“Yapay zeka bir tercihten çok bir zorunluluğa dönüşüyor”
“Her geçen gün teknolojinin gelişim hızının hiç olmadığı kadar arttığını görüyoruz. Bu artan hız, teknoloji yatırımlarının çok daha esnek, gerektiğinde hızla büyüyebilen, hizmet olarak BT kavramına doğru kaydığını görüyoruz. Bu dünya bizlere yeni teknoloji nimetlerinden çok daha fazla yararlanmanın önünü açacak.
Kısa vadede yapay zeka ve 5G etkisini fazlasıyla hissedeceğiz. Gelişen teknolojiler önemli değişikliklere kısa sürede imza atacaklar. IDC’nin verilerine göre, dünya çapında yapay zeka (AI) harcamaları 2024 yılına gelindiğinde 110 milyar dolara ulaşacak. Bu büyümenin altında yatan en önemli konuların başında rekabette geride kalmamak yatıyor. Yüksek performanslı bilgisayarlar ve bulut bilişim gibi neredeyse sınırsız kaynak sunabilen ortamlarda yapay zeka çalışmaları şirketleri öne çıkaracak. Önümüzdeki dönemde yapay zeka bir tercihten çok bir zorunluluğa dönüşecek. İşletmelerin büyümesi, yenilikçi çözümler geliştirmesi ve esnek olması yapay zeka çözümlerine bağlı olacak.
5G ise sektörleri dijital dönüşüme yönlendirme konusunda daha önceki mobil teknoloji nesillerinde görmediğimiz kadar büyük bir potansiyel taşıyor. Son altı ayda meydana gelen olaylar, her teknoloji uzmanının inovasyon hakkındaki düşüncelerini değiştirdi. Uçta giderek daha fazla veri yaratıldıkça, uzaktan erişime dayalı bir kültür haline geldik. Dijital sağlık, eğitim, uzaktan çalışma, iş eğitimi, girişimcilik ve sivil katılımın kalıcı olarak genişlemesi, yüksek hızlı bir ağa erişim gerektirir ve 5G teknolojisi altyapısına yapılan yatırım, dijital uçurumun kapatılmasını mümkün kılabilir. Bununla birlikte otonom araçlar, mixed reality, AR ve VR gibi teknolojilerin yaygınlaşması da hızlanacak.
Kuantum işlem gücü ile daha önce ulaşmadığımız kadar fazla verinin işlenme imkanı ortaya çıkacak ve günümüzün süper bilgisayarlarının, bulut bilişimin çok daha güçleneceğini öngörmek mümkün. Yapılan araştırmalar 2030 yılına gelindiğinde kuantum yatırımlarının 9 milyar doların üzerine çıkmasını bekliyor.
Bu dönemde işletmeleri zorlayacak konuların başında rekabette geride kalma riski ve güvenlik sorunları öne çıkabilir. Bu gibi tehditlere karşı dijital dönüşüme yapılan yatırımların çok daha fazla olması gerektiğini düşünüyoruz. Zira henüz kuantum teknolojisinin günlük hayatımıza girmediği şu günlerde dahi Dell Technologies Dijital Dönüşüm (DT) Endeksine göre, Türkiye’deki her 10 işletmenin 9’u (yüzde 92) önümüzdeki beş yıl içinde değişen müşteri ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük yaşayacaklarına inanıyor. COVID döneminde yaşanan tüketici eğilimindeki hızlı değişim işletmelerin dijital dönüşümde yapmaları gerekenleri bir kez daha gözle önüne serdi. Bu yapılacaklar aynı zamanda gelecekte daha fazla veri işleyecek bir bilişim dünyasında da işletmelerin ihtiyacı olacak. 3 ana konuya odaklanmaları gerektiğini düşünüyoruz:
- Dijital inovasyon: İşletmelerin yeni gelir akışları sağlamak, maliyetleri optimize etmek ve yeni teknolojilere hazırlanmak için BT’ye daha bağımlı hale geldiği görülüyor. Bu sebeple BT uygulamalarını, iş yükünü, bulut altyapısını, operasyon modellerini ve süreçlerini sürekli olarak geliştirmek gerekiyor.
- Dijital çalışma alanı: Yetenekleri çekmek, elde tutmak ve uzaktan çalışma kültürünü mümkün kılmak için rekabet ederken, işletmeler kullanıcı merkezli bir yaklaşıma sahip olmalılar. Bu yaklaşım çalışanlara nerede ve nasıl çalışırlarsa çalışsınlar üretken ve güvenli bir ortam sağlayarak işletme verimliliğini de artırır.
- Modern güvenlik: Uzaktan çalışma ile birlikte artan veri akışının yanı sıra fiziksel sınırların kaybolması, güvenlik ve risk yönetiminin sürekli geliştiği yeni bir düşünce yapısının ortaya çıkmasına sebep oldu. Güvenlik, bir engelden ziyade inovasyonu kolaylaştıran ve hızlandıran bir unsur haline gelmeli.
Bilişim Zirvesi, yıllardır gösterdiği istikrar ile sektöre ışık tutmaya devam ediyor. Özellikle belirlediği konu başlıkları ile geleceğe ilham veren çalışmalara imza atan zirvenin sıkı takipçilerinden biri olmakla birlikte bu yıl çok daha fazla içinde yer almanın heyecanı ve mutluluğunu yaşıyorum. Umuyorum teknoloji sektörünün gideceği yönü tayin etmedeki bu istikrarlı zirve, diğer tüm sektör ve paydaşları da etkisi altına alarak yoluna devam edecek.