Yapay zeka, istihdamda gücünü daha da artıracak
İş dünyası, insan gücüyle saatler sürecek işleri saniyeler içinde gerçekleştirme potansiyelini kanıtlayan yapay zekanın, işgücü üzerinde tehdit oluşturup oluşturmadığını tartışıyor. Goldman Sachs tarafından yürütülen bir araştırma, yapay zekanın dünya çapında 300 milyon rolü etkileyeceğini ortaya koyarken, dört iş pozisyonundan birinin üretken yapay zekanın tehdidi altında olduğu kaydedildi. Webtures CEO’su Kaan Gülten, “Çığır açan teknolojik değişiklikler iş dünyasını, toplumları ve insanları derinden etkiliyor. Yapay zekanın, özellikle de üretken yapay zekanın taşıdığı büyük potansiyel, iyilik ve etik tartışmaları, işgücü tehdidi, yapay zekayla işbirliği gibi pek çok konuyu da beraberinde getiriyor” dedi.
2025’e kadar 85 milyon işin yerini alacağı düşünülen yapay zekanın yanı sıra, robotik ve otomasyonun da 2030 yılına kadar 20 milyon üretim işini üstleneceği öngörüldü. Teknolojinin yaygınlaşmasıyla otomasyon ve robotik ürünlerine erişmenin maliyetlerinin düşmesinin, yakın gelecekte iş piyasası üzerinde önemli bir etkiye sahip olmasının muhtemel olduğu kaydedildi. İnsanların sık tekrar eden, yenilenmeyen işler yapmasının katma değer üretmediğine dikkat çeken Kaan Gülten, “Robotik ve otomasyon teknolojileri nasıl mavi yaka olarak tabir edilen beden gücüne dayalı üretim işlerini dönüştürüyorsa, yapay zeka da beyaz yakalıları tehdit ediyor. Özellikle üretken yapay zeka, insanın katma değerini ortaya koyan deneyim, fikir ve yaratıcılık kavramlarının da algoritmalara taklit edilebileceğini gösteriyor. Bu durum, teknolojide yaşanan gelişmelerin etkilerinin derinlemesine düşünülmesi gerektiğini gösteriyor” diye konuştu.
Gartner tarafından 400’ü aşkın CEO ve üst düzey yöneticiyle gerçekleştirilen güncel bir araştırmada, 5 CEO’dan birinin önümüzdeki üç yıl içinde sektörlerini etkileyecek en önemli teknolojinin yapay zeka olduğuna inandığı ortaya çıktı. Liderlerin de yapay zekayı yakından izlediğini ve bu teknolojiyi iş süreçlerinde nasıl kullanabileceklerini araştırdığını kaydeden Kaan Gülten, “Bu konuda ilk uygulamaları da görmeye başladık. Dünyaca ünlü teknoloji şirketi IBM, mayıs ayının başında şirketin işe alımları durduğunu ve 8 bin pozisyonu yapay zekayla değiştirmeyi planladığını duyurdu. Uzmanların yapay zekanın insanların yerini alabileceğine yönelik uyarıları da bu haberle doğrulanmış oldu. Otoritelerin yapay zekanın hakim olduğu bir gelecekte insanın nasıl işlere yönelmesi gerektiğine yönelik çalışmalar yürütmesi giderek önem kazanıyor” dedi.
Yapay zekaya ilişkin son gelişmelerin insan ve teknoloji etkileşiminin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu kaydeden Kaan Gülten, “Tüm işleri yapay zekaya teslim edip yalnızca kendi esenliğimize mi odaklanmalıyız? Yapay zekayı insanlığı daha iyi bir noktaya taşıyacak etik gibi kavramlar üzerine mi eğitmeliyiz? Yapay zekayı bir asistan olarak konumlandırıp, bir anlamda ilerlemenin önemini kesip yalnızca bir işbirliği aracı olarak mı tasarlamalıyız? Yoksa yapay zekayı bir tehdit olarak görüp mücadeleye mi başlamalıyız? Tüm bunlar, insanlığın bugünden itibaren düşünmesi ve uzun uzun tartışması gereken sorular. Bugün olduğu gibi, gelecekte de iş dünyasını, ekonomik ve toplumsal ilişkileri insan ve teknoloji etkileşimi şekillendirecek” dedi.