“Wikileaks: Yeni Dünya Düzenine Hoşgeldiniz”
Nisan ayının ortalarında, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyesi ve Star Gazetesi köşe yazarı Cemil Ertem ile birlikte yazdığımız bir kitap, Etkileşim Yayınları tarafından yayınlandı: “Wikileaks: Yeni Dünya Düzenine Hoşgeldiniz”.
Kitabın adı, 11 Eylül’den sonra imparatorluk hayalleri kuran neo-con’lara ve doğal müttefiklerine nazire yapıyor. 21. yüzyılın bir “Amerikan Yüzyılı” olacağını iddia edip, hepimize böyle demişlerdi. Bir krizden çok paradigma dönüşümü anlamına gelen 2008 krizi, siyaset, medya, diplomasi ve ekonomideki derin dönüşümü bilgi ve şeffaflık ilişkisiyle işaretleyen Wikileaks ve halkların tarih sahnesine tekrar çıkışını ilan eden Arap Baharı, neo-con zihniyeti söndürdü. Şimdi bambaşka bir “Dünya Düzeni”ne adım atıyoruz.
Kitap hem Wikileaks, dolayısıyla bilginin dolaşımı ve özellikle de internetin anlamını deşiyor, hem de bu işaret üzerinden hemen her alanda yaşadığımız dönüşümü okuyor ve bu okumayı yakın geleceğimize dair olası senaryolara bağlıyor. Kitabın ilk bölümü, Wikileaks’in organizasyonu, manifestosu ve eylemlerini; ikinci bölümü, Watergate skandalından Cablegate depremine “sızıntı gazeteciliğinin” gelişimini; üçüncü bölümü Wikileaks’e getirilen eleştiriler, tepkiler, saldırılar ve hakkında üretilen komplo teorilerini ele alıyor. Dördüncü bölümde ise, Wikileaks’in işaret ettiği Yeni Dünya Düzeni’ni, ekonomi, finans, ulus-devletler, uluslararası ilişkiler, medya ve önemi giderek artan Orta Doğu ve Türkiye üzerinden inceledik. Henüz oluşmakta olan bu “düzen”in hangi yöne doğru evrim geçireceği ile ilgili düşüncelerimizi ise, sonuç bölümünde üç olası senaryo çerçevesinde kısaca dile getirip, gerisini düşünmeyi okuyucuya bırakmayı tercih ettik.
Bilgi her zaman iktidardan kaçma ve sızma eğiliminde olmuştur. Merkezi yönetim mekanizmalarının çöktüğü, iletişimin tamamen gayrimerkezi, sınırsız, yatay yayılan ağlar, özellikle de internet üzerinde gerçekleştiği bir dönemde, sansür daha da atıl hale geldi. Mevcut iktidar yapıları da olup biteni ancak iktidardan düştüklerinde anlıyor. Çünkü bilginin paylaşımı zorunlu olarak iktidarın paylaşımı anlamına gelir.
Bu kitabı özellikle BTK, TİB yöneticilerinin ve seçimden sonra Ulaştırma Bakanlığı koltuğuna oturacak kişinin okumasını isterdim…