Xerox Türkiye BTRIM’ler arasındaki yerini aldı
Xerox Türkiye, geçtiğimiz yılın Ekim ayında alınan bir kararla şirketin gelişmekte olan pazarlar bölgesinde bağımsız yönetilen ülkeler arasında konumlandırıldı. Böylece BRIM kısaltmasıyla adlandırılan Brezilya, Rusya, Hindistan ve Meksika’nın yanında yer alarak BTRIM takımının bir parçası oldu.
Xerox Türkiye Genel Müdürü Mehmet Sezer, düzenlediği basın sohbet toplantısında geçtiğimiz yıl Ekim ayında alınan bir kararla Xerox Türkiye’nin ABD ve Avrupa ülkeleri haricinde kalan 140’a yakın ülke arasında özel bir yere yerleştiğini söyledi. Sezer, “Xerox, daha önce gelişmekte olan pazarlarda sadece BRIM kısaltmasıyla adlandırılan 4 ülkeyi, Brezilya, Rusya, Hindistan ve Meksika’yı bağımsız yönetilen ülkeler olarak konumlandırıyordu. Geçtiğimiz yıl Ekim ayı itibariyle Türkiye de bu ülkelerin arasına eklendi. Bu, Türkiye’nin dahil olduğu bölgede yer alan 140’a yakın ülke arasında Türkiye’nin ilk 5’e yerleşmesi anlamına geliyor” dedi.
Şirketin faaliyet alanı artık dokümanın da ötesine uzanıyor
Mehmet Sezer, Xerox’un 2010 yılında 6,4 milyar dolara ACS isimli servis şirketini satın almasının ardından yaşadığı dönüşüme de değindi. Xerox’un küresel ölçekte ilk kez servis cirosunun teknoloji cirosunu geçerek yüzde 52’ye karşılık yüzde 48 olarak şekillendiğini ifade eden Sezer, şunları söyledi:
“Daha önce Xerox olarak servis bölümünde yazıcı kiralama ve doküman yönetimine dayalı hizmetler sunuyorduk. Ancak 2010’da ACS isimli servis şirketini satın almamızın ardından servis operasyonlarımızın kapsamı genişledi. Bu satın almayla Xerox’un 55 bin çalışanına ACS’nin 75 bin yeni çalışanı eklendi. Xerox daha önce sadece dışkaynağın dokümantasyona indirgenmesiyle ilgileniyordu. Tüm evlere makineyle, olmadı kağıtla, olmadı faturayla bir şekilde giren bir şirketti. ACS’yi satın alarak bu alanda tüm BT hizmetlerini sunmaya başladık. Aradan geçen 2 yıllık geçiş döneminin ardından bu işin sonuçlarını görmeye başladık. ABD geçişi tamamlandı, Avrupa geçişi devam ediyor.”
Dünya değişiyor, Xerox da değişiyor
Xerox, şu anda teknoloji ve servisler olmak üzere iki ayrı kulvarda hizmet veriyor. Üstelik şirketin sunduğu servisler artık sadece doküman veya dokümana dayalı süreçlerle sınırlı değil. ACS’nin şirkete katılmasıyla gelen uzmanlıklar arasında otoyol geçiş sistemleri, insan kaynağı kiralama, çağrı merkezi hizmetleri ve benzer başlıklar yer alıyor.
Bununla birlikte Sezer’in ifade ettiğine göre bu işin Türkiye’ye yansıması biraz zaman alacak. Zaten Türkiye’deki teknoloji ve servis cirolarının yüzde 65’e yüzde 35 seviyesinde olması da şimdilik bekleme döneminde olduğumuzun habercisi.
Türkiye’nin cirodaki payı binde 5 ama keyifler yerinde
Xerox Türkiye’de de şu an iki şirketle faaliyet gösteriyor: Xerox Türkiye ve Benelux ülkelerinde çağrı merkezi hizmetleri vermeye odaklı Türkiye’de yerleşik bir şirket olan Unamic/HCN. Servis kısmı önemli, ancak Türkiye’de odakta halen teknoloji var.
Xerox ve şirketin cihaz üretim işlerini üstlenen Fuji’nin geçen yıl konsolide Ar-Ge harcaması 1,5 milyar dolar. Toplam patent sayısı 60 binden, aktif patent sayısı 10 binden fazla. Geçen yılki toplam cirosu ise 23,5 milyar dolar.
Peki Türkiye’nin bu cirodaki payı ne? Binde 5. 118 milyon dolar civarında bir para ediyor. Başlangıçta küçük gibi görünebilir, ama Sezer bu rakamlardan oldukça memnun. Sebebini de şöyle açıklıyor: “Xerox’un ABD ve Avrupa pazarından elde ettiği ciroyu toplam cirodan çıkardığınızda 140’tan fazla ülkeyi içine alan gelişmekte olan pazarlar için kalan pay sadece 2 milyar dolar. Bunun 120 milyon dolara yakını Türkiye’ye geliyor. Yani Türkiye, 140’a yakın ülkenin toplam gelirinde yüzde 5’in üzerinde paya sahip”
Talebin üst uca yönelmesi pazarın küçülmesini önlüyor
Mehmet Sezer’in söylediğine göre, Türkiye’nin teknoloji ve servis gelir oranı da diğer ülkelerin üzerinde. Peki neden? “Sebebi sunduğumuz servis hizmetlerinin KOBİ ölçeğindeki şirketlerden de talep görmesi” diyor Sezer. Kısacası servis satın alma segmenti üçgenin giderek altına iniyor. Bu da üst uç ürünlere olan ilgiyi artırıyor.
İlginç bir şekilde bu durum sektörün, özellikle de üst uça yönenen Xerox’un işine geliyor.
Örneğin Türkiye’de geçen yıl 580 bin olan yazıcı pazarı 530 bine düşmüş, ama ciro aynı. Bir yandan yazıcı fiyatları düşüyor, bir yandan yazıcı adetleri azalıyor. Nasıl oluyor da ciro aynı kalıyor? Sebebi tüketicilerin üst uç ürünlere doğru kaymasından başka bir şey değil. Bundan sonra ne olacak? “Mobil baskı, buluttan baskı gibi konular iyice ön plana çıkmaya başladı” diyor Sezer.