Yasaklarla yönetmek
Evet, yönetilmeyen (kaotik) ortamda da, iyi bir yönetim ile ortaya çıkacak sonuçların benzerleri oluşabilir. Ama bunun olasılığı düşüktür. Toplumun yönetilmesi, sürekli artan gönenç için bir ön koşuldur. Demokrasi, toplumun, o toplumu yönetecekleri bizzat seçtiği bir düzen. Ülkemizde de seçimler yapılıyor ve insanlar baskı altında kalmadan, kendi kanaatleri doğrultusunda yöneticilerini seçiyorlar.
Peki seçilen yöneticiler toplumu nasıl yönetiyorlar? İyi bir yönetim şekli, düzenlemelerle yönetmektir. Kapadokya bölgesine gidenler bilir, kaya içerisine oyulmuş iki bin yıllık yerleşim yerlerini gezerken, çok yüksek basamakları olan kaya merdivenlerden tırmanılır. İnsan, o yüksek basamaklara adım atarken, tutunmak ihtiyacı duyar ve elini, duvara, tutunacak bir yer bulmak üzere uzatır. Çoğu yerde, tam elini attığı noktada, parmaklarını içine sokarak kayayı kavrayıp tutunabileceği bir küçük kovuk, tutamak vardır. İki bin yıldır, kim bilir kaç milyon kere biri ona tutunmuştur.
Nisan ayının son Pazar günü, İstanbul’da yapılan bir bisiklet şenliği nedeniyle bir kısım yollar önüne kamyon çekilerek kapatılmış. Geçit yok. Yasak. O kamyona ulaşana kadar en ufak bir uyarı, yönlendirme, yönetme yok. Sonra yasak var. Kamyonun yanında bezgin bir ifade ile duran polise soruyorum: “Şuraya nasıl giderim” diye. Verdiği yanıt yalın: “Buradan gidemezsin”. İki bin yıl önce bu topraklarda yaşayanlar, toplum yaşamını daha iyi mi yönetiyorlardı kestiremedim.
Geçen hafta ADSL üzerinden internet hizmeti birden duruverdi. Nedeni, kısa sürede giderilen bir arızaya bağlansa da, internet hizmetinin ağır aksak geri dönüşü iki buçuk saat, önceki hizmet kalitesine dönüşü de iki gün sürdü. Meğer, o sıralarda devlet dairelerinin web sitelerine bir siber-saldırı yapılmış. Yalanlansa da, toplumdaki genel kanı, internet erişiminin siber saldırıyı etkisiz kılmak için kesildiği. Çek fişi, bitir işi. Arap baharı başkaldırısı sırasında o ülkelerin yöneticileri bunu neden akıl etmediler ki?