Verilere hızlı ve güvenilir erişim hayati önem taşıyor
Birçok ticari kuruluşta kendi bilgisayar ağları ve sunucularının oluşturduğu yapılardan çok, maliyetleri kısmak için bulut hizmetlerinden yararlanıyor.
Şirketlerin bu şekilde sunucu kiralama veya barındırma hizmetleri alma konusu bir nebze de olsa sermaye harcamaları ve operasyonel harcamalar dengesi ile ilgili. Kurumlar durumlarına göre isterlerse kendi veri merkezini de kurabilir. Bunun sonucu olarak, gerekli bütün donanımları alıp bakımlarını üstlenir ve gerekli personeli istihdam edip onların giderlerini de karşılaması gerekir. Güvenilir bir veri merkezinde verileri saklamayı, doğacak her türlü maliyeti, hizmet alınan şirkete bırakmayı da tercih edebilir. Ya da sadece operasyonel maliyetler gibi kalemler için kiracı durumda kalmayı isteyebilir.
Her boyutuyla gerçekleşen bu büyüme, şirketlerin ve devlet kurumlarının iş yapabilme kabiliyetlerini tehdit ederek, geride bırakacak düzeylere ulaştığını söyleyen TELKODER Veri Merkezi Çalışma Grubu Başkanı İlyas Turgut şu detayları ekliyor:
“Herhangi bir işletme ürettiği veya kullandığı her türden veri için bir veri merkezlerine ihtiyaç duyuyor. Devlet kurumları, eğitim kurumları, telekomünikasyon şirketleri, finans kurumları, sağlık kurumları, tüm boyutlardaki perakendeciler, Google ve Facebook gibi bilgi ve sosyal ağ hizmetleri sunan çevrimiçi pazarlamacılar da dâhil olmak üzere çeşitli düzeylerde ‘Veri Merkezi’ ihtiyaçları bulunuyor. Verilere yavaş ve güvenilir olmayan bir erişim, hayati önem taşıyan hizmetlerin durmasına sebebiyet verebilir. Bu durumda, müşteri memnuniyetinin düşmesi ve gelir kaybının yaşanması anlamına gelir. IDC tarafından EMC şirketi için yaptırılan bir araştırmada, 2011 yılında oluşturulan dijital bilgilerin yaklaşık olarak 1,8 trilyon Gigabayt yani 1,8 Zettabayt olduğu tahmin ediliyor. 2020 yılında bu rakamların 40 Zettabayt seviyelerine ulaşması öngörülüyor.“