Yaşam hakkı her canlı için!
Merhaba,
Bu mektubun açılışı, hayvan haklarına ilişkin beklentilerimiz ile ilgili. Malum, hayvan hakları ile ilgili yaşanan tüm ihtilaflara ilişkin yaptırımlar ve diğer hukuki düzenlemeler 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda düzenleniyor, ama bu düzenleme hayvanlara uygulanan şiddeti önlemek bir yana, azaltmıyor bile. Çünkü Av. Elvan Kılıç’ın dikkat çektiği gibi, bu düzenlemelerle verilen yaptırımlar sadece adli para cezası olarak uygulanmakta, hayvanlara uygulanan şiddete ilişkin caydırıcı etki yaratmamakta. Can yakanın canı yansın diyerek bedduamı ortaya bırakıyorum. Çünkü hayvanların “mal” değil “can” olduğunu vurgulayan düzenlemelerin olmaması ve bu durumun hiçbir şekilde değişmemesi içimizi acıtan haberlerle karşılaşmamıza yol açıyor. Cumhurbaşkanlığı’nda yapılacak Merkezi Yönetim Kurulu toplantısında, hayvan hakları yasasında bazı değişikliklerin beklendiğine işaret eden Av. Elvan Kılıç, bunları da örneklemiş: Sahipli hayvanlara veteriner gözetiminde çip takılması, çip takılan sahipli hayvanın sahibi tarafından terk edilmesi durumunda para cezası verilmesi, sağlıksız pet-shopların kapatılması, şikâyet durumunda cumhuriyet savcılıklarına re’sen soruşturma izni verilmesi, hayvanlara işkence ederek öldürenle 6 aydan 4 yıla kadar hapis cezası, eziyet edenlere 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilmesi ve cezaların ertelenmemesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sokak hayvanlarının kısırlaştırılmasında sorumlu tutulması ve kısırlaştırılmaların bakanlık denetiminde belediyeler tarafından yapılması gibi… Bunları yazmak beni üzüyor, kızdırıyor. Keşke herkes biraz ‘insan’ olsa, tüm canlıların yaşam hakkına saygı duysa.
Madalyonun öbür yüzünde, güzel bir örneğim, Sigma Group ve Sigma Group CEO’su Musa Rad var. Çevreyi koruma adına pek çok kurumla sosyal sorumluluk faaliyetleri yürüten Sigma’nın ofisindeki otomatlarda yapılan satışlardan elde edilen gelir, hayvanlar için bağışlanıyor. Ataşehir’de merkez ofisinde Sigma Group’ta çalışanların kendi evcil dostlarını çalışma ortamına getirmelerine de izin veriliyor. Bir toplantıda, örneğin satın alma müdürünün kedisini toplantı masası üstünde görmek veya pazarlama departmanı kapısında uzanmış terier ile karşılaşmalarının kendileri için şaşırtıcı olmadığını söyleyen Musa Rad, Sigma Group’un, bu yaklaşımın tüm firmalara örnek olmasını dilediklerini vurgulamış. Kendisi ile temennimiz ortak.
Koç Topluluğu’nun satın alma ve tedarik zinciri yönetimi alanında faaliyet gösteren şirketi Zer’in başlattığı Hayalimiz Benzer İş Birliği Programı’nda üçüncü dönem proje başvuruları başlamış. Program, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın 12. maddesi ‘sorumlu tüketim ve üretim’ yaklaşımını merkeze alıyor. Programa ‘çevre ve doğal kaynakların korunması’ ve ‘yaşam biçiminin bu doğrultuda değiştirilmesi’ başlıklarında, Zer’in müşteri ve tedarikçileri tarafından geliştirilen projeler başvurabiliyor.
IBM Gönüllüleri Mükemmellik Ödülleri de sahiplerini bulmuş. IBM’in gönüllülük çalışmalarında yenilikçi olma adına dünya çapında dağıttığı ödüle IBM Türkiye’den Yazılım Hizmetleri Birim Müdürü Derya Sel Bozkurt, Toplum Gönüllüleri Vakfı’ndaki (TOG) gönüllü çalışmalarıyla layık görülmüş.
Böylece geçelim başarılara… Türkiye’nin ilk işveren algısı araştırması olarak 2009’dan bu yana gerçekleştirilen ve üniversite öğrencilerinin değerlendirmeleriyle oluşan “En Gözde Şirketler” listesi açıklanmış. Realta Danışmanlık tarafından geliştirilen ve 3İK Marka İletişimi Ajansı ile ortak yürütülen En Gözde Şirketler araştırmasında Logo Yazılım ilk kez yer aldığı listeye 81. sıradan girmiş.
125 yılı aşan deneyimi ve koku uzmanlığıyla Türk kolonyasını dünyaya tanıtmaya devam eden Atelier Rebul, Japonya’ya özel geliştirilen bir koleksiyonla Japonya pazarındaki yerini almış. Rebul lavanta kolonyası bağımlısı annem pek mutlu olacak bu küresel başarıyla… Çünkü Japonya’ya özel geliştirilen bu koleksiyon dünya yolculuğuna hazırlanıyor. Müdavimi olduğumuz Kitapyurdu ise son bir yıl içerisinde gösterdiği sosyal medya performansı ile Social Media Awards’da kendi kategorisinde Altın Ödül’ün sahibi olmuş.
Böylece sıra kitabımda. Sadece öğrencileri için değil, onların aileleri ve köy halkı için yaptığı çalışmalarla 2015’te Eğitim Nobeli Global Teacher Prize Ödülü’ne aday gösterilen ve Dünyanın En İyi Öğretmenleri Listesi’ne adını yazdıran ilk Türk öğretmen Dilek Livaneli, ‘Bir Dilek Yetmez’ kitabı ile bizi bekliyor. Livaneli, çalışmalarıyla 2018’de Avrupa Parlamentosu Uluslararası Lider Kadın Ödülü’ne de layık görüldü. Livaneli’nin kitabı Epsilon’dan çıktı.
Mektubumun finalini Puruli Kültür Sanat tarafından 11-17 Ekim 2021 arasında çevrimiçi ve fiziksel gösterimler ile dokuzuncu kez düzenlenecek olan Engelsiz Filmler Festivali ile yapıyorum. Programa eklenen yeni bölümler ve uluslararası bir Kısa Film Yarışması var. Bu yıl ilk olacak Kısa Film Yarışması, tema kısıtlaması olmaksızın kurmaca ve animasyon türünde tüm dünyadan kısa filmlerin başvurusuna açık. Süresi 20 dakikayı aşmayan 2020 ve 2021 yapımı kısa filmlerin kabul edildiği yarışmaya filmfreeway.com üzerinden 10 Temmuz 2021’e kadar başvurulabilecek. Finale kalıp festival programında yer alacak filmler 2 Ağustos’ta açıklanarak En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo ödülleri için jürinin karşısına çıkacak. Festival izleyicileri de Seyirci Özel Ödülü’nün sahibini belirleyecekler. Dahası www.engelsizfestival.com sitesinde.
Haftaya yine buradayım,