Yalan dolana karşı reçete
Fransız Politika Planlama Dairesi (Centre d’analyse, de prévision et de strategie- CAPS) ile Fransız Askeri Stratejik Araştırma Enstitüsü (Institut de recherche stratégique de l’École militaire- IRSEM) tarafından hazırlanan 200 sayfalık raporda, bilgi kirliliğinin nedenleri, nasılları, niçinleri, bundan sonra olacaklar ayrıntılı bir dille –hem de gazeteci diliyle- anlatıldı. 5N+1K ilkesine göre hazırlanan mükemmel bir rapor. Günümüzün “artık normal” kabul etmek zorunda kaldığımız yalan haber konusunda yazılmış bir ansiklopedi.
Bu karanlık dünyayı kimlerin neden yarattığına dair saptamalar hepimizin bildiği konular. Yalan haber, tarihin eski yüzyıllarından beri var. Adına bazen propaganda denilir, bazen manipülasyon, veya başka şık sözcüklerle tanımlanır. Şimdi ise dijitalleşme sayesinde yalan haber bir saniyede dünyaya yayılıyor. Eskiden farkı, burada. Eğriyi-doğruyu ayırdedemeyen, her duyduğuna, okuduğuna inanan “yetersiz eğitimli” milyonlar buna inanıyor. Doğrusunu sonradan öğrense dahi yalana inanmaya devam ediyor. Bu, psikiatrik bir durum (Eski yüzyıllarda kadınların cadı olduğuna “inananlar” gibi). Bütün bunları biliyoruz, ama raporda bu işlerin nasıl yapıldığına dair 40 sayfalık bölüm, kimlerin nasıl önlem almaya çalıştığına dair 50 sayfalık bölüm, ve raporun son kısmındaki 50 çözüm (ya da “başaçıkma”) önerisi konunun ne kadar dallı budaklı bir kanser haline geldiğini gösteriyor.
Önerilerden biri: Yalan habere neden ihtiyaç duyulduğunu anlayın. “Yalan haberin amacı bugün, artık belirli bir ideolojiyi veya sistemi savunmak değil. Soğuk Savaş dönemindeki ABD’ye karşı Sovyetler denklemi artık yok. Onun yerine, Batı (demokratik ülkeler) tarafından temsil edilen değerlerin paçavraya çevrilmesi ve toplumlarda kutuplaşmanın artırılması temel amaç oldu. Bunu yapanların da illa devletler olması bile şart değil. Kendilerini o devletin destekçisi ilan etmiş taraflar işin içinde.”
Ve tabii, şu gerekçenin “kendisi” de yalan: “Dijital platformlar (sosyal medya) kişilerin, görüşlerini özgürce açıkladıkları bir yerdir, teknoloji taraf tutmaz.” Bu gerekçeye karşı, Cambridge Analytica konusunda görüş belirten bir tanığın şu ifadesi çok açık: “Bıçak, tarafsızdır. Onu yemek yaparken kullanırsınız, ama cinayet için de kullanırsınız.”
Yalan haber konusunda bir diğer raporu ise Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) yayınladı. Kurumun, gazetecilik eğitimi dizisinden 128 sayfalık rapor medyanın ve iletişim okullarının bu konuda kendilerini nasıl eğiteceklerine dair (Journalism, Fake News & Disinformation). 7 bölümlük raporun başında, “Bu kitabı ders çizelgesi gibi kullanabilirsiniz” yazıyor. Her bölümün sonuda ev ödevi, okuma önerileri var. Raporda “Haber/Bilgi Kargaşası” tanımlanıyor: Bir yanda yanlış, hatalı, yalan olabilecek bilgi (mis-information). Öte yanda zarar vermeyi amaçlayan nefret söylemi, düpedüz yalan (mal-information). İkisinin kesiştiği yer ise bunların karışımından oluşan dis-information. UNESCO, bu ince ayar ayrımları gazetecinin nasıl yapacağının ilacını hazırlamış. Acaba ilaç, hastalığa iyi gelir mi?