıra, yeni risklerden korunmak için Kubernetes’i uygularken veri koruma uzmanlarından tavsiye almalılar. Kuruluşların, fiziksel, sanal, bulut, SaaS ve Kubernetes ortamlarında verilerini her zaman korunması için Modern Veri Koruma çözümleriyle donatılmaları gerekiyor.”