Yaşam koçluğuna BT dopingi
BT yapısının hem iş hem de özel hayatta doğru konumlanması, yaşam koçluğunun tamamlayıcısı ‘teknoloji koçluğunu’ beraberinde getiriyor. Herkesin hayatında teknoloji var. Ama teknolojinin iş ve özel hayatta doğru biçimde bütünleşmesi bazen sıkıntı yaratabiliyor. Hatta bütünleşme yerine, çatışmalar ve toptan verim kayıpları gündeme gelebiliyor. Bireylerin bu karmaşası da, zamanla çalıştıkları şirketin karmaşası halini alıyor. İçinden çıkılması oldukça zor olan bu girdaptan kurtulmanın ipuçları ‘kurumsal yaşam ve teknoloji koçluğu’ yapısında. Kurumsal koçluk bölümüne kulaklar biraz aşina, ama işin ‘teknoloji koçluğu’ ve bu bütünleşik yapı bir yenilik. Bu yeniliği hayata kazandıran ise teknoloji sektöründe uzun bir kariyer geçmişi olan Arya Akademi kurucusu Dr. Müh. Gülay Savaş. ‘Kurumsal yaşam koçluğunu; sektör bağımsız olarak şirketlerdeki iş, insan ve teknoloji süreçlerinin bütünleştirilmesi olarak tanımlayan Gülay Savaş, teknoloji koçluğunu ise şöyle anlattı:
“Şirketlerin, daha doğrusu, özellikle KOBİ ve OBİ’lerin dünyası ile BT dünyası birbirinden çok ayrı. Çoğu ‘aile şirketi’ olan, eski usullerle iş yapan şirketlerle, bilişim şirketlerine bakınca bu uçurum görülüyor. ‘Teknoloji koçluğu’, bu noktada, şirketler ve bilişim dünyasındaki tecrübesi ile, bu iki dünya arasında köprü görevi görüyor ve doğru teknolojinin, doğru şekilde, doğru şirkette konumlanmasına yardımcı oluyor.”
İK ve BT’de profesyonel bakış
Kurumsallaşmayı ‘iş-insan- teknoloji’ arasında, şirketi kapsayan bütünleştirme olarak tanımlayan Savaş’a göre, teknoloji ile şirketlerde süreçler kişilere bağımlı hale gelmekten kurtulur. Kişiler de, tecrübeleri ile geliştirdikleri yaratıcılıklarını kullanabilir. “Her şirketin içinde bulunduğu sektöre göre kullanabileceği birçok bilişim çözümleri var” diyen Savaş, ekledi: “Esas iş; bunlar arasından sektörüne, şirketine, vizyonuna, çalışanına, sürecine uygun çözümün doğru şekilde seçilip, uyarlanıp, bütünleştirilmesi ve eğitimler ile bu teknolojik kültürün şirket içinde içselleşmesini sağlamak. İşte bu, teknoloji koçluğu.”
Savaş, yeni TTK’nın da KOBİ’ler açısından getirdiği şartların, istenilen şeffaflığın sağlanabilmesi için önce kurumun kendi fotoğrafını görebilmesini gerekli kıldığına işaret etti. “Bu da kurumun kendi içinde bulunduğu sektöre, kendi iç süreçlerine uygun bilişim ve iletişim stratejisinin belirlenmesi ve uygun teknolojik çözümlerinin kullanılması ile mümkün” diyen Savaş, farklı profildeki uzmanların Arya Akademi bünyesinde olduğunu belirtti. Sunulan danışmanlık ya da eğitim sürecinde de işe bütünsel bakma ve çözüm getirme hedefiyle ilerleniyor. NLP Master olan, Yönetim Danışmanları Derneği ve KAGİDER üyesi olan Savaş, şirketlere sundukları rehberliği şöyle anlattı:
“Hala teknolojik altyapısının yetersiz olduğu, Excel tabloları ile milyon dolarlık projelerin yönetildiği, bir raporun 10 günde hazırlanabildiği, müşterinin, projelerin anlık takip edilemediği, İK ve bilgi işlem departmanlarının sorumlularının olmadığı binlerce şirket var. Oysa İK ve bilgi işlem departmanlarının rolü çok kritik. ‘Yaptığını yaz, yazdığını yap’ prensibi izlenmeli. Bir İK departmanı kurulmalı, temel stratejiler ve yönetmelikleri yazılmalı, bunlar belirlenmeli. Benzer şekilde, bilgi işlem departmanı kurulmalı ya da işlerin sorumlusu belirlenmeli. ‘Bilişim, iletişim teknolojileri stratejileri’ net şekilde tanımlanmalı. Çalışanların yetkinliğini artıracak, kurum kültürünün ve teknolojik kültürün yerleşmesine katkıda bulunacak eğitimler planlanmalı.”
Başarı hikayeleri ile büyüyor
Dr. Müh. Gülay Savaş, teknoloji koçluğu ile katma değer sağladığı şirketleri şöyle örnekledi:
“Danışmanlık yaptığım bir prefabrik ve konteyner imalatı yapan şirkette BT ve İK departmanlarını kurarak, stratejilerini tanımlayarak, ERP, Revit ve İş Zekâsı programlarını konumlandırıp bütünleştirerek ve bunlarla fabrika, satış ofisi ve yönetim binası arası noktaları fiber optik altyapı ile birbirine bağlayarak, Excel ile sadece bu süreçlerini yöneten ve “Ciromuz aynı kalsa da, verimliliğimiz yüzde 30 düşüyor” diyen bir şirketin ciro ve verimliliği iki katına çıktı.
Gemi inşaat sektöründen 100 yıllık bir şirkette şirketin 5’inci kuşaktan sahipleri olan iki oğul yönetimi devraldılar, ama şirket yönetimi konusunda yeterli tecrübeye sahip değillerdi. Tüm hesap ve süreçleri Excel’de tutuyorlardı. Danışmanlık çalışması ile yine İK, BT yapılandırması oluşturuldu, bir ERP programı seçilip, konumlandırıldı. Bu şekilde şirket içi süreçler bütünleştirildi, kurumun 100 yıllık iş tecrübesi ortak bir kurumsal hafızaya aktarıldı.”