Women TechEU , EIC Women Leadership Programme, Birleşmiş Milletler Kadın Platformu…
Geçtiğimiz haftalardaki “Kadınlarımız” başlıklı yazım hem olumlu hem de olumsuz çok ilgi gördü. Amacı sadece bir grup başarılı iş insanlarını anlatmak olan yazıyı olumsuz yorumlayanlar bunun başlığından başlayan bir ayrımcılık yazısı olduğunu ifade etti.
Ben yaştaki insanlar için gerçekten kavramak zor galiba, en azından benim için. Doğanın ortaya koyduğu kadın/erkek çeşitliliğini söylemenin nasıl bir ayrımcılık olduğunu anlayamıyorum.
Son yıllarda farkında mısınız ne çok abartılı kavramlar ortaya atılıyor. Önce çocuklarla mı başladı bu konu mu emin değilim. Kendi çocuğunun sevilmesine ve öpülmesine bile sınır koyan sözde modern yaklaşımlar şimdilerde önce bayan demeyi yasakladı, şimdi kadın demeye korkutuyor. Adına medeni ve modern batı yaklaşımı diyorlar. Yoldan geçen sevimli bir çocuğun saçını okşamak artık büyük olay haline geldi, birine kadın demek de sorun.
İsmine kadın hakları derseniz sıkıntı yok, Women TechEU, Kagider, Wtech, Women Leadership Programme, Birleşmiş Milletler Kadın Platformu, Kadın Liderler programı derseniz de hiç sorun değil ama yazının başlığı kadınlarımız olunca sözde modern ülke kültürlerinden etkilenen entelektüel insanlarımız buna tepki koyuyor. Dediğim gibi benim konuyu kavrama yeteneklerimin üzerinde bu. Benim amacım ayrımcılık olamaz, olsa olsa yeni ve modern anlayışlara ayak uydurma kabiliyetsizliğim olabilir. Ben yine de bir kadın varsa ona kadın derim, yanımdan geçen çocuğun başını okşarım.
İşte konuma çok uygun bir kadın daha var beni çok etkileyen. Bu genç arkadaşımızın ismi Büryan Apaçoğlu Turan. Kendisi ile konuşmamızda anlattıklarından çok etkilendim, ülkem adına gurur duydum. Bakın neler yapmış Buryan Hanım (Burada “hanım” dememin sakıncası var mı bilmiyorum, beni bu travmaya sokan kişilerden varsa hatam için peşinen özür diliyorum)
Simularge A.Ş.’nin kurucu-ortağı ve CEO’su kendisi. Benim ve şirketimin çok önem verdiği sürdürülebilirlik amaçlarına paralel durumda, üretimdeki hammadde ve enerji sarfiyatını azaltan yazılımlar geliştirmekteler. Temel amaçları üretim makinelerinin daha verimli ve hatasız çalışmasını sağlamak.
Sözlerine şöyle devam etti:
“Simularge’deki ortağım ve aynı zamanda eşim Dr. Erhan Turan ile doktora çalışmalarımızda motorlardaki ısınma – soğuma süreçleri konusunda yazılımlarının geliştirilmesi üzerine uzmanlaştık. Makine mühendisliği ve bilgisayar mühendisliğinin kesiştiği niş bir alan bu. General Electric’ten ayrılarak doktoramızda geliştirdiğimiz yazılımları tüm şirketlerin ihtiyacını karşılayacak şekilde ve inovatif yöntemlerle hizmete sunmak istedik. En büyük motivasyonumuz çözümlerimizi yaygınlaştırmak ve böylelikle dünya geneli için fayda yaratmaktı.
Şu an fabrikalarda kalite, hammadde ve enerji kayıpları mevcut. Dünya çapında bu problemin büyüklüğü 8 trilyon dolar. Bu kaybın sebebi, üretimi yapan makinelerin verimsiz çalışıyor/çalıştırılıyor olması. Uçak motorundaki ısıtma – soğutma süreciyle fabrikalardaki üretim sırasında karşılaşılan ısıtma, soğutma, şekil verme gibi süreçlerdeki problemler çok benzer. Uzmanlığımız ve geliştirdiğimiz yazılımlar ile üretim makinelerinin daha verimli kullanılmasını sağlayarak bu maliyetleri ve fabrikaların karbon ayakizini düşürüyoruz. Örneğin Arçelik buzdolabı üretim süreci için geliştirdiğimiz dijital ikiz ile üretimi iyileştirerek her sene 2 milyon avrodan fazla plastik hammadde tasarrufu sağlamakta.
