Yasal yazılım
Birçok KOBİ, yasal yazılımın bedeline katlanamadığı için şifresi kırılmış yazılımı merdiven altından alıp kullanmakta. Kuşkusuz, bunun bir dizi etkisi var. Yakalandığında ciddi cezalara çarptırılıyor; haksız rekabetle öne geçmiş oluyor; şifresi kırılmış yazılımın bir kısım özellikleri çalışmayabiliyor… Bedelini ödeyerek dürüst biçimde rekabet edenleri korumak adına yapılan denetimler yerinde, ama yetersiz.
Kullanımı yasal sınırlar içerisine çekmek için, ceza caydırıcılığının yanında, yazılım bedelini katlanılabilecek ödeme planları ile sunmak da düşünülebilir. Bunun bir yolu da bir merkezdeki yazılımı oraya bağlanıp kullanmak, kullandığı kadar da ödemek. IPTV’deki “izle-öde” uygulaması gibi. Bedel için ölçüt işlemci zamanı olabilir. Merkez, yazılımı ve işleme gücünü sağlıyor, kullanıcı yazılımı uzaktan kullanıyor. Eski bilgi işlem merkezi ve ona bağlanan yalnızca ekran + klavye’den ibaret (dumb terminal) kullanıcı birimleri mantığında olduğu gibi.
Günümüzde, internet bağlantı hızları, özellikle indirme yönünde, bu tür bir uygulama için fazlasıyla yeterli. İletişim katmanında bir dar boğaz yaşanması beklenmemeli. İhtiyaç duyulan yazılımın yasal olarak bir merkezde birçok kullanıcının ortak kullanımına açık tutulması ise yazılım firmalarının alışık olduğu bir uygulama. Fark, saatlik kullanım ücreti uygulanacak olması. Merkezin kazancı, yazılımın kullanımını kullanıcılar arasında zaman açısından paylaştırmaktan geçiyor. Alışılagelmiş çalışma saatleri dışında indirimli tarife uygularsa, yazılımı, otobüsçü ağzı ile “kontak kapamadan” kullandırmış olur, daha fazla kişiye paylaştırmış olur. Kullanıcının kazancı da aydan aya kullandığı kadar yazılım bedeli ödeme, yazılımı eksik ve gediği ile değil tüm parçaları ile kullanma, ceza korkusundan da kurtulma.
İnternet servis sağlayıcı şirketler, bu konuda “merkez” olmaya aday. Hattâ, hemen her mahallede bulunan bilgisayar destekli baskı şirketleri (copy center) de hizmet sunabilirler. Dahası, çıktıları kendileri basarak ek iş hacmi de yaratabilirler.