VERİNİZİ ANLAMLANDIRABİLDİĞİNİZ KADAR GÜÇLÜSÜNÜZ
Günümüz fiziksel ve dijital sistemlerin birbiriyle bağlanabilmesi, IoT, uçtan uca değer zincirinin sürekli iletişim halinde olması, yatay / dikey entegrasyon ve dinamik olarak verileri işleyip, karar alabilme yeteneklerinin gelişmesi sonucunda tüm gelişmiş ve gelişmekte olan pazarlarda Endüstri 4.0 devrimi çerçevesinde radikal değişimler yaşanıyor. Bu değişimin yolu ise üretimden müşteri deneyimine etkin iletişim, sanal gerçeklik yetenekleri, iş zekası ve analitik çözümlerin verileri doğrudan makina veya ürünlerden toplayabilmesi, eş zamanlı analiz ve karar destek sistemlerinin tüm süreçlerle entegre edilebilmesi gibi inovatif teknolojik gelişmelerden geçiyor. Küreselleşen dünyada üretim ve ticaret başka bir boyut kazanırken, her türlü alışveriş ve etkileşim saniyeler içinde gerçekleşiyor. IBM Türk Kognitif Çözümler Ülke Lideri Nick Anderson’ın dikkat çektiği gibi, Endüstri 4.0 adaptasyonunun en hızlı şekilde yapılabilmesi, küresel pazarlardaki rekabet gücünün korunarak artırılmasına yönelik stratejilerin geliştirilmesi ve hayata geçirilmesi pek çok ülkenin öncelikli gündemini oluşturuyor ve bu alanda nefes kesen bir rekabet yaşanıyor.
Fabrikalardaki cihazların her biri her gün milyonlarca veri ürettiğine işaret eden Nick Anderson’ın belirttiği gibi, ancak geleneksel programlama sistemleri ile bu büyüklükteki verinin neredeyse yüzde 90’ı görülemeyecek ve anlamlandırılıp kurumların kullanımına sunulamayacak. Bu nedenle yapay zeka ve analitik teknolojilerin gücünden faydalanmak büyük önem taşıyor. “Veri ve veriyi analiz eden, işleyen ve anlamlandıran analitik, makinalara, süreçlere ve operasyonlara yönelik bakış açımızı değiştiriyor” diyen Anderson, şöyle devam ediyor:
“Bugüne kadar IBM’in 15 milyar dolarlık yatırım yaptığı yapay zeka platformu Watson, bütün sektörlere inovatif bir bakış açısı kazandırıyor. Bilgilerin saklanması, uygun bir platformda analiz edilmesi için de bulut teknolojileri büyük önem taşıyor ve Endüstri 4.0’ı ayakta tutacak platform olarak karşımıza çıkıyor. Bu doğrultuda üretim sürecinin zaman optimizasyonu ve işlem hacmini olumlu yönde etkileyecek. Bu da zamandan olduğu kadar maliyetten de tasarruf edilmesini sağlayacak. Üretim, tasarım ve uygulama alanlarındaki istihdamda da yeni roller ve beceriler ortaya çıkaracak.”
Uçtan uca optimizasyon imkanı
Bu yöndeki çalışmalar sonucunda üretim süreleri optimize edilecek, süreç ve ürün kalitesi artırılabilecek, ürün geliştirmede verim kazanılacak ve varlık yönetiminin IoT ile geliştirilmesi sayesinde kurum varlıklarının daha uzun ömürlü ve verimli çalışması sağlanabilecek. Nick Anderson, süreci şöyle anlatıyor:
“Makinaların birbiriyle konuşarak yeni üretim modellerinin oluşmasına yön vereceği kognitif üretim süreçleri doğrultusunda üç temel unsura odaklanılıyor: Akıllı varlık ve ekipmanlar sayesinde bağlantılı sensörler, analitik ve kognitif yetiler ile kendi kendine sorunu teşhis eden ve çözebilen makinelerle performans optimize ediliyor. Kognitif süreç ve operasyonlar ile iş akışı, süreçler ve çevresel bilgiler analiz edilerek kalite ve karar verme süreçleri geliştiriliyor. Daha akıllı kaynak optimizasyonu sayesinde de bireyler, lokasyon ve kullanıma dair toplanan bilgiler de kognitif içgörüler olarak ele alınıyor ve işgücü, istihdam ev enerjinin optimize edilmesine olanak tanıyor.”