Yapay zekâ ve sanal gerçekliğin yükselişi
Ericsson ConsumerLab, 2017 Tüketici Trendleri Raporu’na göre yapay zekâ önemli bir gündem maddesi olurken, tüketiciler bu konunun hem sosyal hayatta hem iş hayatında çok daha önemli bir yere geleceği kanısında. 2017 Tüketici Trendleri rapor sonuçları, 20 yılı aşkın süredir gerçekleştirilen küresel Ericsson ConsumerLab araştırmalarına ve Ekim 2016’da 14 şehirde yaşayan tecrübeli internet kullanıcılarına yönelik gerçekleştirilen çevrimiçi ankete dayanıyor. Çalışma 27 milyon kişiyi temsil etse de, kitlenin erken yaşta benimseyen profili ile sonuçlar geleceğin trendlerini keşifte önemli rol oynuyor. 2017’den itibaren öne çıkacak 10 trend şöyle sıralanıyor:
Her yerde yapay zekâ: İleri düzey internet kullanıcılarının yüzde 35’i iş yerlerinde bir yapay zeka danışmanı, dörtte biri ise işinde yapay zekâ donanımlı yönetici olmasını istiyor. Katılımcıların neredeyse yarısı ise yapay zekâ robotların insanların işlerini ellerinden almasından yana kaygılı.
Nesnelerin interneti yaygınlaşacak: Otomatikleştirilmiş uygulama artışı, nesnelerin internetinin yayılımını artırıyor. Her beş kişiden ikisi akıllı telefonlarının kendi alışkanlıklarını öğreneceği ve onlar adına otomatik aksiyon alabileceği kanısında.
Şoförsüz araçlar tercih sebebi: Her dört yayadan biri şoförsüz araçların olduğu bir sokakta karşıdan karşıya geçme fikrini daha güvenli buluyor. Yayaların yüzde 65’i ise şoförsüz bir araç sahibi olmayı tercih edeceğini belirtiyor.
Birleşik gerçeklik: Sanal gerçeklik uygulamalarını kullananların neredeyse beşte dördü, üç yılda sanal gerçeklik ile fiziksel gerçekliğin ayrılamaz hale geleceğine inanıyor.
Beden uyumsuzluğu: Şoförsüz araçların hayatımıza girmesiyle araba tutması rahatsızlıkları artacak. Her üç kişiden biri ise sanal ve artırılmış gerçeklik teknolojileri kullanırken ‘yol tutması’ rahatsızlığı yaşayacağı kanısında.
Akıllı cihaz güvenliği paradoksu: Katılımcıların yarısından fazlası akıllı telefonlarında acil durum alarmları, takip ve bildirimlerden faydalanıyor. Akıllı telefonu sayesinde kendini daha güvende hissedenler arasında her beş kişiden üçü, telefonlarına güvenerek daha fazla risk aldıklarını da belirtiyor.
Sosyal silolar: Her üç kişiden biri sosyal ağlarını ana haber alma kaynağı olarak gördüğünü belirtiyor. Katılımcıların dörtte birinden fazlası ise listelerindeki kişilerin fikirlerini politikacıların fikirlerinden daha fazla önemsiyor.
Artırılmış kişisel gerçeklik: Katılımcıların yarısından fazlası artırılmış gerçeklik gözlükleriyle çevrelerindeki karanlık ortamı aydınlatmak ve tehlikeleri fark etmek, üçte birinden fazlası çevrelerindeki rahatsız edici öğeleri böylece düzenleyebilmek istiyor.
Mahremiyet ayrımı: Her beş internet kullanıcısından ikisi şifreli hizmetlerden faydalanmak istiyor, ancak bu konuda bir görüş ayrılığı da var. Katılımcıların yarısı makul seviyede mahremiyetin tüm hizmetlerde geçerli olması gerektiğini düşünürken, üçte birinden fazlası artık mahremiyet diye bir şey kalmadığı kanısında.
Herkese büyük teknoloji: Her beş ileri düzey internet kullanıcısından ikisi, tüm ürünlerini beş büyük BT şirketinden almak istiyor. Bu katılımcıların dörtte üçü bunun beş yıl gibi kısa bir sürede gerçekleşeceğine inanıyor.