Dijital dönüşümde kullandığımız niş teknoloji, fizik ve yapay zekayı bir araya getiriyor. Bu teknoloji ile az sayıda veri ile yüksek doğruluklu tahminler yapmak mümkün. Şu an bu teknolojinin adı küresel ölçekte “Physics – Informed Artificial Intelligence (PIAI)” olarak geçiyor. Özellikle üretim alanında sadece veri toplama ile yüksek başarı elde edilemeyebiliyor. PIAI algoritmaları, fiziğin evrensel kurallarını da içerdiği için tahmin başarısını garanti altına alıyor. Bu teknoloji Gartner’ın Hype Cycle’ına yeni girdi ve geleceğin teknolojisi olarak nitelendiriliyor.
Bu çözümümüz ile Avrupa Birliği Women TechEU programı tarafından desteklendik. Bu programda derin teknoloji alanındaki kadın girişimciler arasında Avrupa’daki ilk 50 kadın lider arasında seçildim. Türkiye’den seçilen tek kadın girişimciyim. Bu program kapsamında 75.000 avroluk bir hibe kazandık. Aynı zamanda EIC Women Leadership Programme (WLP)’ye de seçilmiş oldum. WLP kapsamında eğitimlerin yanı sıra mentörlük ve iş koçu desteği de sağlandı. Bu vesileyle Sabri Ülker Vakfı Genel Müdürü ve Yıldız Holding Kamu İlişkileri Genel Müdürü Begüm Mutuş ile yollarımız kesişti. Kendisi ile mentör – menti ilişkisinin yanı sıra dostluk bağı kurduk. İş ağı, kişisel gelişim, kamu ilişkileri, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler Kadın Platformu gibi birçok alanda içgörü ve bire bir tavsiyeler alma imkanım oldu. İş koçum Marjaana Karjalainen ile de çözümümüzün İtalya ve Almanya’da yaygınlaştırılması ile ilgili iş planı hazırlıklarına başladık.
Geçtiğimiz ekim ayında Avrupa Birliği’nin Bilbao’daki kadın liderler etkinliğine katılma fırsatı buldum. Bu etkinlikte paylaşılan çok çarpıcı bilgiler var: Avrupa’da kadın girişimcilere yapılan yatırım, toplam yatırımda sadece %1 paya sahip. Erkek girişimciler tarafından kurulan firmaların karlılığının %31, kadınların kurduğu firmaların karlılığı %73 olmasına rağmen durum bu. Derin teknoloji alanındaki yatırımlara bakıldığında ise yatırımın geri dönüş süresinin uzun olmasından dolayı erkek aşama girişimlerin finansman sıkıntısı mevcut. Bu iki istatistiğe bakıldığında, kadınlar tarafından kurulmuş derin-teknoloji firmalarının erken aşamada yatırım alma oranının oldukça düşük olduğunu anlıyoruz. EIC (European Innovation Council) bu sorunu aşmak için başta Women TechEU olmak üzere kadın derin teknoloji girişimcilerine destek olmaya başladı. Her bir proje bütçesi milyon dolarlar mertebesinde olan EIC Accelerator programında ise kadın CEO oranı şu an %12. EU, bu oranı arttırma motivasyonu taşıyor. 2023 senesinde firmamız da bu destekten faydalanmak için başvuruda bulunuyor olacak.
Kadın girişimcilerin birçoğunun temizlik, gıda, giyim gibi toplumun kadınlara biçtiği kalıplar içerisinde girişimcilik faaliyetlerinde bulunduğunu görüyoruz. Makine mühendisliği, yazılım gibi alanlarda da kadınların başarılı firmalar kurduğuna ve daha fazlasını kurabileceğine inancım tam. Bizzat kendim de bunun en iyi örneklerinden olmak için gayret gösteriyorum.”
Ne güzel oldu Buryan Hanım’ı tanımak. Sözlerinin sonunu tam da anlatmak istediğim gibi sonlandırdı, ona katılıyor ve yürekten destekliyorum:
“Hem ülkemizde hem dünya genelinde özellikle teknoloji alanında kadın girişimcilerin artmasını ve desteklenmelerini yürekten diliyorum”
Yazdım…